Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, Star Gazetesi tarafından bu yıl 2’ncisi düzenlenen Necip
Fazıl Kısakürek Ödülleri’nin sahiplerine verildiği ödül törenine katıldı. Necip
Fazıl Kısakürek’in kültürel ve manevi mirasını yaşatmak amacıyla düzenlenen
ödüllerin sahiplerini bulduğu geceye, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte eşi
Emine Erdoğan, bazı bakanlar, mülki idare ve yerel yöneticilerin yanı sıra
bilim kültür, sanat ve edebiyat çevrelerinden sanatçılar ile çok sayıda davetli
katıldı.
Haliç
Kongre Merkezi’nde gerçekleşen törende; Şiir Ödülü’nü Şair Cevdet Karal,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın; Tercüme Ödülü’nü Senail
Özkan, Kültür Bakanı Mahir Ünal’ın; Fikir Araştırma Ödülü’nü İlhan Kutluer,
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un; Hikaye Ödülü’nü Sibel Eraslan, Emine
Erdoğan’ın; Saygı Ödülünü ise Rasim Özdenören, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teklifi
ile Yazar Nuri Pakdil’in elinden aldı. Ödül sahiplerinin kısa konuşmalarla
duygu ve düşüncelerini aktardığı törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan da bir konuşma
yaptı.
“Necip Fazıl Ödülleri, Ülkemizin Fikir,
Sanat Ve Edebiyat Hayatındaki Hüner Sahiplerini Tanıtıyor”
Necip
Fazıl Kısakürek’i rahmetle yâd ederek ve onun adına düzenlenen ödüllerin yayın,
edebiyat ve fikir dünyamız için hayırlara vesile olmasını dileyerek konuşmasına
başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl’ın hatırasına sahip çıkan Star
Medya Grubu’na, sahiplerine ve yöneticilerine, ödül jürisinde yer alan sanatçı
ve akademisyenlere de teşekkür etti.
‘Ehli hünerin kadrini bilmek de büyük bir
hünerdir’ sözünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hüner sahibi olmak, iyi bir yazar, ufuk açan bir fikir adamı, seçkin
bir sanatçı, büyük bir zanaatkâr olmak gerçekten önemlidir, bu vasıflar başlı
başına bir değerdir. Ama işte bunun kadar önemli olan bir husus da, bu hünerin
kıymetini idrak etmek, onların eserlerine hak ettiği değeri verebilmektir. Ben,
Necip Fazıl Ödülleri’nin, ülkemizin fikir, sanat ve edebiyat hayatındaki hüner
sahiplerinin tanınmasına, taltif edilmesine, kıymetlerinin anlaşılmasına vesile
olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
“Medeniyetimiz; Bir Söz Ve Yazı
Medeniyetidir”
Medeniyetimizin,
aslında bir söz ve yazı medeniyeti olduğunu belirten ve tarih boyunca
kurduğumuz büyük devletlerin arkasında, akil devlet adamları ve basiretli
siyasetçiler kadar, mütefekkirlerin ve âlimlerin olduğuna dikkat çeken
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim tarihimizde
büyük devlet adamlarıyla gönül dünyamızın manevi önderleri, her biri bizim için
adeta kutup yıldızı olan arifler hep yan yana, omuz omuza olmuşlardır” dedi
ve şunları ekledi: “Şöyle tarihimize bir
göz atalım. Büyük Selçuklu'nun inşasında Alparslan’ın cesareti, Melikşah’ın
kabiliyetinin yanında Nizamülmülk’ün adaletini, dirayetini de görürsünüz.
Anadolu Selçukluları, Süleyman Şah’ın, Kılıçaslan’ın kahramanlıklarının yanında
Mevlana Celalettin Rumi’nin aşkının, vecdinin de eseridir. Osmanlı çınarı,
Osman Gazi’nin Orhan Gazi’nin Fatih’in, Yavuz’un Kanuni’nin siyasi dehasıyla
beraber, Şeyh Edebali’nin, Yunus Emre’nin, Akşemseddin’in, Hacı Bektaş Veli’nin
hikmet pınarından da sulanmıştır. Büyük devletler, toprakları geniş, orduları
kalabalık, hazinesi zengin olduğu için büyük değillerdir. Bunların hepsi de
gelip geçicidir. Büyük devletler asıl, ilme, bilgiye, edebiyata, sanata, şiire,
mimariye, fikir hayatına yaptıkları katkılarla bu sıfatı kazanırlar.”