Bu özür çok önemlidir. Önemi özür dileyenden ötürü değil, ÖZRÜN kendi
niteliğinden dolayıdır. Son yıllarda genişleyen ve kemikleşen; Akıl, Vicdan ve İnsanı olarak iyi olan her ne
varsa hepsine karşı davranışlar içinde
bir iklimde yaşayan, kör,sağır, duygusuz, mantıksız bir cephe var. Bu
cephe kendi yalanlarına, kendi inançlarına, kendi düşmanlarına odaklaşmış ve
bunlar için kendince FAYDALI, AMACA GÖTÜRÜCÜ ve KARŞI DEDİĞİNE ZARAR verici her
türlü şeyi sorgusuz sualsiz kabullenmekte, desteklemekte ve uygulamaktadır.
Bırakın yanlışlarını, hatalarını,
eksiklerini kabullenmeyi, en yakın dostlarını, düşüncedaşlarını bile aksi bir
ses çıkardıklarında veya kazara karşı cepheden bildikleri ile insani basit
münasebetlerde bile bulunmalarını AFFEDİLMEZ bir HATA olarak görüp, tüm gayri
insani ve akli tepkiler ile onları LİNÇ etmektedirler.
Demokratik, medeni, batıcı,
akılcı ve daha onlarca farklı biçimde kendilerini tanımlayan bu kesimlerde
anlatılmayacak katılıkta bir Mahalle baskısı, faşizmin yeniden tanımlanmasına
yol açacak sertlikte uygulamalar kimseyi şaşırtmaz hale getirmiş durumda.
Özellikle Sanat, bilim, eğitim
Meslek birlikleri ve medya sektöründe hakim olan bu bağnaz hava tüm
bileşenlerini sorgusuz sualsiz esir almış durumda. Her ne kadar düşüncenin ve
özgür iradenin açıkça gasp edilmesi, faşistçe bastırılması olarak ironik bir
resim çizse de, duyulan nefretin yüksek dozdaki zehirleyici etkisi ile
yaşanılan akıl tutulması bu saçmalığı sorgulanamaz bir hale getiriyor.
İşte bu özür bu noktada bir dönüm
noktasıdır. En azından bu zehirli, uyuşturan ve tüm benliği esir eden uykudan
bir uyanış, bir fark ediş ve bir rahatsızlık duyulması açısından önemlidir.
Eğer ki samimi olarak okunup, değerlendirilebilirse en azında akıl ve vicdanın
geri dönebilmesi adına bir imkan vardır demek.
Özür metninde kısaca, “doğal ve
insanı bir davranışı için dünyaca ünlü bir sanatçımızı haksız ve eleştirel bir
üslupla haber ederek, kendimizin bile şikayetçi olduğu KAMPLAŞMA BAĞLAMINDA
DEĞERLENDİRİLMESİ TUZAĞINA, ZAAFINA ne yazık ki biz de düştük.” Denilerek bir
TUZAĞA düşülmesi ve ZAAFLARA yenik düşülmesi farkındalığı ifade ediliyor.
TUZAK ve ZAAF fark edildiğine göre ÖZÜR DİLEME ERDEMİNDE bulunan bu kalemler, bahsedilen TUZAĞI bozma ve ZAAFLARINDAN kurtulma dirayetinde de olmalıdırlar. Bu noktada bir çizgi çekip, saçmalığın, akıl dışılığın ve vicdansızlığın son noktası olarak tespit etmeli ve buradan geriye doğru sınırı çekmek için ellerinden geleni yapmalıdırlar. Varılan noktanın ÖZÜR DİLEME metnindeki ifadeler doğrusunda daha insani, akla uygun ve kabul edilebilir olandan nasılda uzak kaldığı aynı yolun yolcularına da ivedilikle anlatılmalı ve gösterilmelidir.
Her türlü iktidar savaşı,
ideoloji çatışması, kıskançlık, çıkar, hırs, ,inanış çeşitli şekillerde bir
rekabet ve çarpışma içinde olabilir. Ancak bunun noktası ÖZÜR NOKTASI
olmamalıdır. Bu nokta her şeyden çok uzak, karanlık bir noktadır. Akıldan,
vicdandan, dostluktan ve ışıktan ıraktır.
Bu açıdan bu özür ıraklaşmanın
durması ve durumun fark edilmesi açısından önemli ve değerlidir. İnşallah bu
noktadan sonra normale dönüş yaşanır ve özürlerin tekrarı ile değersizleştiği
bir boşluğa gitmez sonu.
İşte O ÖZÜR
"Geçen pazar günü 1.
sayfamızda, dünyaca ünlü fotoğraf sanatçımız Ara Güler'le ilgili bir haber
yayımladık. Haberde, Ara Güler'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
fotoğraflarını çekmek için randevu talep ettiği, bu talep üzerine kendisine
randevu verilerek Erdoğan'ın Kısıklı'daki konutunda çekimin yapıldığı bilgisi
yer alıyordu. Haber doğruydu elbette, ama "Usta'yı 'Ara' ki bulasın" şeklinde haksız ve
eleştirel
bir başlıkla sunulmuştu.
Dünyaca ünlü bir fotoğraf sanatçısının ülkenin Cumhurbaşkanı'nın fotoğraflarını
çekmek istemesi de, bu çekimin yapılmış olması da gayet anlaşılır ve doğal bir
durumdur. Buna karşın, her gün şikâyetçi olduğumuz toplumun giderek
kamplaştırılması, en insani ve doğal olayların, tutumların ve çalışmaların bile
bu kamplaşma bağlamında değerlendirilmesi tuzağına, zaafına ne yazık ki biz de düştük. Bu nedenle Ara Güler'e açık bir özür borcumuz var. Yaptığımız bu yanlış nedeniyle özür dileriz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder