28 Kasım 2015

Batı Medeniyeti ve Eli ayağı kesilen 5 yaşındaki Kızına Bakan Kongolu KÖLE BABA

Bu resmi bir sosyal paylaşım sitesinde görünce, yine kullanıcılar tarafından oluşturulmuş yanıltıcı ve propaganda amaçlı olanlardan biri sandık. Çünkü altında

"Bu, köle babanın baktığı, 5 yaşındaki kızının kesilen eli ve ayağı.!  Köle çocuğun suçu az kauçuk toplamak. Yer Kongo."

yazıyordu. İnanılmayacak kadar vahşi, inanılmayacak kadar insanlık dışı geliyordu.
Ve nasıl oluyor da böyle bir vahşetten haberimiz olmuyordu!

Gerçekten böyle bir vahşet yaşanmış ise bugüne kadar bir şekilde bilmemiz, duymamız gerekiyordu! Ama bilmiyorduk! Resimden yaptığımız araştırmada inanılmaz iç yakan bir bu vahşetin gerçek olduğuna ulaşıp, şoka giriyorduk.

Böyle bir vahşet çokta uzak olmayan bir tarihte yaşanmış ve bu vahşete medeni diye lanse edilen ve bizlere ulaşmamız gereken bir hedef olarak gösterilen batı dünyası vesile olmuş, susmuş ve izlemiş. Şu an yaşanan ve geçmişte yaşanan onlarca benzer vahşet gibi.

Mehmet Akif Ersoy'un muhteşem şiirsel tespiti ile ifade edersek "Medeniyet dediğin Tek dişi kalmış canavar" tüm bunları yapan.

Konu ile ilgili bilgileri aşağıdaki gibi anekdot olarak sunuyoruz. Kim bilir bizim gibi kaç kişi habersizdir bu ve benzeri katliamlardan.
  • Fotoğraftaki adam, kendisi gibi köle olan ve yeterince kauçuk toplayamadığı için cezalandırılan 5 yaşındaki kızının kesilen sol eli ve sağ ayağına bakıyor.
  • Fotoğraftaki adam, kendisi gibi köle olan ve yeterince kauçuk toplayamadığı için cezalandırılan 5 yaşındaki kızının kesilen sol eli ve sağ ayağına bakıyor.
  • Bu korkunç fotoğraf 1885 ve 1908 yılları arasında Kral Leopold’un Afrika’daki hâkimiyeti süresince işlenen 5 milyon cinayet ve sayısız işkenceden sadece birisinin tanığı ve Kral Leopold’un, Afrika’da sahip olduğu topraklardan elini çekmesi ile sonuçlanan medya tepkisini başlatan belgelerden birisi.
  • 1865'te vefat eden babasının yerine taç giydi. Anayasaya bağlı bir hükümdar olarak hükümet siyasetini belirleme yetkisi olmamasına karşın "daha büyük, daha güçlü ve daha güzel bir Belçika istediğini" söylüyordu.
  • Bu amaçla meclisi harekete geçiremeyince bizzat kendisi Kongo'nun sömürgeleştirilmesi çalışmalarını başlattı.
  • 1876'da Brüksel'de uluslararası bir jeofizik konferansı topladı. Bu konferansta, "Kongo yöresi halkına medeniyet götürmek, bilimsel araştırma ve ticaret yapmak, Arap köle tüccarlarına karşı savaşmak için" uluslararası bir komite kurulmasını savundu. Konferanstaki konuşmasında öne sürdüğü fikirlerden biri şuydu:
  • "Dünyanın henüz nüfuz edilemeyen tek yöresini medeniyete kavuşturmak, oradaki halkların üstünde asılı duran karanlığı delmek, kanımca içinde bulunduğumuz bu ilerleme çağına yaraşır bir haçlı seferidir."
  • Bu çabaların sonucu olarak Uluslararası Afrika Derneği kuruldu ve II. Léopold derneğin başına geçti.
  • 1878'de Henry Morton Stanley'e Kongo havzasını keşfetme görevi verdi. Stanley'in gizli görevi ise, Kongo nehrinin güney yakasında Belçika egemenliği kurmak ve yöredeki kauçuk ve fildişi ticaretini ele geçirmekti.
  • Bunu takip eden yıllarda, 1884'e kadar, Stanley Kongo'da büyük miktarda fildişi ele geçirir, Léopoldville dahil koloniler kurar, bir demiryolu hattı inşa ettirir, zenci kabile liderlerini kandırarak veya zorlayarak egemenliği devretmelerini sağlar. Léopold, kabile liderleriyle yapılan anlaşmaların kısa ve basit olmasını, "birkaç maddeyle her şeyi kendilerine bırakmasını" istemiştir.
  • 1885'te toplanan Berlin Konferansı'nda Kongo'nun II. Léopold'ün egemenliğinde bir devlet olduğu diğer Avrupa ülkelerince tanınır. Bu olayı takip eden 23 yıl boyunca Kongo acımasızca sömürülecektir.
  • Artık insanlık tarihi boyunca yapılan en arsız ve acımasız soykırımlardan birinin mimarıydı ve bir Belçika başbakanının da dediği gibi "İnsanlara limon muamelesi yaptı, suları bitinceye kadar sıktı ve sonra bir kenara fırlattı."
  • II. Léopold, Kongolu yerlilerden Halk Ordusu (la Force Publique) adında bir ordu oluşturur ve bunu yine Kongolulara karşı kullanır. Kongoluların ve Arap tüccarların direnişi acımasızca bastırılır. Köle ticareti ülkenin batı kesimlerinde yasaklanmasına karşın doğu kesimlerinde hoş görülmeye devam eder.
  • Ülkenin altyapısı zorla çalıştırılan yerlilere kurdurulur.
  • Vergi gelirlerinin çok azı ülke için harcanır, çoğu Belçika'ya transfer edilir.
  • Kongo bütçesine ayrılan verginin hemen hemen yarısı Halk Ordusu için ayrılır.
  • 19.yy sonu ve 20. yy başlarında Kongo'da direniş hareketleri kuvvetlenir, isyanları bastırmak için gittikçe daha çok bütçe ayırmak gerekir.
  • Halk Ordusu askerlerinin attıkları mermilerin boşa gitmediğini ispatlamaları için kurbanlarının ellerini kesip getirmesi istenir. Askerler, başarı oranlarını yüksek göstermek için yaşayan kişilerin de ellerini keserler.
  • 1905'te Belçika Parlamentosu, Kongo'daki insan hakları ihlalleri hakkında soruşturma başlatır. Soruşturma sonucu suçlanan Léopold'ün Kongo'daki genel sekreteri boğazını keserek intihar eder. Bu arada, Kongo'daki rejimin sona ermekte olduğunu gören Léopold, bu son yıllarda ülkeyi sömürmek için elinden geleni yapmaktadır.
  • Nihayet 1908'de Belçika Parlamentosu, II. Léopold'ün Kongo üzerindeki yetkilerini kaldırır ve ülkenin yönetimini kendine bağlar.
  •  II. Léopold'e Kongo için yaptığı "büyük fedakârlıklar" nedeniyle yüklü bir maaş bağlanır.
  • II. Léopold'ün hükümranlığı döneminde, Kongo nüfusu tahminen 20-30 milyondan dokuz milyonun altına düştü. Bu suçlar, Belçika'daki diğer siyasetçiler tarafından da desteklendi.
  • Örneğin, yönetimin II. Léopold'den alınmasından bir yıl sonra Kongo'yu ziyaret eden Sömürge Bakanı, ülkede insan haklarının ihlâl edilmediğini söyledi. Belçika Parlamentosu, insan hakları ihlâllerinden ötürü kimseyi kovuşturmadı.
  • Belçika Kralı'nın bu zorba rejimi, bir denizcilik şirketinde çalışan yarı Fransız yarı İngiliz olan Edmund Dene Morel sayesinde sona erdi. Morel, Kongo'da olup bitenlerden şüphelenmiş ve araştırmaya başlayınca patronları tarafından başka yere gönderilmeye çalışılması üzerine istifa ederek gazeteciliğe başlamıştı.
  • Gazetelerde 1900'lü yılların başından itibaren çıkmaya başlayan yazıları Avrupa'nın gözünü açtı ve Morel, destek sağlamak için üç yıl boyunca pekçok ülkeyi dolaşıp dünya tarihinin ilk sivil toplum protestosunu başlattı. Leopold'ün yaptıklarını manşetlere taşıdı, yakılan köyler ile sakat edilmiş Kongolular'ın resimlerini yayınlattı, Mark Twain ve Sir Arthur Canon Doyle gibi o zamanın tanınmış yazarlarının desteklerini sağlayıp Leopold'ü kınayan yürüyüşler düzenledi.
Çok büyük bir vahşet dönemi yaşandı son yüzyılda. Sonuna doğru geliyoruz inşallah. Bu vahşetin sahibi Batı dünyası ve eteklerindeki sığıntılar. Bu vahşeti “Medeniyet”, “Demokrasi” ve benzeri anlamı, içeriği değiştirilmiş kavramlar ile yaptılar.

Bu vahşete dayanak ve ortam hazırlayan I. Ve II. Dünya, Körfez savaşları, İran –Irak savaşı, Arap baharları, 11 Eylül ve daha benzeri onlarca baştan kurgulanmış vahşet tiyatroları neden oldu.

Ölen, katledilen, sömürülen hep güçsüzler ve genelliklede İslamiyet’in var olduğu topraklar oldu. Bu zulme imkan veren ise Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması ve bu alemin sahipsiz, arkasız ve imkansız bırakılması oldu.

Ne kadar gariptir ki bunu fark etmek yüzyılları alan bir zamanı buldu. Bu sürede kötü olan, gaddar olan, medeni olmayan, diktatör olan yine bu zulme uğrayanlar olarak lanse edildi.

En basiti bu resimden bir karşılaştırma yaparsak bile bu çarpıtmanın, bu büyük yalanın çıplak gerçekliliği ortaya çıkar.

İslamiyet’te Hırsıza, ırz düşmanına, katile vb uygulanan kısasa kısas cezası yıllarca Şeriat ile yönetilen ülkelerde “el, kol, kafa kesiliyor” şeklinde kara propaganda malzemesi olarak kullanıldı durdu. Ama BATI MEDENİYETİNİN bırakın suçlu olma kriterini, masum çocukların bile ELİNİ AYAĞINI kesmeleri gündeme gelmedi. Hem de kendi hırsızlıkları, ırza geçmeleri ve katliamları uğruna yaptıkları.

Günümüzde bile hala DEMOKRASİ, MEDENİYET yalanı ile Libya’da, Mısır’da, Suriye’de, Sudan’da ve daha nice noktada benzeri vahşetleri sürüyor. Bombalarla, kendi kurdukları örgütlerle, biyolojik, kimyasal silahları ile katlederek tüketemedikleri toplulukları göçler ile denizlerde yüzer yüzer tüketmeye yüzsüzce devam ediyorlar.

Sonrada yalandan bir cama gelen taş, gerçekliği şüpheli kırılan bir burunla DEMOKRASİ kılıfı ile ülkemizi meşgul eden yerli maskaraları ile bizlere bunları görmeyin ve sahiplenmeyin diyorlar. İnsan olan BUNLARI GÖRMEZ Mİ? Bunlara SES ÇIKARMAZ MI?

Belçika Kralı II.LEOPOLD

Edmund Dene Morel "Vahşete Göz yummayan İNSAN"










Batı Medeniyeti yüz aklarından BELÇİKA'nın KONGO Hatıraları

Kaynaklar: Tarihi keşfet - Vikipedi






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder