24 Nisan 2015

Çanakkale'nin Yüzüncü Yılında Radikal

Bugün, bu yıl Çanakkale savaşının 100. yılı... Tüm ülke olarak bugün ki varlığımızı temel olarak o gün ki direniş ruhuna borçluyuz.

O günkü onurlu can siperane yapılan direniş ruhu ile bugünlere gelebildik. Milyonlarca can verdik bu uğurda.... Tüm memleket bir olup, 7 düvele ve onların yanında yer alan içerideki hainlere kafa tuttuk..... Atalarımızdan miras özgürlük tokadını öyle güçlü attık ki bir yüzyıl yankılandı evrenin soğuğunda.....

Ama ne yazık ki böyle bir günde Radikal ve Radikal blogun sayfalarında Çanakkale ile ilgili bırakın bir alan açmayı bir satır bir manşet bile yok..... Varsa yoksa Ermeni yalanları, eş cinsel hakları ve daha bilmem ne kadar gündem dışı günlük şeyler....

Nasıl bir zihniyettir ki bir devletin, bir milletin en önemli kutlamalarından tek bir alan açılmaz sözde bu ülkenin gazetesinde.... Daha düne kadar sosyal medya hesapların başına T.C koyarak memleket sevdasını dışa vuranlar bu mudur sizin sevdanız?


Yazıklar olsun....


57. Alayın Gününde Yapılanlar.....

Bugün Çanakkale kahramanlarının anılma günü... Bu gün Türk Milletinin en gururlanacağı günlerden biri... Ama bakın radikalin sayfalarına! Bloga.... Her tarafta ermeni yalanı ve ona destek çıkan sözde Türk evlatları.....

Kendi ulusunun varoluş savaşı verdiği ve onu taçlanlardığı bir günde, kendilerine ihanet eden ve en zor anlarında sırtından hançerleyenlerini yalanları ile yüzleşip duruyorlar.....

Ve bu blog editörleri her türlü yalana yer açarken bunun karşısında yer alan yazılara sansür uyguluyorlar, en demokrat, en aydın halleri ile......

Bugün sancağı yere düşürmemek Milletini tarih sahnesinden sildirmemek adına dünyanın en vahşi savaşında tüm mensuplarını kahramanca şehit eden 57. Alay anılırken bu sayfalarda hiç bir kalemden tek satır düşmüyor bu ekranlarda.


Kınamak kafi gelmese de, tarihe not düşmesi açısından kaleme alındı bu yazı..... Yazıklar olsun size.....


Ne Kardeşi be!....

Yıllardır peyde per işlenen ve zamanla gerçeklerin unutulduğu bir yalana bel bağlamış hala ihanetten medet uman bir çetesiniz.

Yıllarca en rahat, en güvenli, en saygın biçimde el üstünde tutulduğunuz bir millete, en zor anında hançer sapladınız. Gariban ve savunmasız halkını gaddar çeteleriniz ile tarumar ettiniz. Devlet adamlarına haince pusu kurup, şehit ettiniz.

Aklı daha üstün olanlarınız bunun karşılığı olarak çoğunlukla ABD Kaliforniya olmak üzere büyük servetler edinip, yine zevk-ü sefa içinde yaşamaya, bu kanlı mirastan beslenmeye devam ettiniz. Hareket kabiliyeti olmayan, işe sapa gelmeyenleriniz ise ya Rusya’ya kaçtı, ya da Türk Milletinin en zayıf yanı olan acıma duygusuna sığınıp bu topraklarda yaşam sürdünüz.

Tabii ki ihanetinizin, gaddarlığınızın bir bedeli olacaktı. Devlet gücü oranında sizleri hak ettiğiniz ile yüzleştirdi. Zorunuza giden devletin hal bu kadar gücü olması ve yapabildikleri idi. Çünkü sizler bu kadarını beklemiyordunuz. Bu milletin hepten koldan kanattan düştüğünü ve aciz bir biçimde sizin Milletini katledişinize biçare kalacağını sanmıştınız. Ama yanıldınız. Bu Milletin ez güçlü anı en aciz olduğu andır. En acımasız olduğu an en çaresi kaldığı andır.

23 Nisan 2015

CHP Bu Kez Daha Hazırlıklı Geliyor!

Kim demiş CHP iktidara hazır değil diye! Halt etmiş..... Bence en hazırlıklı oldukları seçim bu olacak.... Niye mi?

En azından bu seçimde neyi nasıl yapacakları ve de nasıl onaracakları aşağı yukarı belli.....

En azından ekonomiyi ilk bir iki yıl içinde Demirelvari popülist yöntemler ile alaşağı edecekleri parti programlarında deklare edildi. Sosyal alanda muhafazakar kesimi kendi kabuğuna çekip, baskılayacakları yasakçı vaatlerinde açık.....

Önceden sadece bir şehir efsanesi olan CHP zamanları ekonomik kriz/yokluk/karne demek, yaşamsa "yasak hemşerim" den ibaret, seçim beyannamesinde alenen yazılmış gerçekler olarak karşımızda.... Bu iyi bir şey..... Neden mi? Neden olacak şeffaf ve açık sözlü olmak adına tabii ki..... Bu açıdan tam not almaktalar......

21 Nisan 2015

300 - 500 Ölüyorlar! Kimsenin ruhu duymuyor....

Bir hafta içinde Peş peşe 3 gemi Akdeniz’de battı. Sıra ile 400 - 700 - 300 civarı kişi kayboldu şeklinde haber bültenlerinden geçti gitti.

Kurtarma diye kameralara yansıyan ve çoğunluğu kıt kaynaklar ile gönüllülük esası ile yapılan çabalarda ekranlara battaniyelere sarılı ve gözlerine yapışmış kalmış korku ve çaresizlik içindeki kurbanlar yansıdı. Kimi yaşlı, kiminin kucağında bebeler, kimi hasta yada sakat birbirinden çaresiz ve korkmuş canlar.... Kimsenin aklına kayıp olarak adlandırılan binlerce kişinin akıbetleri gelmiyor bile.

Denizlere bu kadar sayıda atık madde dökülse ortalığı ayağa kaldıracak olan kurumlardan ses yok! Demek oluyor ki insan cansız insan bedenleri denizleri kirletmiyor.

En duyarlı diye geçinen basın yayın organları, Şovlarla dünyayı kurtardığını sanmamızı isteyen çevre örgütleri, Hangi tür milletlerden birleştiği ve hangi tür milletlere faydası olduğu bilinmeyen BM sadece olayın kayıtlara geçmesinden ve bir kaç satır bilgi notu ile bu kazaları kapatıyorlar.

18 Nisan 2015

çocuk düşmanı Beşiktaş HA... Beşiktaş Düşmanı kim acaba?

Bir kaç gündür sistematik bir biçimde Hürriyet ve Radikal gazetesinde Beşiktaş üzerine belli bir hedefe yönelik haberler çıkıyor.

Kapıya dayanan Kırmızı icra kamyonu, satılan bir loca, çirkin ve terbiyesiz ve de hadsiz bir karikatür. Bugün de Radikal'in "Sıcak Haber" bağlantısında koca bir manşet "Beşiktaş Belediye'sinden skandal ihale!" .... Bunda ne var tabii ki.....

Çocukları düşünene, kamu yararını düşünen, yasaları düşünen bir anlayış ile hatalı bir ihale haber yapılmış olabilir. İnanın haberi dahi bu yazıyı yazana kadar okumadım.

Asıl dikkat çeken ve sinir katsayısını fırlatıp bu yazıyı yazdıran kocaman resim üzerindeki küçük bağlantı yazısı: Buraya kocaman yazalım ki gözle daha net görülsün ve aklı kıt bu linki düzenleyene selam olsun;

"ÇOCUK DÜŞMANI BEŞİKTAŞ"

Ne zeka ama! Alkışlıyoruz.......Sanki bu gazeteler sattıkları gazeteyi kimin okuduğuna, buralarda kimlerin üye olup yorum yaptığına dikkat ediyormuşçasına, Beşiktaş'tan Loca alan birini lanetliymiş gibi gösterip, satış yapanları linçe tabi tutuyorlar.

17 Nisan 2015

Radyasyon, Eşek, Mazot, Ölüm, Komedi ve Utanç

Üç farklı ülke. Üç farklı haber. Üç farklı alem... Nasıl acımasız bir dünyada yaşadığımızı gösteriyor. Biri Çin, biri Japon ve biri bizden kahramanlar.

İlk haber Japonya'dan;

Fukuşima'nın tek bekçisi

Japonya'da ki deprem sonrası meydana gelen Nükleer sızıntı sonrası terk edilen ve yaşam faaliyetlerinin sonlandırıldığı Fukişayama'daki yüzlerce caresiz hayvana yardım eden Matsumara haberlere konu olan;

"Doktorların kendisine radyasyonun zararlarının bundan 30 ila 40 yıl sonra görüleceğini söylediğini belirten Matsumura “o zamana kadar her halükarda ölmüş olacağım” diyor. Matsumura geri döndüğünde çiftliklerde kilitli kalan binlerce ineğin telef olduğunu görmüş. Sahiplerinin bağlı bıraktığı pek çok hayvanı da serbest bırakmış. Şu anda pek çok hayvan Matsumura tarafından beslendiği için hayatta. Devlet Matsumura’nın burada yaşamasına izin vermiyor ancak bu yasak yardımsever adamı durdurmaya yetmemiş. 2011’den bu yana hayvanların bakımını üstlenen Matsumura bağışlar sayesinde yeteri kadar yiyecek alabiliyor. Matsumuro’nun destekçileri ona “Fukuşima hayvanlarının bekçisi” adını takmış." - Alıntı Hürriyet Gazetesi –

İkinci haber Çin'den

Çocuğuna ilaç alabilmek için

Çin'in yıllardır süregelen hayrankalınası büyümesi ile birlikte, medyaya sadece yükselen gökdelenler, yeni türeyen Ultra lüks düşkünü zenginler dışında böyle bir haber düşmesi nasıl bir utançtır insanlık adına. Daha bir kaç ay önce bu görgüsüz zenginlerden biri yüzlerce Iphone ile sevgilisine kur yapma haberi ile Çin'den gelmişti manşetlere. Bir de bu habere bakın ;

16 Nisan 2015

Fikret Orman BEŞİKTAŞ'ın Şansıdır

O kadar yoğun bir gündemin içinde sporda bir konu birden manşetlere çıkıverdi. Beşiktaş Kulübü haciz ediliyor diye!

Kırmızı bir kamyon ile Beşiktaş'ın kapısına dayanarak makam odasından masa sandalye alarak 5.000.000TL tutarındaki alacağını tahsil etmeye çalıştı. Başlı başına şov amaçlı yapılan ve dünyanın en saçma ve saygısız gösterilerinden biri bu!

Geçmiş dönemin yapmış olduğu akla ziyan ve hiç bir ticari mantığa uymayan anlaşmalardan biri daha Beşiktaş'a bu şekilde zarar verdi. Yapılan onca saçma transfer ve tazminatların ödemesi yetmezmiş gibi daha ne için olduğu bilinmeyen bir hizmet için kulüp böyle bir şova alet edildi.

Kulübü inanılmaz bir borç batağına sokana ve ne gariptir ki bu borcun çoğunu kendine borçlandıran başarısızlık abidesi giderken kendine de kulüp çeki yazdırtmayı ihmal etmemiştir.

Üçüncü taraflara karşı kulübün kayıplarını karşılayacağı yerde birde düşüncesizce kendi alacaklarını kurtarma derdine düşmüştü.

15 Nisan 2015

Karadaki Köpek Balıklarından Kaçarken Denizdekilere yem oluyorlar

Dün akşam haber sayfalarına rutinmiş gibi, bir manası yokmuş gibi bir haber düştü. Ne şok etkisi ne de gündemi etkileyecek flash etkisi yarattı.

"Akdeniz'de 400 göçmen hayatını kayıp etti."

400 Kişi.... 400 nefes alan can... 400 canlı topluca hayatını Akdeniz’in derinliklerine bırakıyordu. Hâlbuki "Kaçak Göçmen" diye adlandırılmalarının sebebi hayata tutunabilmek ve güzel bir gelecek kurabilmekti.

Yaşadıkları yerleri yaşanmaz hale getiren köpekbalıklarından kaçarken Akdeniz’in tuzlu sularında ebediyete yol alıyorlardı.

Ve inanılmaz dır ki hiç bir kimseden, hiç bir örgütten ses çıkmıyordu. Halbuki etrafımızda ne kadar da duyarlı insanlar vardı! Kurumlar vardı! Değil mi?

9 Nisan 2015

Okumak CAHİLLİĞİ alır

Evvel zaman içinde tam şu anın içinde bir yerlerde garip şeylerin olduğu, aynaların yalan, dolapların dolan olduğu yerlerde küçük tatlı şirin bir eşek yaşarmış. Adı ne karakaçan ne de Shrek'miş. Arkadaşları ve sahipleri ona kısaca ortic derlermiş.

Ortic şen şakrak ve ağzıda biraz bozuk bir sıpaymış. Etrafındaki herkesi gülmekten kırıp geçirirmiş. Bir nevi eşek dünyasının star Stand-Up cısıymış. Ortic aynı zamanda zeki birisiymiş ve okumayı severmiş. Hafızası da kuvvetli olduğundan okuduklarını hiç unutmaz, yeri geldiğinde bilgilerini kullanarak etrafında hayranlık uyandırırmış.

Gel zaman git zaman Ortic'in ünü artmaya başlamış ve kendine olan güveni zamanla katı bir narsisliğe doğru yol almaya başlamış. Bir yandan bu tatlı günlerin keyfini sürerken bir yandan da okumaya ve bilmeye devam etmiş. Zamanla o kadar çok şey öğrenmiş ki kendi bile ne bilip ne bilmediğini kavrayamayacak düzeye gelmiş. Ancak tek bir şeyden eminmiş o da "Hiç kimsenin hiç bir şey bilmediğinden"

ABD harfleri karanlıktan üfledi

Tesadüf müdür! Kara mizah mı? Komplo teorisi mi?

Ülkemizde tüm elektriklerin bir anda gitmesi daha sıcakken ve henüz olayın nedeni aydınlatılmamışken ABD başkenti karardı birden.

Nasıl bir zarurettendir bilinmez Beyaz Saray sözcüsü Bayan Harf karanlıklar içinde basın açıklamasını yapıverdi. Nasıl bir kesinti ise! Jeneratörde mi yoktu koca sarayda?

Biz çok garip geliyor bazı şeyler;

* Elektrik kesintilerinin bir anda ülke gündemlerine gelmesi
* Türkiye'nin ardından ABD'nin başkentinin karanlıkta kalması.
* Beyaz Saray’ın karanlıkta basın açıklaması yapıp, tüm dünyaya bunun servis edilmesi.

Allah (c.c) hayırlara çıkarsın, bu karanlık mesajları. Gerçeğin ışığı aydınlatsın tüm bu karanlık kuytu noktaları.

(ilk yayın tarihi:08.04.2015 14:49:10)

4 Nisan 2015

Bu BASİT bir ELEKTİRİK Kesintisi değil

Bir anda tüm ülkenin elektriği gitti. Bayram değil seyran değil misali, kar değil kış değil, yazın kavurucu sıcaklığı da değil bu kesinti neyin nesi? Tarihte 31 Mart! Türkler için pek çok şeyin değiştiği bir zaman dilimi! Tesadüf mü? Garip bir tesadüf!

Hiç bir açıklama bu olayı basitçe anlatmaya muktedir olmayacak. Bu her neyse güçlü bir mesaj ve etkili bir mesaj taşıyor. Oluşturduğu güvenlik, sağlık, lojistik vb ciddi sıkıntıların yanında, bu belirsiz ve karanlık mesaj hepsinde ürkütücü ve tehlikelidir. Bu vesile ile ülkemizdeki tüm kurumlar tam elektronik yapıları tekrar gözden geçirip, böyle zamanlar için manuel/eski usul yöntemleri ve tedbirleri kullanılabilir halde tutmalıdır. Her kurumun elektroniğin büyülü dünyasından kurtulup bu benzeri karanlık dönemleri için stratejilerini oluşturmalar elzemdir. Öyle ki an gelir basit bir el feneri bile hayat memat meselesi haline gelebilir.

Bunun etkileri zamanla ortaya çıkacaktır. İnşallah kesintinin sadece karanlığı kalır hatıralarda, hiç bir karanlık olayla tekrar gelmez bir daha akıllara.

Bu gün ve sonrası için başta güvenlik güçleri olmak üzere herkesin temkinli olması ve azami bir dikkat göstermesi faydalı olacaktır. Tehlikenin nerede ve ne zaman baş göstereceği belli olmaz.