O kadar yoğun bir
gündemin içinde sporda bir konu birden manşetlere çıkıverdi. Beşiktaş Kulübü
haciz ediliyor diye!
Kırmızı bir kamyon ile
Beşiktaş'ın kapısına dayanarak makam odasından masa sandalye alarak 5.000.000TL
tutarındaki alacağını tahsil etmeye çalıştı. Başlı başına şov amaçlı yapılan ve
dünyanın en saçma ve saygısız gösterilerinden biri bu!
Geçmiş dönemin yapmış
olduğu akla ziyan ve hiç bir ticari mantığa uymayan anlaşmalardan biri daha
Beşiktaş'a bu şekilde zarar verdi. Yapılan onca saçma transfer ve tazminatların
ödemesi yetmezmiş gibi daha ne için olduğu bilinmeyen bir hizmet için kulüp
böyle bir şova alet edildi.
Kulübü inanılmaz bir
borç batağına sokana ve ne gariptir ki bu borcun çoğunu kendine borçlandıran
başarısızlık abidesi giderken kendine de kulüp çeki yazdırtmayı ihmal
etmemiştir.
Üçüncü taraflara karşı kulübün
kayıplarını karşılayacağı yerde birde düşüncesizce kendi alacaklarını kurtarma
derdine düşmüştü.
Bu şekilde ekonomik
çöküntünün yanında sportif olarak ta hiç bir elle tutulur başarı bırakmamıştı
bizlere. Her yana mutsuzluk, umutsuzluk ve Borcun ağırlığı çökmüştü.
Böyle bir zamanda Fikret
Orman ortaya çıktı ve hiç kimseden para dilenmeden sorumluluğu ekibi ile üstüne
aldı. Bu borç batağı, bu kaynak kıtlığı ve bu umutsuzluk ortamında kendi
kaynakları ve gençlere yatırım yaparak bir hareket bir nefes getirdi kulübe.
Kupalar gelmese bile eski Beşiktaş dinamizmi ve sevgisi döndü geriye. Gençlere
yapılan yatırım fazlası ile karşılık buldu ve hemen hemen hepsi milli takım
düzeylerinde yıldız oyunculara dönüştüler.
Ayrıca pek çok kulübün
cesaret edemediği bir şeyi yaparak Önder Özen ve sistemini uzun bir süre kulüp
yapısında çalıştırarak gelecek için önemli kazanımlar elde etti.
Yılların umutsuz
hayalini, kulübün en umutsuz dönemlerinin birinde, en kötü mali bir tablo
içinde hayata geçirdi. Vodafone Arena onlarca kupaya bedel bir mabet olarak
yükselmekte boğazın en güzel yerinde.
Ve çoğunluk ile tüm kulüpler
sponsorlarını yitirirken Stattan, Basketbola, hentboldan Tekerlekli Basketbol kulübüne
inanılmaz rakamlar ile sponsorlar buldu. Tüm bunları yaparken de kulübün hiç
bir değerini alçaltmadan ve incitmeden yaptı.
Tüm bunların üstünde çok
önemli bir şeyi de başarmak için üst seviyede gayret gösterdi.
"Beşiktaşlılık duruşu" olarak isimlendirilen sporda ahlak, saygı ve
sevgi kavramlarını en önde tutmaya çabaladı. Üstelik bu kavramların en
yıpranmış ve en değer görmez zamanlarında.
Şimdi sıra gelmiş tarihi
stat açılışına, sportif başarılara birileri utanmadan Kırmızı bir kamyonu
dayamış kulüp kapısına ve hiç kızarmadan haber salmış medyada ki, servis
etsinler bu ayıbı dünyaya.
Bu kadar zor anlarda
elini değil tüm varlığını taş altına koyan Fikret Orman ve ekibi bu ayıptan
dolayı eleştirilmemeli ve desteklenmeli iken, o günlerde ulaşılmayan suskunlar
eleştiriye başlamışlar. Yuh olsun onlara.....
Bu statta bu kupalarda
en çok Orman ve ekibine yakışır bundan sonra. İşin kaymağını yeme adına bu
saygısızlığı ve benzer olumsuzlukları kullanarak öne çıkmak isteyenlere ancak
bu işlerin ayıbı düşer. Ya kafaları öne eğer sessizce düşünürler nerede yanlış
yaptık diye, yada ayıplarına ayıp katarlar bir ömür sürer.
Her ne olursa olsun
Fikret Orman ve ekibi eleştirilerden önce takdiri ve saygıyı hak ediyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder