17 Nisan 2015

Radyasyon, Eşek, Mazot, Ölüm, Komedi ve Utanç

Üç farklı ülke. Üç farklı haber. Üç farklı alem... Nasıl acımasız bir dünyada yaşadığımızı gösteriyor. Biri Çin, biri Japon ve biri bizden kahramanlar.

İlk haber Japonya'dan;

Fukuşima'nın tek bekçisi

Japonya'da ki deprem sonrası meydana gelen Nükleer sızıntı sonrası terk edilen ve yaşam faaliyetlerinin sonlandırıldığı Fukişayama'daki yüzlerce caresiz hayvana yardım eden Matsumara haberlere konu olan;

"Doktorların kendisine radyasyonun zararlarının bundan 30 ila 40 yıl sonra görüleceğini söylediğini belirten Matsumura “o zamana kadar her halükarda ölmüş olacağım” diyor. Matsumura geri döndüğünde çiftliklerde kilitli kalan binlerce ineğin telef olduğunu görmüş. Sahiplerinin bağlı bıraktığı pek çok hayvanı da serbest bırakmış. Şu anda pek çok hayvan Matsumura tarafından beslendiği için hayatta. Devlet Matsumura’nın burada yaşamasına izin vermiyor ancak bu yasak yardımsever adamı durdurmaya yetmemiş. 2011’den bu yana hayvanların bakımını üstlenen Matsumura bağışlar sayesinde yeteri kadar yiyecek alabiliyor. Matsumuro’nun destekçileri ona “Fukuşima hayvanlarının bekçisi” adını takmış." - Alıntı Hürriyet Gazetesi –

İkinci haber Çin'den

Çocuğuna ilaç alabilmek için

Çin'in yıllardır süregelen hayrankalınası büyümesi ile birlikte, medyaya sadece yükselen gökdelenler, yeni türeyen Ultra lüks düşkünü zenginler dışında böyle bir haber düşmesi nasıl bir utançtır insanlık adına. Daha bir kaç ay önce bu görgüsüz zenginlerden biri yüzlerce Iphone ile sevgilisine kur yapma haberi ile Çin'den gelmişti manşetlere. Bir de bu habere bakın ;


"Çin'de bir adam, çocuğunun hastane masraflarını karşılamak için yürek burkan bir yönteme başvurdu. Chen Yuntao (38), Hefei kentinin en işlek sokaklarında, başına at maskesi geçirerek yoldan geçenlere 5 yuan (yaklaşık 2 lira) karşılığında sırtında gezdirmeyi teklif ediyor. Daily Mail'de yer alan habere göre; lösemi hastası oğlu Chen Minghao'nun (9) tedavi masraflarını karşılamak için bu yola başvuran Chen Yuntao, "Son çarem olmasa, bunu yapmayı asla düşünmezdim" diyor. Şimdiye kadar oğlunu ölümcül hastalığın pençesinden kurtarmak için 200 bin yuna 87 bin lira harcayan ailenin 160 bin yuan (70 bin lira) borcu bulunuyor. Sonraki kemoterapi içinse 400 ila 500 bin yuan (175 ila 220 bin lira) arası paraya daha ihtiyaçları var. Minik Chen Minghao'nun tek isteği ise iyileşip okuluna dönebilmek." - Alıntı Hürriyet Gazetesi –

Üçüncü haber bizden

2,5 Milyar benim mazot parama yetmez

Evlilik programında eş adayı kişinin aylık gelirinin 2500TL civarı olduğunu öğrenen gelin adayı burun kıvırarak "2,5 milyar benim mazot parama yetmez" deyince önce sosyal medyada sonrası da ana haber bültenlerinde gündeme bomba gibi düştü.

Aynı sırada dünyanın pek çok yerinde sebebi çoğunlukla mazottan kaynaklı nedenler ile patlayan bombalar ile binlerce masum hayatını kayıp ediyordu. Çoğunluğu çocuk olan bu ölümlüler haber bültenlerinde sadece rakam olarak yer alıyordu.

Ayrıca bu lanet mazotun neden olduğu pek çok felaket nedeni ile insanlar yerlerini yurtlarını huzurlarını, yaşama haklarını kayıp edip, kendi memleketlerinde bir bir boğazlarını sıkıyorlardı. Yüzlerce iç savaş sebebi ile dünyanın binlerce yerinde yiyecek bulamayan, sağlık hizmeti alamayan, eğitimin rüyasını bile göremeyen insanlar ya oldukları yerde erken gelen bin bir çeşit ölüme ya da göç yollarındaki isimsiz mülteci ölümüne razı oluyorlardı.

Bizlerde gülmeye düşkün kişiler olarak bu gelin adayına prim yaptırıp gündemimizin en tepesine taşıyorduk. Bu gülme merakımız nedeni ile bizle alay eden, dalga geçen ve sonrası da zekâmızı, kültürümüzü küçümseyen komedyenleri trilyonluk servet sahibi yapıp, garajlarına onlarca milyon dolarlık arabalar koymalarını izliyorduk. Bu acı, bu utanç dolu kahkahalarımız ile arabalarına mazot akıtıyorduk.

En komiği ve de insanın en zoruna gideni de, yıllarca bizleri "düşündürmeden güldüren" ve "benim işim güldürmek, düşündürmek değil!" şeklinde, basit şovuna yapılan eleştirilere yanıt vererek kendini düze çıkaran komiğin, komikliği kayıp oldukça düşünmeye başlaması ve bizleri düşünmeye zorlaması. İnsanın nasıl da bir zoruma gidiyor, Allah biliyor.....

Tüm bunların üstüne şöyle bir haykırasım var: Ulan karı! Senin de mazotunun da..... Ama cahilliğim buna el vermiyor.... "Karı" bile diyemeyecek kadar cahilim.... Bu işi de Ülkemizin en zeki ve en bilgiç ihtiyarına havale edip, utancımla yazıyı noktalıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder