Yıllara aylara yayılmış olan ekonomik erozyon saldırısı, son günlerde
fırtınaya, tufana dönüştürülerek ülkemizi boşaltmaya, bir yerleri ise
doldurmaya odaklanmış.
Saldırının dozunun bu şekilde artması aceleciliği, saldırı kabiliyetinin,
saldırının etkisinin üst limitlerine geldiğinin göstergesidir. Mutlaka ve
mutlaka bir yerde bu tufan durmak durumuna gelecek ve/veya etkisi kayıp
olacaktır.
Bu zamanda çil yavrusu gibi sağa sola kaçışıp, kendini güvene alma çabasına
girmek yerine bir araya gelip sıkı sıkıya sarılıp bu hayasızca akınlara karşı
surlarda açık vermemeli, "doğacaktır sana hakkın vaat ettiği günler
yakın" düsturu ile vad edilen günlere güçlü ve dimdik bir arada
yürümeliyiz.
Bu günlerde bir olmanın, birlikte olmanın dışında farklı bir yol, yöntem
bulunmamaktadır. Hiç bir ama hiç bir fakat hiç bir istisna bu birlikteliğin
dışında bir yola hak değil, ihanettir, vatana saldırı altındayken sırtını
dönmektir, sırtından hançerlemektir.
Bu saldırıyı atlatmak sanılandan kolay, tehdit edilenden daha az bedel
dedir. Vatanı savunmanın en uç noktası canını feda iken, bundan gözünü bir an
bile kırmadan sakınmayanlar için böyle bir saldırı en fazla taciz ateşi
etkisindedir. Hele ki bu ekonomik saldırının hiç bir ekonomik alt yapısı,
gerekçesi yok iken; Saldırın ve etkisi büyük bir çoğunluk ile sanaldır,
yapaydır. Yapay yollarla oluşturulan sağanağın, tufanın etkisi de aynı
yapaylıkta olacaktır. Yeter ki bir olalım, bu yapaylığa kanmayalım, gözümüzü
budaktan sakınmayalım. Devletimiz hiç olmadığı kadar güçlü, hiç olmadığı kadar
bizden olanların idaresi altındadır. Bize düşen sakin, inançlı ve birlikte
devletimizin yanında sağlam durmak, birbirimize sımsıkı sarılmaktır.
Bu yapay tufanın etkisi en fazla ithal ürünlerde olacaktır. O da temel
tüketim/yatırım malları dışında bir yıl daha az telefon, Araba, elektronik
cihaz, kozmetik, tatil vd harcarsak hem bize artısı olacak hem de bu
saldırıları boşa çıkaracaktır.
Ne olacak bir yıl telefon yenilemezsek, araba yenilemezsek, lüks marka
kıyafet almasak, yurt dışına tatile çıkmasak, parfüm/krem almasak!!!! Hiç bir
kaybımız olmaz, üstelik on milyarlarca döviz ülkemizde kalır. Biraz frene
basmak ve gereksiz harcamaları (çoğunluğu savurganlığa varan) kısmak kimseye
bir şey kayıp ettirmez.
Bu yapay tufan geçtiğinde hem tasarrufa yönelmiş olacağız hem de
savurganlık düzeyindeki yabancı lüks ürün hovardalığımızdan bir nebzede olsa
kurtulmuş olacağız.
Tüm gücünü bizi yıkmak, ele geçirmek için bu yapay tufanlara ayıranlar
güneş doğduğunda gücü tükenmiş, bir kazanç elde edememiş bir halde; Güçlenmiş,
güç elde etmiş bizle nasıl baş edebileceklerdir. İşte o zaman gün bize doğacak
ve özgürce büyük bir güçle dünya sahnesinde koşmaya başlayacağız.
Bu nedenledir ki bu yapay tufan geçip gidecektir. Atalarımızın dediği gibi "Yel eser tozu kalır, su gider kumu kalır" misali gelip geçen gelip geçecektir. Kalan yerli olan, asli olan olacaktır. Allah bize güç kuvvet versin, birliğimize, dirliğimize halel getirmesin. Neler gelip geçmedi ki bu topraklardan. AMA GERİDE HEP BİZ KALDIK, GERİDEN HEP BİZ TOPLADIK/TOPARLADIK VE HEP BİZ AYAKTA KALIP İLERİYE YOL ALDIK. HİÇ ŞÜPHESİZ Kİ BU SEFERDE AYNI OLACAKTIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder