Her nedense bu resim çok fazla etkiledi bizi. Resmin yarattığı duygulara
tepkisiz kalamadık. Resmin üstüne içimizde yankılanan sesi işledik. Sonra bu
resmi sayfaya koyup kurtulalım dedik! Olmadı, bir şeyler yazmalısın diye
içimizdeki ses ortalığı yıktı.
Keşke, insanlıkta çocukların kılına zarar gelse ortalığı yıksa; Kendi
faydası uğruna çocukların dünyalarını yıkmasa!
Çocuklar hiç olmadığı kadar yıkım altında bu acımasız, duygusuz zamanlarda.
Varlıkta, yoklukta; Sevgide, nefrette; Savaşta, Barışta her ne varsa çocukları
un ufak ediyor. Yetişkinlerin dünyasında çocuklara yaşama imkânı yok. Çocukluk
diye bir kavram kayıp oldu, olacak durumda. Yaşamın tüm sevabını, günahını
çocuklarımızın üzerine yıkıyoruz.
Çocukları, çocuklukları koruyamıyoruz. Dünyalarımızın kiri, pası,
karmaşası, telaşı, sahtekârlığı, pisliği, acımasızlığı, vakitsizliği, hızı,
sabırsızlığı çocuklarımızı mahvediyor.
Kimisi aile içi şiddete, kimisi devletlerarası şiddete, kimisi vahşi
ticarete, kimisi cehalete, kimisi kibir dolu bilgiye, kimisi teknolojiye,
kimisi geri kalmışlığa kurban ediliyor.
Kalıplarımıza, evlerimize, kalplerimize, cüzdanlarımıza, kibrimiz, açgözlülüğümüze
sığdıramadığımız çocuklarımız un ufak olup gidiyor.
Çocuklarımızı parçalamaktan, un ufak edip bu hayatın en güzel zamanlarını
heba etmekten vazgeçmeliyiz. Onlara karşı yapılan her kötülükte bir dağ gibi
önlerinde durmalı, onları çocuksu dünyalarında gönüllerince yaşamalarını
sağlamalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder