Ekonomi kurallarına uygun işletildiğinde tabiri yerinde ise tıkır tıkır
çalışan bir makina gibidir. Makina tabirinden yola çıkarsak bu işleyişin düzgün,
verimli ve amaca uygun sonuçlar üretmesi için belirli yapılması gerekenler
vardır.
Bilindiği üzere makinalar parçalardan, parçalar bağlantılardan oluşur. Makinanın düzgün işleyişi için öncelikli olmazsa olmazı parçaların uygun, uyumlu ve bağlantıların düzgün olması gerekliliğidir. Ayrıca belli periyotlarda rutin bakımların, ölçümlerin ve değişimlerin yapılması da bu işin doğasındadır. Makinanın ne ürettiği, niye ürettiği, nasıl ürettiği, ne ile ürettiği onun ekonomik ve sosyolojik içeriği ile ilgili çok önemli bilgiler içerir.
Bilindiği üzere makinalar parçalardan, parçalar bağlantılardan oluşur. Makinanın düzgün işleyişi için öncelikli olmazsa olmazı parçaların uygun, uyumlu ve bağlantıların düzgün olması gerekliliğidir. Ayrıca belli periyotlarda rutin bakımların, ölçümlerin ve değişimlerin yapılması da bu işin doğasındadır. Makinanın ne ürettiği, niye ürettiği, nasıl ürettiği, ne ile ürettiği onun ekonomik ve sosyolojik içeriği ile ilgili çok önemli bilgiler içerir.
Ülkemiz ve diğer ülkelerin sıklıkla yaşadığı ekonomik sıkıntılar aslında
temelinde benzer sıkıntıları taşımaktadır. Bu sıkıntıları tek bir başlık
altında toplamak gerekirse bunu da yukarıdaki benzetme ile başarabiliriz.
Ekonomideki farklı biçimlerdeki sıkıntıların temel nedeni Makinanın doğasına
uygun kullanılmaması, makinanın çeşitli nedenlerle sekteye uğratılmasıdır.
Makinalar farklı farklı olsa da temeldeki çalışma prensipleri aynıdır. Her
makinanın belli bir üretim kapasitesi, üretim maliyeti, bakım ihtiyacı, bakım
maliyeti, yıpranma oranı, kullanım ömrü gibi benzerlikleri vardır.
Uzun ve farklı yüzlerce analizin yapılabileceği bu konuda biz ülkemizin
günümüzdeki yaşadığı sıkıntılar üzerine bir kaç tespitte bulunacağız.
Ülkemizin yaşadığı tüm ekonomik sorunların temelinde gerçeğin ifade
edilmemesi, gerçeğin yok sayılması, gerçeğin ortaya çıkmayacağı gibi kaçışa
dayalı, sorumluluk içermeyen uygulamaların olduğunu söylemek gerekir.
Ülkemizdeki en önemli yanılgıların/yanıltılmaların başında ekonominin tek
yönlü olduğu, tek bir doğru içerdiği düstürünün olduğudur. Ekonomide her kural
her şartta, her dönemde aynı sonuçları doğurmaz. Ne yazık ki bu temel gerçek
ekonomide söz söyleyen büyük bir çoğunluk tarafından göz ardı edilmiştir. Takım
tutar gibi kendi düşüncesine yatkın ekonomik politika teorilerinin her şartta
benzer sonuçlar doğuracağını iddia edip, ısrarla bunu savunan pek çok gerçeğe
kör söz söyleyenimiz bulunmaktadır.
Ekonomi tek başına ne üretim ne tüketimdir; Ne faizdir ne sermayedir; Ne iş
gücüdür, ne mülkiyet sahipliği; Ne özeldedir ne Devlettedir. Ekonomi temelde
girdileri çıktıları amaçları ve sonuçları olan makina gibi işlemesi gereken bir
sistemdir.
Sistemi nasıl kurarsak kuralım nihayetinde bakacağımız bu temel
kriterlerdir. Eğer ki bir ekonomi, girdileri ile ülkenin/sistemin amaçladığı
çıktıları uygun bir biçimde çıkaramıyorsa isminin ne olduğu mühim değildir.
Mühim olan bu sonucu niye alamadığıdır.
Ülkemizde her şey iyi gittiğinde gidişatın niye iyi olduğu, nasıl
süreklilik kazanacağı, gelecek adına nasıl geliştirici, iyileştirici, önleyici
işler yapılacağına bakılmaz. Büyük bir çoğunluk iyi gidişatın meyvelerinden
büyük bir aç gözlülük, büyük bir görmemişlik ile nemalanmaya çalışır. Küçük bir
azınlık buna karşı durmaya çabalasa da bu çünbüş içinde kimse duymaz, görmez.
Makinadan sesler gelmeye başlayıp, teklemeler ve hatta durma olduğunda en çok
bu azınlığın sesi yankılanmaya başlar, bu soğuk sessizlikte. Ama ne yazık ki
tepki verecek, çare olacak bir netice doğurmaz bu seslerde; Çünkü herkesin
üzerinde çünbüşün yorgunluğu bulunmaktadır.
O nedenle böyle çünbüş öncesi/cünbüş sonrası durumlara düşmemek için her
daim bu makinanın takibinin, bakımının azami dikkat ile yapılması zaruridir. Bu
tek bir otoritenin, tek bir kişinin veya tek bir kurumun görevi değildir.
Ekonomide etki sahibi olan her türlü üye kendi parçasından, kendi sisteminden
sorumludur.
Üreten ürettiğinden, tüketen tükettiğinden, dağıtan dağıttığından, toplayan
topladığından, ölçen ölçtüğünden, denetleyen denetlediğinden azami seviyede
sorumludur.
Üreten üretim maliyetlerini, üretimin geleceğini, üretimin risklerini,
üretimin amortismanı, üretimin finansmanını, üretimin pazarlamasını, üretimin
güvenliğini düşünmek, planlamak, uygulamak ve kontrol etmek zorundadır.
Tüketen tüketiminin zaruretini, keyfiyetini, ikamesini, sermayesini,
geleceğini, ömrünü düşünmeli, planlamalı, tedbir almalı ve kontrol etmelidir.
Ve buna benzer süreçlerin ekonomik sistemin tüm birimlerin, tüm
bireylerince en üst düzey ciddiyetle aksatılmadan uygulanması gereklidir. Bu
konuda gevşetilen her vida, aksatılan her uygulama mutlaka ama mutlaka
makinanın işleyişine olumsuzluk katar, sorun katar, maliyet katar sonunda da
bedel katar.
Ekonominin belli başlı temel olumsuzlukları olan savurganlık, verimsizlik,
gereksizlik, gösteriş, sermaye yetersizliği, tasarrufsuzluk gibi konular çünbüş
zamanında tüm kesimlerce ekseriyetle göz ardı edilir; Çünbüş sonrası ise iş
olsun diye yine aynı kesimlerce karşı argüman olarak dinlendirilir.,
Ekonomi her ne durumda olursa olsun muhakkak ki düzgün, amacına uygun,
sonuçları olarak amaçlanan hedeflere götüren Tüketim alışkanlıkları, üretim
yapılandırmaları, vergi/prim toplama sistemleri ile teşvik dağıtım
mekanizmaları olmalıdır.
Bir iki örnek ile konuyu toplamaya çabalamak isteği ile öncelikle Müteahhitliğe verebiliriz. Yüksek talebe uygun olarak artan maliyetlerini azaltmaya
yönelik çabalar değilde fiyatı artırıp, maliyetleri karşılamaya yönelik
uygulamaları sadece zamanı hoyratça kullanma neticesi verir. Üstüne artan
dengesiz gelirleri, uygun finansal bir çerçevede kullanmayıp, gösterişe yönelik
aşırı lüks tüketime yöneltmek ise hoyratça tükettiği zamanın sonunda iflasını
getirecek akılsızca bir iş bilmemezliktir.
Bol hasat zamanı tahsilâtı doğrudan tüketime aktaran bir çiftçinin
tasarruf, yatırım, sigorta gibi tedbirleri almaması ve kadere, devlete, tüccara
bel bağlaması bu bozuk ekonomik anlayışa en güzel örneklerdendir. Ürünü elde
etme, saklama, taşıma, satışta hep dışarıdan bir beklentide olan
çiftçilerimizin birlik kuramamaları, kurulanları işletememeleri, araştırma,
geliştirme, riskleri minimize etme, risklere karşı koruma imkânlarını kullanmama
alışkanlıkları başlı başına incelenmesi gerekli temel sıkıntılardandır.
Ve daha yüzlerce örnek sıralanabilir. Üretim tarafında, tüketim tarafında,
denetim tarafında, dağıtım tarafında, özel sektöründen kamu sektörü tarafında,
bürokratik taraftan, yönetim tarafından binlerce örnek ele alınabilir. Her biri
bu sistemin, bu makinanın bir parçası olduğundan etkileri yalnızca kendilerine,
kendi alanlarına değil sisteme, makinaya olmaktadır. O nedenle tüm parçaların
makinanın sorunsuz, verimli ve amaca uygun devamlı bir biçimde çalışması için
üstlerin düşen sorumlulukları en üst seviyeden yerine getirmeleri gerekli
olandır.
Makina tekleyip, durduktan sonra sorumlu bulma, bakıma kalkma, arızayı
gidermenin bir faydası yok, bir maliyeti bulunmaktadır. Bu maliyet ister
istemez ödendikten sonra makina gene çalışır ama nasıl çalışır? Hep beraber
buna kafa yormalı makinanın sürekliliğini, verimliliğini ve faydasını üst
seviyede tutmaya çabalamalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder