31 Aralık 2016

2016 "İhanetler Yılı ve Muhteşem Direniş"




Koca bir yıl geride kaldı. 2016 yılı bitiyor.... Nasıl geçti bir çırpıda koca 365 gün, akıl sır ermiyor. O kadar hareketli, o kadar beklenmedik olaylar yaşandı ki hepsini bir çırpıda hatırlamak mümkün değil... Özetlersek ve bizde kalan intibaları sıralarsak daha anlaşılır ve kolay olacak, geçen yılı anlatmak için....

Bir isim vermek gerekirse "İhanetler Yılı" diyebiliriz... Biraz daha genişletip, kendi özelimizden bakarsak "İhanetler yılı ve Muhteşem Direniş" diyebiliriz.

Ülkemiz açısından 2016 yılı tam anlamı ile "İHANETLER YILI oldu.... Bilinen düşmanların ve içerideki hainlerin dışında, inanılmaz ve tarifi yapılamaz bir boyutta, bizden bilinen, biz olduğu düşünülen ve dost/müttefik diye tabir edilenlerin yaptıkları ihanetler kolay kolay anlaşılmayacak, hazım edilemeyecek ve etkileri silinmeyecektir.

2016 yılı, Ülkemiz düşmanlarının, yerleşik tüm argümanları ters yüz edecek biçimde kendilerini deşifre edecek, elemanlarını gün yüzüne çıkaracak ve tüm bilinir saldırı biçimlerini bi kenara atacak saldırıları ile anılacaktır.

Şehirlerin hendek savaşları ile işgal edilmek istenilmesi, can evlerimizde patlatılan canlı bombalar, Düşürülen Rus uçağı, öldürülen Rus elçi, güvenliğimizi teslim ettiğimiz, silahlarımızı emirlerine verdiğimiz, bizim olduğunu/bizden olduğunu sandığımız asker, polis ve diğer kam görevlilerinin yaptıkları akıl dışı, vicdan dışı, ahlak dışı ihanetler......Aleyhimize kurulan ve sürekli bize saldıran terör örgütlerine açıkça destek vermeye ve bunu utanma bir yana büyük pişkinlikle savunmaya çalışan sahte müttefikler...

15 Temmuz Gecesi ise tüm bu ihanetlerin şahı olacak bir gece... Tüm karanlık, tüm kirli ve tüm utanmaz işbirliklerinin, ,ihanetlerin ve vicdansızlıkların bir araya geldiği kara bir gece... 2016 yılının öne çıkacak ve açık ara önde duracak en önemli günü.... Belki de tarihin yazıldığı/değiştiği en önemli günlerden biri.....Anlaşılması, çözülmesi ve temizlenmesi yılları alacak; Belki de tam anlamıyla başarılamayacak!

Bu derece de iç içe girmiş şifreli, korunaklı, maskeli, riyakarlık ve birbiri ile ilintili bir ihanet örgüsünü çözmek, hele ki bunu yapacak olanların bir kısmının da bu örgünün bir parçası olma ihtimali düşünüldüğünde ne derece güç olduğu anlaşılır.....

2016 yılı ülkemiz için top yekün her alanda ve her anda bir DİRENİŞ yılı olmuştur. Destansı bir mücadele ile vatanseverler canları, malları pahasına gözlerini kırpmadan siper olmuşlardır al yıldızlı bayrağa...

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Canı, cânânı, bütün varımı alsın da Hûda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

5 Aralık 2016

Hürriyet'in Dolar Aşkı

Hürriyet gazetesinin yanlı, manipülatif yayıncılık anlayışının en belirgin görünen alanlarında biri de ekonomide görünmektedir. Ekonomide yaşanan olumlu haberleri en şaşı hali ile görmemeye çalışırlarken, incir çekirdeğini doldurmayan olumsuz gelişmeleri ise büyük ekonomik krizler şeklinde verme eğilimi zaman zaman dengesiz işlere imza atmalarına da neden oluyor.

O kadar yanlı o kadar amaçlı yayınlar hazırlıyorlar ki bu uğurda "okuyucu yorumlarını" bile sansürlemekten, manipüle etmekten geri durmuyorlar.

Yıllardır manşetten "Dolar Uçtu, dolar fırladı, doları çıldırdı, Son yüzyılın rekoru, Doların ateşi çıktı" ve daha onlarca insanları yönlendiren, bir şeyleri tetikletmeyi amaçlayan haberleri bıkmadan, utanmadan yapmaktadırlar.

Ne zaman böyle bir "Dolar Haberi" görsek her halde, %10, %20, %30 filan fırladı diye düşünerek şaşırdığımızda, gerçekler daha şaşırtan bir kızgınlığa götürdü, durdu bu süreçte..... Her seferinde rutin dalga bandında oynayan ve dünyada ki gelişmelere bağlı %1-2'leri geçmeyen değişimler bu şekilde verilmeye devam etti.

Son bir aydır "Doları Yükseltmeyi" milli bir vazife sayan ekibin en gözde gazetelerinden olan hürriyette bu haberler tavan yaptı. "Patron Çıldırdı" Misali bir pazarlama mantığı ile manşetler de dolar aldı başını gitti ve bizler çok geç kaldık onu yakalamaya..... Kaç kere koşa koşa döviz bürosuna koşup döviz alasımız geldi.... Tıpkı 90'larda olduğu gibi..... Neyse ki anı hareketleri sevmediğimizden beklemek daha mantıklı geldi....

3 Aralık 2016

Memleketin Canı Yanarken Kimlerin Cebi Dolar

Bir gazetenin haberi verme biçimi veya Twitter’da hangi tag’ı açma/tag’ın peşine takılmanın neticesinde, bu eylemi yapanların hakkında en geçerli ve en isabetli değerlendirmeleri yapmamızı sağlar.

Haberin yeri, puntosu, kullanılan görseli, görselin açısı, yazının rengi ve vurdu yapılan temaları haberin niyetini belli eder. Ya da twitterda “Dolar al bankadan paranı çek” şeklinde bir tag açan/ona destek çıkanın amacını/aidiyetini çözmenin zorluğu bulunmakta mıdır acaba?

Ülkemizde bu algı oyunlarını, subliminal saldırıları sistematik ve yoğun bir biçimde kullanan yerleşik ve güçlü bir düzen var.

İyi, olumlu, pozitif etkiler yaratacak, birlik beraberliği ve yaşama arzusunu yükseltecek, insanları mutlu edecek bir gelişme, bir olay vb olduğunda, bu ekip hemen bunu azaltmanın, tersine döndürmenin, gündemden düşürmenin veya değersizleştirmenin bir yolunu bularak bir bu açıdan saldırmaktalar. Bu saldırılar ile bu güzel şeylere vesile olanları pişman etmekte, mutlu olanları ise anlamsızlıklar girdabında huzursuz bir boşluğa itmektedirler.

Mesela hayatın her alanında yaşanan başarılarda, yeniliklerde, ilerlemelerde bunlar mutlaka devreye girmektedirler. Örnek olarak ülkemizin Marmaray, 3. köprü, Hızlı Tren, Uzaya gönderilen uydular, bastırılan acımasız kanlı darbe girişimi, Avrupa kupasına mucizevî biçimde katılmamız, son olarak Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı konusunda varılan hayati mutabakat ve daha onlarca gurur duyulacak, tarihi değiştirecek, geleceğe büyük bir güven umutla bakmamızı sağlayacak şeyler bu kurulu düzence sabote edilmekte ve yeterince toplumda içselleştirilemeden, farkına ve önemine varılmadan gündemden düşürülmektedirler. Bunlar kesinlikle bilerek yapılmakta ve toplumsal mutluluğun, gururunun ve birlikteliğin önüne set çekilmektedir.