16 Kasım 2015

Sevican Hürses'ten Yeni Tanım: Türk Baygını

Sevican Hürses artık bilinen biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Başarısız Sanatçı mottosu ile ortaya çıkan ve başarısızlığı kendine avantaj olarak kullanan Hürses, başarısızlıkları dışında artık sivri çıkışları ile gündeme geliyor. Bunu ise kendine has üslubu ile şöyle açıklıyor: "O kadar çok başarısızlık yaşadım ki, o kadar çok bunlarla gündeme geldim ki, artık bende millette buna alıştı ve sıradan bir durum halini aldı. Bu öz güvenle yeni şeyler, farklı şeyler söyleme ihtiyacı duydum. Artık aklımdan geçeni hiç bir korku, hiç bir acaba süzgecinden geçirmeden dile getiriyorum. Bu milletin hoşuna gidiyor "

Bu sıra dışı başarısızlık öyküsün kahramanın artan popülaritesi onun kamuoyunda daha fazla duyulmasına ve görülmesine yol açtı. Sürekli, programlar, röportajlar derken gün yok ki bir sivri çıkışı olmasın, gündeme damga vuran.

Bunlardan sonuncusu, TÜRK AYDINI olarak tanımlanan ve milleti aydınlatma dışında her bi halta yarayan sınıf hakkındaki ayrık çıkışı oldu. 

Onların, “AYDIN” olarak nitelendirilmesine karşı çıkan HÜRSES, "Aydın, bir nitelik ifade eder ve sözlük anlamı, toplumdaki karşılığı bellidir. Bu grubun çoğunluğu niteliksizdir ve toplumdaki karşılıkları AYDIN tipine uymamaktadır. Bu şekilde yapılan Niteliksiz Nitelendirme AYDIN kavramını deforme etmekte ve olumsuz bir anlam yüklemektedir" dediği röportajı aşağıda ilginize sunuyoruz.

Muhabir: Sevican Hanım bir anda parladınız ve her gün gündem belirler oldunuz. Size ulaşmak zor. Nasıl başardınız bunu?

Sevican Hürses: İnanır mısın nasıl olduğunu bende anlamadım hayatım. O kadar çok başarısızlık yaşadım ki onun vermiş olduğu rahatlıkta açtım tüm kapakları, döktüm içimi ulu orta. Sanırım başarısızlık yüzsüzü oldum. O da bi noktadan sonra tersine etki yaptı sanırım.

Muhabir: Millet sizin dobralığınıza bayılıyor. Bu kontağı nasıl kurdunuz?

Sevican Hürses: Ayol ne kontağı! Ben araba mıyım? Dobra olmak zor zanaat. Hele planların, beklentilerin varsa daha da zor. Bizim alem hep çıkar üzerine, beklenti üzerine olduğundan kimsecikler kendi olamıyor. Ya patrondan, ya yapımcıdan, ya baskıcı bağnaz sanat camiasından, ya da sosyal medyadan çekiniyor ve siniyor. Ben başarısızlığın her türünü görüp, dibin en dibinde bile var olabildiğimden korkum yok. Daha fazlasını kayıp edemem, daha aşağısına inemem. Anlayacağın, “bundan sonra kayıp eden beni kayıp edendir”

Muhabir: Seçimler oldu ve yine bazı aydınlarımız, sanatçılarımız sert tepkiler göstererek karamsar tablolar çizdiler. Kimisi ülkeden kaçtı, kimisi bahane arıyor kaçıp gitmek için, kimisiyse ağır hakaretler ile millete yüklendi yine. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz.

Sevican Hürses: Hayatım bir kere anlamadığım şey bunların nesi aydın, nesi sanatçı nesi alim. Bu titleları nasıl, kimden almışlar. Aydın, Sanatçı, Alim dediğin bilgili olur, kültürlü olur, saygılı olur, saygın olur. Bunlarda bunların hiç biri var mı;? Yok... İsimlerinden ve sevimsiz suratlarından başka neleri var? Kasıntılarından geçilmez, pis burunlarından kıl alınmaz, yıllardır elle tutulur, gözler görülür ürün üretmezler, kimseyi beğenmez, kimseyi eğitmezler. Aydınlık desem kendi iç dünyaları dahi karanlık. Şimdi kim bunlara aydın der, sanatçı der, alim der! O yüzden onların sözleri kapı gıçırdısından başka bir şey değildir. Az yağlansalar o da geçecek ama,, kimse değer atfedip onu bile yapmıyor işte.

Muhabir: Yine çok sert çıktınız! İçlerinde çok değerleri isimler de var ama?

Sevican Hürses: Bir kere canım şu konuda anlaşalım. DEĞER NEDİR? Kime göre değerli, neye göre değerli. Bekli zaman zaman içlerinde iyi iş çıkaranlar olabilir. Ama o değer yapılan işedir. Kişinin değeri sadece üretiminden kaynaklı değildir. Kişinin değeri öncelikle kendindendir. O da bu isimler de yok. Bunlar kendilerinden, kendileri gibi olmayanlardan, düşünmeyenlerden, davranmayanlardan, yemiyenlerden, içmeyenlerden, giyinmeyenlerden başka hiç bir kimseye değer vermezler, kaale almazlar. Üstüne eleştirir, hakir görür, tiksinir, ötelerler. Onlara yaşam alanı tanımazlar. Hiç bir hakkı, hiç bir özgürlüğü reva görmezler. Onlara karşı benim sözlerim sert filan değil. Sadece hakikat olan dile gelmesidir.

Muhabir: Peki bunlar AYDIN değilse nedir?

Sevican Hürses: Aaa ne olacak canım! Bunlar bildiğin TÜRK BAYGINI. Zaten aydın demek gerçekten bu nitelemeyi hak eden ve bu sınıftan olanları rencide edip, haksızlıklar ile karşılaşmalarına neden oluyor. AYDIN kavramı saygın ve yararlı bir kavramdır. Bu kavramın değerini korumalı ve hak ettiği itibarı kazandırmalıyız.

Muhabir: Peki bunun için ne yapılmalıdır?

Sevicam Hürses: Öncelikle AYDIN ile BAYGIN ayrımını yaparsak büyük bir aşama kat ederiz. Sonrası ise daha kolay bir uğraş olacaktır. BAYGIN’LARI ayıkladıktan ve bu şekilde sınıflandırdıktan sonra yapacağımız öncelikli iş, gerçek aydınları sahneye çıkarmak ve onları ifade imkânlarını artırmak olacaktır. Onlar zaten icraatları ile lafları ile ışıkları ile kendi değerlerini bulacaklardır.

Muhabir: Peki Sevican Hanım, bu TÜRK BAYGINI kavramını biraz açabilir misiniz? Daha önce böyle bir tanım duymadık!

Sevican Hürses: Canım benim! Sende pek cahal kalmışsın. Baygın bildiğin gibi "kendinden geçmiş" demektir. Bunun çeşitli sebepleri olmakla beraber, benim kast ettiğim KENDİNDEN GEÇMİŞLİK, Benliğinden, özünden, kökünden geçmektir. Bunun sebebi de YABANCI HAYRANLIĞI olarak görülmektedir. Yani hayatım bize AYDIN olarak yutturulanların çoğu Yabancı Hayranlığından Kendinden geçmiş TÜRK BAYGINLARINDAN başka bir şey değildir.

Muhabir: Şu an beni çok şaşırtınız. İnanın bu bakış açınız ve ifade biçiminiz ile size karşı bir hayranlık oluştu içimde.

Sevican Hürses: Seni şaşkın! Beni şımartacaksın! Ama çok şükür ki kendimi bilecek kadar çok başarısızlık yaşadım. Bunları herkesin görüp, anlaması ve dile getirmesi mümkün aslında. Ne yazık ki hepimize öyle prangalar, at gözlükleri, öyle kör ön yargılar yüklemişler ki, gözümüzün önündekini, aklımızın almadığı öyle saçmalıkları hiç sorgulamadan kabul edip, benimser olmuşuz.

Muhabir: Eminim ki bu röportaj da epey ses getirecektir. Size çok teşekkür ederim, ayırdığınız kıymetli zaman ve bu dobra söyleşi için.

Sevican Hürses: Çok sağol canım benim. Bende sana şükranlarımız sunuyorum, böyle saf ve algıların açık olduğu için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder