22 Mayıs 2015

7 Haziran Seçimlerine 7 Noktadan bakış

07 Haziran 2015 tarihinde genel seçim var. Tarihi bir seçim olacak. Özellikle HDP'nin parti olarak seçime katılma tercihi, sonuçları açısından gelecek zamanlarda epeyce konuşulacak. Seçimin asıl 3 ana partisi içinse yol ayrımlarına gebe etkileri olacak.

Seçimlere az bir zaman kalmasına rağmen konu ile ilgili hiç bir yazı kaleme almadık. Bu hem seçim ortamın tatsızlığından hem de bu blogta karşılaştığımız olumsuzluklardan ileri gelen bir hevessizlikten kaynaklı. Ama tarihe bir not düşmek amacı ile bu konuda bir iki söz söylemek iyi olacak. Onun için 7/8 yazılık küçük bir planlama ile bu seçimlerle ilgili değerlendirme yazıları yazmayı planlıyorum. Eğer ki katı ve taraflı olarak uygulanan blog sansürüne takılmazsak.

Niyetimiz bu genel giriş yazısı ile başlayıp,

* Ekonomi
* Eğitim
* Ulaşım
* Sağlık
* Tarım
* Gelecek
* Sosyal Hayat

ana başlıkları altında seçim hakkındaki görüş ve değerlendirmelerimizi yapmak olarak planladım. Hayırlısı ile bu plan dahilin de yazılarımızı yazmaya çalışacağım.

Genel olarak bu seçim hakkında şu kısa değerlendirmeleri yapmak isteriz. Önceki seçimlere pek benzemiyor. Bir tatsızlık, bir heyecansızlık, bir bezginlik var. İddialı olsun olmasın tüm partilerde ve partililerde bitse de gitsek havası var. Sonuçları aşağı yukarı belli bir seçim ve öncesindeki birbirine yakın olan eski iki seçimin yorgunluğu ve bezginliği olmalı bu.

Geçen iki seçim süreci ve 7 Haziran öncesi yaşanılan kavgalar, operasyonlar ve olaylar herkesi yormuş, bıktırmış ve yıldırmış. Vatandaşta adaylarda kavgalardan. Hakaretlerden, ölümlerden yaka silkiyor, istemiyor ama sistem ve diş etkenler bunu zorunlu kılıyor. Bu kısır döngü inşallah bu seçimle kırılır.

Aynı futbolda yaşadığımızın bir benzeri siyasette de mevcut. Tüm taraflar bu şiddetten, kavgadan, tatsızlıktan şikayetçi ama, elbirliği ile bu ateşe odun taşımaktan da geri duramıyorlar.

AKP iktidar partisi. 13 yılı aşan bir zaferler silsilesi ile bu günlere geldi. Çok çetin savaşlardan çıktı ve hala bir birinden ciddi savaşı çoklu cephelerde sürdürmekte. Bu savaşların ve geçen zamanın yorgunluğu, yıpranmışlığı en önemli dezavantajları. Ancak gelene git, gidene gel deme huyları olmadığından parti içinde doğal bir akış var. Ayrıca 3 dönem kuralı bir dezavantaj gibi dursa da yenilenme açısından çok önemli faydaları olacak.
CHP ve MHP en avantajlı partiler olması gerekli iken kendi kısır döngüleri içinde kıvranmaktalar. Bunca savaştan çıkmış ve yılların doğal yıpranmasına maruz kalmış iktidar partisi karşısında beklenilen doğal atılımı yapamamaktalar. Kendi dar seçim kapsamında koalisyon gibi akla ziyan şeylerin hesabını yapmaktalar. En büyük eksiklikleri kendi içindeki yenilenmeyi gerçekleştirememeleri ve gelecek vizyonlarının olmaması. Uzun vadeli ve istikrarlı bir duruşları yok. Gündemin akışına kapılan genel geçer politikaları seçmen üzerinde etki yaratmıyor.

HDP Türkiye partisi olma iddiasını Cumhurbaşkanlığı seçimi ile denedi ve umut verici sonuçlar aldı. Ancak o da bu seçimlerde kendi kısır döngüsünü kıramayıp bir kaçta kendine pahalıya patlayacak hatalar yapması ile baraj şansını zora soktu. Özellikle seçimlerin ana konusu olmaması gerekli olan ve pekte bu zamanda kendi gündemlerinde olmaması gereken diyanet çıkışları kendilerini zora soktu. Onun yerine Barışı öne çıkarıp, kardeşlik kaynaşmalarını tercih etselerdi belki de bu seçimlerin en şanslı partisi olurlardı.

Ve seçimlerde bir güç olma ötesinde bir silaha dönüşen Basın bu seçimlerin de kayıp edeni olacaktır. Maalesef bu tatsız seçim ortamın temel nedenlerinden biride Basının işlevini tamamı ile kayıp etmesidir. Kendi amacına, ilkelerine aykırı bir yol izleyen basın "Haber verme" temel işlevinden vazgeçmiştir. Tamamen yanlı, doğrularla alakası olmayan, ilkeleri umurunda olmayan bir propaganda aletine dönüşmüştür. Kağıda/ekrana düşen her harf bir art niyet taşımaktadır. Asıl endişe edici olan basının tarafsızlığı konusu değil, gerçeklerden ve ilkelerinden kopmuş olmasıdır. Taraf olmak bile bir erdem olup, niyet açısından doğru anlamlar çıkarmada okuyucuya dürüstçe bir kimlik sunumudur. Ama diğer iki konu yanıltıcı, kandırıcı ve okuyucuların güvenini kötüye kullanmaktadır. Etkilediği toplumlara kalıcı zararlar veren bir durumdur.

Şimdilik bu kadar. İnşallah bu yazım planını üşengeçlik etmeden ve caydırılmadan tamamlar ve kendi adımıza bir not düşeriz tarihin sonsuzluklarında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder