07 Haziran 2015 tarihinde genel
seçim var. Tarihi bir seçim olacak. Özellikle HDP'nin parti olarak seçime
katılma tercihi, sonuçları açısından gelecek zamanlarda epeyce konuşulacak.
Seçimin asıl 3 ana partisi içinse yol ayrımlarına gebe etkileri olacak.
Seçimlere az bir zaman kalmasına
rağmen konu ile ilgili hiç bir yazı kaleme almadık. Bu hem seçim ortamın
tatsızlığından hem de bu blogta karşılaştığımız olumsuzluklardan ileri gelen
bir hevessizlikten kaynaklı. Ama tarihe bir not düşmek amacı ile bu konuda bir
iki söz söylemek iyi olacak. Onun için 7/8 yazılık küçük bir planlama ile bu
seçimlerle ilgili değerlendirme yazıları yazmayı planlıyorum. Eğer ki katı ve
taraflı olarak uygulanan blog sansürüne takılmazsak.
Niyetimiz bu genel giriş yazısı
ile başlayıp,
* Ekonomi
* Eğitim
* Ulaşım
* Sağlık
* Tarım
* Gelecek
* Sosyal Hayat
ana başlıkları altında seçim
hakkındaki görüş ve değerlendirmelerimizi yapmak olarak planladım. Hayırlısı
ile bu plan dahilin de yazılarımızı yazmaya çalışacağım.
Genel olarak bu seçim hakkında şu
kısa değerlendirmeleri yapmak isteriz. Önceki seçimlere pek benzemiyor. Bir
tatsızlık, bir heyecansızlık, bir bezginlik var. İddialı olsun olmasın tüm
partilerde ve partililerde bitse de gitsek havası var. Sonuçları aşağı yukarı
belli bir seçim ve öncesindeki birbirine yakın olan eski iki seçimin yorgunluğu
ve bezginliği olmalı bu.
Geçen iki seçim süreci ve 7 Haziran
öncesi yaşanılan kavgalar, operasyonlar ve olaylar herkesi yormuş, bıktırmış ve
yıldırmış. Vatandaşta adaylarda kavgalardan. Hakaretlerden, ölümlerden yaka
silkiyor, istemiyor ama sistem ve diş etkenler bunu zorunlu kılıyor. Bu kısır
döngü inşallah bu seçimle kırılır.
Aynı futbolda yaşadığımızın bir
benzeri siyasette de mevcut. Tüm taraflar bu şiddetten, kavgadan, tatsızlıktan
şikayetçi ama, elbirliği ile bu ateşe odun taşımaktan da geri duramıyorlar.
AKP iktidar partisi. 13 yılı aşan
bir zaferler silsilesi ile bu günlere geldi. Çok çetin savaşlardan çıktı ve
hala bir birinden ciddi savaşı çoklu cephelerde sürdürmekte. Bu savaşların ve
geçen zamanın yorgunluğu, yıpranmışlığı en önemli dezavantajları. Ancak gelene
git, gidene gel deme huyları olmadığından parti içinde doğal bir akış var.
Ayrıca 3 dönem kuralı bir dezavantaj gibi dursa da yenilenme açısından çok
önemli faydaları olacak.
CHP ve MHP en avantajlı partiler
olması gerekli iken kendi kısır döngüleri içinde kıvranmaktalar. Bunca savaştan
çıkmış ve yılların doğal yıpranmasına maruz kalmış iktidar partisi karşısında
beklenilen doğal atılımı yapamamaktalar. Kendi dar seçim kapsamında koalisyon
gibi akla ziyan şeylerin hesabını yapmaktalar. En büyük eksiklikleri kendi
içindeki yenilenmeyi gerçekleştirememeleri ve gelecek vizyonlarının olmaması.
Uzun vadeli ve istikrarlı bir duruşları yok. Gündemin akışına kapılan genel
geçer politikaları seçmen üzerinde etki yaratmıyor.
HDP Türkiye partisi olma
iddiasını Cumhurbaşkanlığı seçimi ile denedi ve umut verici sonuçlar aldı.
Ancak o da bu seçimlerde kendi kısır döngüsünü kıramayıp bir kaçta kendine
pahalıya patlayacak hatalar yapması ile baraj şansını zora soktu. Özellikle
seçimlerin ana konusu olmaması gerekli olan ve pekte bu zamanda kendi
gündemlerinde olmaması gereken diyanet çıkışları kendilerini zora soktu. Onun
yerine Barışı öne çıkarıp, kardeşlik kaynaşmalarını tercih etselerdi belki de
bu seçimlerin en şanslı partisi olurlardı.
Ve seçimlerde bir güç olma
ötesinde bir silaha dönüşen Basın bu seçimlerin de kayıp edeni olacaktır.
Maalesef bu tatsız seçim ortamın temel nedenlerinden biride Basının işlevini
tamamı ile kayıp etmesidir. Kendi amacına, ilkelerine aykırı bir yol izleyen
basın "Haber verme" temel işlevinden vazgeçmiştir. Tamamen yanlı,
doğrularla alakası olmayan, ilkeleri umurunda olmayan bir propaganda aletine
dönüşmüştür. Kağıda/ekrana düşen her harf bir art niyet taşımaktadır. Asıl
endişe edici olan basının tarafsızlığı konusu değil, gerçeklerden ve
ilkelerinden kopmuş olmasıdır. Taraf olmak bile bir erdem olup, niyet açısından
doğru anlamlar çıkarmada okuyucuya dürüstçe bir kimlik sunumudur. Ama diğer iki
konu yanıltıcı, kandırıcı ve okuyucuların güvenini kötüye kullanmaktadır. Etkilediği
toplumlara kalıcı zararlar veren bir durumdur.
Şimdilik bu kadar. İnşallah bu
yazım planını üşengeçlik etmeden ve caydırılmadan tamamlar ve kendi adımıza bir
not düşeriz tarihin sonsuzluklarında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder