19 Eylül 2014

Süleyman Seba Sezonu olmanın zaruretleri....

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören bugün TFF'nin İstinye'de yer alan merkezinde yaptığı basın toplantısıyla 2014-2015 futbol sezonunun Süleyman Seba Sezonu olarak isimlendirildiğini duyurdu.

Demirören'in yaptığı konuşmadan seçmeler:

* Biz sorumlu Federasyon olarak, önlem alınmadığı takdirde Türk futbolunun saygınlığını tehdit edecek bu çirkin manzara karşısında açık ve kararlı bir tavır alıyor, Türk futbolunun tüm paydaşlarını bu tavrı desteklemeye çağırıyoruz.
* Bundan böyle sahalarımızı savaş alanına çeviren sözde taraftarlar, demeçleriyle ekranlarımızı işgal eden kimi yöneticiler ve başkanlar, yorumlarıyla çirkinliklere çanak tutan bazı medya mensupları ve hırçınlıklarıyla şiddeti körükleyen bazı futbolcuların aramızda barınamayacağı bir süreci başlatıyoruz.
* Devletimizin ve Gençlik ve Spor Bakanlığımızın tam desteğiyle, futbol ortamını tüm çirkinliklerden ve sportmenlik dışı davranışlardan arındırmak için gereken her şeyi yapacağız.
* Eski kırgınlıkları gündemde tutarak futbol ortamını geren, sürekli kavga eden yöneticiler gelin daha güzel bir lig adına, bu kötü alışkanlıktan bir an önce vazgeçelim. Camianıza sahip çıkmak bahanesiyle verdiğiniz demeçlerin tüm Türkiye'ye zarar verdiğini artık anlayın. Maçlardan önce taraftarları galeyana getirecek gelişi güzel açıklamalar yapmadan lütfen bir değil üç kez düşünün.
* Sahada ter döken futbolcularımız, maçlardan sonra tüm kameralar size çevrilmişken, çoluk çocuk milyonlarca insana hitap ettiğinizin bilincinde olun, herhangi birisi gibi değil, örnek bir sporcu gibi davranın. Maç kaybedin, kupa kaybedin, para kaybedin ama asla kendinizi kaybetmeyin. Rakibiniz yenildiğinde kontrolsüzce sevinerek onu tahrik etmek yerine, kendinizi onun yerine koyun, üzüntüsüne saygı duyun.
* Futbol sahalarını cehenneme çevirenlerin, sahaya girip futbolcuya tekme atacak kadar kendinden geçenlerin cezasını tam verin.
* Komik savunma cümlelerine itibar etmeyin, arka çıkanlara meydan vermeyin, iyi niyetinizin istismar edilmesine göz yummayın.

* Medya mensupları olarak reyting ya da tiraj uğruna doğruluğu kanıtlanmamış haberlere, kötü örneklere, tahrik edici demeçlere prim vermeyin, sayfalarınızda ekranlarınızda bunlara yer vermeyin.
* Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz anlarda, hak arama adına çizgiden çıkmayın, yeni haksızlıklara bizzat vesile olmayın. Yıldızları sayarken birbirinizi saymayı unutmayın, şampiyonluk mücadelesi verirken, asıl önemli olanın gönüllerin şampiyonu olmak olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
* Bu sezon tüm etkinliğiyle yürürlüğe giren e-bilet ve Passolig sistemi bunların sözde kalmayacağının ilk kanıtı olacaktır.
* Bunların yanı sıra, bu konudaki kararlığımızı futbol camiasıyla paylaşmak, bu konuda duygu ve tavır birliği yaratmak için, 2014-2015 Futbol Sezonu'nu, hepimizi birleştiren sembol bir kişiliğe, futbolumuzun efsane ismi, rahmetli Süleyman Seba'ya adamaya karar verdik.

* Çünkü Süleyman Seba
* Taraftarken diğer renklere saygısıyla,
* Futbolcuyken meslektaşlarına karşı efendiliğiyle,
* Yöneticiyken centilmenliğiyle,
* Başkanken efendiliği, centilmenliği ve saygısıyla,

Ömrünün sonuna kadar da duruşuyla, hayatının her aşamasında futbolun saygınlığı konusunda hepimize örnek oldu. Vefatıyla da hepimize, tüm farklı renklerimize rağmen, futbolun en güzel değerleri etrafında bir araya gelebileceğimizi gösterdiği, "biz" olabileceğimizi kanıtladığı için, bu sezona Süleyman Seba Sezonu adını verdik.

Öncelikle bu sezonun adının "Süleyman Seba" olarak adlandırılması çok anlamlı ve değerli olmuştur. Bu nezaketin burada kalmaması ve futbolun bileşenlerince benimsenerek, anlamına kavuşması kalıcı bir etki doğuracaktır.

Futbol'daki şikâyete konu olan şiddet, saygısızlık, gerilim yine futbolun ana unsurlarınca doğurulup, beslenip, kendi kendini yok eden bir canavara dönüşmüştür.

Bu olumsuzlukları temeli kendi çıkarları ve hırsları uğruna kontrolsüz davranan yöneticiler ile genç yaşlarında olgunlaşmadan üne ve paraya kavuşan toy oyuncuların cahilce harekete geçen egolarıdır.

Bu iki grubun ortaya çıkardığı kalitesiz malzemeden kendi rating beklentisini ve gündemde kalma sevdasını katan basın ve yorumcuların seviyesiz ve kışkırtıcı katkıları ile bu noktadayız. Taraftar bu sektörün sömürülen ve kullanılan gücüdür. Bu gücün büyüklüğü ve gücü kontrol edilemediğinden ondan faydalanmaya çalışanlara da, futbolun kendisine de zarar vermektedir.

Bu zararın önüne geçmek için ne yasalar ve de pasolig gibi garabet uygulamalar işe yarar. Öncelikle yönetici ve oyuncu kısmını terbiye edip, oyunun gerektirdiği medeniyet seviyesine kavuşturmak hedef olmalıdır. Sayın Seba'yı böyle üst noktaya taşıyan da bu özelliğidir. Futbolu ve bileşenlerini kendi payına evcilleştirmiş, medeni bir seviyeye taşımıştır. Rekabeti ve kazanmayı her şeyin önüne koymadan yarış vermiştir.

Ağzından çıkanın kulağı duymayan,  kulüpleri babasının malı sanan, gözü dönmüş, nefrete bulaşmış mafyavari yöneticilerden arınmış bir idare ile, toyluğu terbiyesizliğe, yetenekleri edepsizliğe dönüşmeyen, iyi yetiştirilmiş bir oyuncu kitlesi ile düze çıkabiliriz. O zamanda şikâyet edilen taraftar kesimi kendiliğinden çekilir bu sahalardan. Saygı, eğlence ve keyif gelir çim sahalara. Kendini bilen yöneticiler ile her yönden iyi yetişmiş oyunculardan oluşmuş takımlarda basına malzeme olmaz, yem olmaz ve onların oyuncağı olmaz. Bundan nemalanan seviyesiz yorumcular ile programlarda ortadan kalkar.

Ve tüm bu olumsuzlukların en acı sonucu olan pasolig saçmalığı da ya iptal olur, ya da taraftarlığın özüne zarar vermeyen bir yapıya dönüşür. Bunun içinde en öncelikli yapılması gerekenler; Kartların taraftarlık özelliğinin kaldırılarak, tek tip basılması ve parasal özelliklerinin kaldırılması olacaktır. Sonuç ta bu kulüplerin sadakat kartı değil, elektronik bilet için federasyonun tanımladığı bir karttır. Futbolseverler istedikleri maça gidip, istedikleri statta yer bulabilmelidirler.


(ilk yayın tarihi:02.09.2014 14:21:00)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder