Türkiye Futbol Federasyonu
Başkanı Yıldırım Demirören bugün TFF'nin İstinye'de yer alan merkezinde yaptığı
basın toplantısıyla 2014-2015 futbol sezonunun Süleyman Seba Sezonu olarak
isimlendirildiğini duyurdu.
Demirören'in yaptığı konuşmadan
seçmeler:
* Biz sorumlu Federasyon olarak,
önlem alınmadığı takdirde Türk futbolunun saygınlığını tehdit edecek bu çirkin
manzara karşısında açık ve kararlı bir tavır alıyor, Türk futbolunun tüm
paydaşlarını bu tavrı desteklemeye çağırıyoruz.
* Bundan böyle sahalarımızı savaş
alanına çeviren sözde taraftarlar, demeçleriyle ekranlarımızı işgal eden kimi
yöneticiler ve başkanlar, yorumlarıyla çirkinliklere çanak tutan bazı medya
mensupları ve hırçınlıklarıyla şiddeti körükleyen bazı futbolcuların aramızda
barınamayacağı bir süreci başlatıyoruz.
* Devletimizin ve Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın tam desteğiyle, futbol ortamını tüm çirkinliklerden ve
sportmenlik dışı davranışlardan arındırmak için gereken her şeyi yapacağız.
* Eski kırgınlıkları gündemde
tutarak futbol ortamını geren, sürekli kavga eden yöneticiler gelin daha güzel
bir lig adına, bu kötü alışkanlıktan bir an önce vazgeçelim. Camianıza sahip
çıkmak bahanesiyle verdiğiniz demeçlerin tüm Türkiye'ye zarar verdiğini artık
anlayın. Maçlardan önce taraftarları galeyana getirecek gelişi güzel
açıklamalar yapmadan lütfen bir değil üç kez düşünün.
* Sahada ter döken
futbolcularımız, maçlardan sonra tüm kameralar size çevrilmişken, çoluk çocuk
milyonlarca insana hitap ettiğinizin bilincinde olun, herhangi birisi gibi
değil, örnek bir sporcu gibi davranın. Maç kaybedin, kupa kaybedin, para
kaybedin ama asla kendinizi kaybetmeyin. Rakibiniz yenildiğinde kontrolsüzce
sevinerek onu tahrik etmek yerine, kendinizi onun yerine koyun, üzüntüsüne
saygı duyun.
* Futbol sahalarını cehenneme
çevirenlerin, sahaya girip futbolcuya tekme atacak kadar kendinden geçenlerin
cezasını tam verin.
* Komik savunma cümlelerine
itibar etmeyin, arka çıkanlara meydan vermeyin, iyi niyetinizin istismar
edilmesine göz yummayın.
* Medya mensupları olarak reyting
ya da tiraj uğruna doğruluğu kanıtlanmamış haberlere, kötü örneklere, tahrik
edici demeçlere prim vermeyin, sayfalarınızda ekranlarınızda bunlara yer
vermeyin.
* Haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz
anlarda, hak arama adına çizgiden çıkmayın, yeni haksızlıklara bizzat vesile
olmayın. Yıldızları sayarken birbirinizi saymayı unutmayın, şampiyonluk
mücadelesi verirken, asıl önemli olanın gönüllerin şampiyonu olmak olduğunu
aklınızdan çıkarmayın.
* Bu sezon tüm etkinliğiyle
yürürlüğe giren e-bilet ve Passolig sistemi bunların sözde kalmayacağının ilk
kanıtı olacaktır.
* Bunların yanı sıra, bu konudaki
kararlığımızı futbol camiasıyla paylaşmak, bu konuda duygu ve tavır birliği
yaratmak için, 2014-2015 Futbol Sezonu'nu, hepimizi birleştiren sembol bir
kişiliğe, futbolumuzun efsane ismi, rahmetli Süleyman Seba'ya adamaya karar
verdik.
* Çünkü Süleyman Seba
* Taraftarken diğer renklere
saygısıyla,
* Futbolcuyken meslektaşlarına
karşı efendiliğiyle,
* Yöneticiyken centilmenliğiyle,
* Başkanken efendiliği,
centilmenliği ve saygısıyla,
Ömrünün sonuna kadar da
duruşuyla, hayatının her aşamasında futbolun saygınlığı konusunda hepimize
örnek oldu. Vefatıyla da hepimize, tüm farklı renklerimize rağmen, futbolun en
güzel değerleri etrafında bir araya gelebileceğimizi gösterdiği,
"biz" olabileceğimizi kanıtladığı için, bu sezona Süleyman Seba
Sezonu adını verdik.
Öncelikle bu sezonun adının
"Süleyman Seba" olarak adlandırılması çok anlamlı ve değerli
olmuştur. Bu nezaketin burada kalmaması ve futbolun bileşenlerince
benimsenerek, anlamına kavuşması kalıcı bir etki doğuracaktır.
Futbol'daki şikâyete konu olan
şiddet, saygısızlık, gerilim yine futbolun ana unsurlarınca doğurulup,
beslenip, kendi kendini yok eden bir canavara dönüşmüştür.
Bu olumsuzlukları temeli kendi
çıkarları ve hırsları uğruna kontrolsüz davranan yöneticiler ile genç
yaşlarında olgunlaşmadan üne ve paraya kavuşan toy oyuncuların cahilce harekete
geçen egolarıdır.
Bu iki grubun ortaya çıkardığı
kalitesiz malzemeden kendi rating beklentisini ve gündemde kalma sevdasını
katan basın ve yorumcuların seviyesiz ve kışkırtıcı katkıları ile bu
noktadayız. Taraftar bu sektörün sömürülen ve kullanılan gücüdür. Bu gücün büyüklüğü
ve gücü kontrol edilemediğinden ondan faydalanmaya çalışanlara da, futbolun
kendisine de zarar vermektedir.
Bu zararın önüne geçmek için ne
yasalar ve de pasolig gibi garabet uygulamalar işe yarar. Öncelikle yönetici ve
oyuncu kısmını terbiye edip, oyunun gerektirdiği medeniyet seviyesine
kavuşturmak hedef olmalıdır. Sayın Seba'yı böyle üst noktaya taşıyan da bu
özelliğidir. Futbolu ve bileşenlerini kendi payına evcilleştirmiş, medeni bir
seviyeye taşımıştır. Rekabeti ve kazanmayı her şeyin önüne koymadan yarış
vermiştir.
Ağzından çıkanın kulağı
duymayan, kulüpleri babasının malı
sanan, gözü dönmüş, nefrete bulaşmış mafyavari yöneticilerden arınmış bir idare
ile, toyluğu terbiyesizliğe, yetenekleri edepsizliğe dönüşmeyen, iyi yetiştirilmiş
bir oyuncu kitlesi ile düze çıkabiliriz. O zamanda şikâyet edilen taraftar
kesimi kendiliğinden çekilir bu sahalardan. Saygı, eğlence ve keyif gelir çim
sahalara. Kendini bilen yöneticiler ile her yönden iyi yetişmiş oyunculardan
oluşmuş takımlarda basına malzeme olmaz, yem olmaz ve onların oyuncağı olmaz.
Bundan nemalanan seviyesiz yorumcular ile programlarda ortadan kalkar.
Ve tüm bu olumsuzlukların en acı
sonucu olan pasolig saçmalığı da ya iptal olur, ya da taraftarlığın özüne zarar
vermeyen bir yapıya dönüşür. Bunun içinde en öncelikli yapılması gerekenler;
Kartların taraftarlık özelliğinin kaldırılarak, tek tip basılması ve parasal
özelliklerinin kaldırılması olacaktır. Sonuç ta bu kulüplerin sadakat kartı
değil, elektronik bilet için federasyonun tanımladığı bir karttır.
Futbolseverler istedikleri maça gidip, istedikleri statta yer
bulabilmelidirler.
(ilk yayın tarihi:02.09.2014 14:21:00)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder