19 Eylül 2014

Çirkinliğin Absürd Hali

Malum Gaga İstanbul konseri sonrası saçmalıklar içeren bir sürü sözde tartışma yapılıyor. Olayın özü ile ilgili tek satır yok. Herkes kendi meşrebince konu mankeni Gaga olmak üzere şahsi inanışları/görüşlerini pohpohlayan, karşısındakileri ise yeren kaçak güreşler yapıyor.

Kimi ülkemizin ahlak anlayışını, kimi muhafazakârlığımızı, kimi ise dini motiflerimizi yerin dibine sokmaya çalışıyor. Hâlbuki sadece evet sadece, mesleği şarkıcı olduğu iddia edilen bu kişinin niye sürekli kıçını başını açarak gündeme geldiğini açıklamaya çalışsa konu hiç buralara gelmeyecek.

Gaga matmazeli bildiğimiz kadar ne manken, ne bir fotomodel, ne bir görsel sunum yapan beden sanatçısı! Ne sinemada rol kesen bir artist! İşi şarkı söylemek ve buna uygun olarak ta dans etmek. Ama ne bir şarkısı ne bir dansı ile gündeme gelmiyor. Her fırsatta kıçını göstermeye ve  bizleri bu çirkin şov ile etkilemeye çalışıyor.

Bizler onun durmadan televizyonlardan, netten, gazetelerden burnumuza sokulan şekilsiz vücuduna mahkûm ediliyoruz. Bu açılma, bu teşhir hastalık boyutunda bir dışa vurumun sonucu olmalı. Büyük ihtimal ile kendi varlığına katlanamayan bir mutsuz benlik karşımızda.

Madem şarkı söylemeyeceksin, dans etmeyeceksin, o zaman sektörünü değiştir. Karşımıza soyunmaya, vücudunu edepsizce teşhire açık bir meslek ile çık. Mesela şarkıcıyım deme! Striptizciyim de! Kim ne karışır o zaman sana.

Asıl çağdışılık, asıl edepsizlik bu! Şarkıcıyım de! Teşhircilik yap. Ve bu absürtlüğü görmeden/eleştirmeden, rahatsızlık duyanlara tepki koyanlar. Sizde aynı kefedesiniz.

Neymiş efendim Gaga Türkiye'yi sallamış. Gördük tek sallanan Gaga'nın yarı çıplak kalçaları ile onu ağzı açık izleyen hayranlarının kafaları idi.

Ne yani bu çirkin teşhiri, bu ham teşhiri siz gibi ağzı açık izlemek durumunda mıyız? 


CHP ile Çarşı her şeye karşı!

Başarının ölçütü küçük nüanslar ile farklılık gösterse de, genel kabul gören, en tepeye çıkmak, en önde varmak gibi, bir numarayı hedefleyen en'lerin en üstüdür. Futbolda şampiyonluk tek ölçüt iken, ikincilik veya yan kupalar geçici teselli sağlayan sonuçlardır. Süregelen sezonlarda üst düzey takımlar için mutlak başarı, kupaya uzanmak, sezonu tepede tamamlamaktır. Siyasette ise başarı seçim kazanmak, iktidara uzanmaktır. Mazbata nihai hedeftir.

Başarısızlık zamanlarında yöneticiler/yarışanlar, taraftarlarınca ve medyaca hedef tahtasında yer alırlar. Bundan sıyrılmak için ilk hamleyi genelde yöneticiler yapar. Eskiyi kovup, yeniyi getirerek. Başarısızlık sürdükçe sıra onlara da gelir. Kimi istifa eder, kimi seçimle güven tazelemek ister. Eğer hala başarı gelmiyorsa taraftar takıma/partiye sırtını döner ve yalnızlığa mahkûm eder. İşte o zaman yöneticilerin gitmekten başka çaresi kalmaz.

Böyle umutsuz zamanlarda yöneticiler risk almazlar ve en garanti yöntemler ile doğrudan sonuca gitmeye çalışırlar. Burada karşılarına ekonomik ve mental zorluklar en büyük engel olarak çıkar. Çünkü başarı için en garanti yöntem başarılı olanları tarafına çekmekle olur. Bu pahalı ve ikna süreçleri zor anlardır. Hem paradan hem de prensiplerden tavizler verilemeye başlanır. Bu tavizler ve maliyet yükseldikçe, tercihlerde alt basamaklara doğru inme başlar.

Futbolda tercih edilen yöntem, başarılı takımların kadroda yer bulamayan gözden düşen yıldızları ile kendini ispat etmemiş gelecek vaat eden genç oyuncuların kurtarıcı olarak seçilmesidir. Siyasette de bunun karşılığı, kendi partisinde yer bulamayan, parti kuramayan, eskiden öne çıkmış siyasilere yer açmaktır.

Süleyman Seba Sezonu olmanın zaruretleri....

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören bugün TFF'nin İstinye'de yer alan merkezinde yaptığı basın toplantısıyla 2014-2015 futbol sezonunun Süleyman Seba Sezonu olarak isimlendirildiğini duyurdu.

Demirören'in yaptığı konuşmadan seçmeler:

* Biz sorumlu Federasyon olarak, önlem alınmadığı takdirde Türk futbolunun saygınlığını tehdit edecek bu çirkin manzara karşısında açık ve kararlı bir tavır alıyor, Türk futbolunun tüm paydaşlarını bu tavrı desteklemeye çağırıyoruz.
* Bundan böyle sahalarımızı savaş alanına çeviren sözde taraftarlar, demeçleriyle ekranlarımızı işgal eden kimi yöneticiler ve başkanlar, yorumlarıyla çirkinliklere çanak tutan bazı medya mensupları ve hırçınlıklarıyla şiddeti körükleyen bazı futbolcuların aramızda barınamayacağı bir süreci başlatıyoruz.
* Devletimizin ve Gençlik ve Spor Bakanlığımızın tam desteğiyle, futbol ortamını tüm çirkinliklerden ve sportmenlik dışı davranışlardan arındırmak için gereken her şeyi yapacağız.
* Eski kırgınlıkları gündemde tutarak futbol ortamını geren, sürekli kavga eden yöneticiler gelin daha güzel bir lig adına, bu kötü alışkanlıktan bir an önce vazgeçelim. Camianıza sahip çıkmak bahanesiyle verdiğiniz demeçlerin tüm Türkiye'ye zarar verdiğini artık anlayın. Maçlardan önce taraftarları galeyana getirecek gelişi güzel açıklamalar yapmadan lütfen bir değil üç kez düşünün.
* Sahada ter döken futbolcularımız, maçlardan sonra tüm kameralar size çevrilmişken, çoluk çocuk milyonlarca insana hitap ettiğinizin bilincinde olun, herhangi birisi gibi değil, örnek bir sporcu gibi davranın. Maç kaybedin, kupa kaybedin, para kaybedin ama asla kendinizi kaybetmeyin. Rakibiniz yenildiğinde kontrolsüzce sevinerek onu tahrik etmek yerine, kendinizi onun yerine koyun, üzüntüsüne saygı duyun.
* Futbol sahalarını cehenneme çevirenlerin, sahaya girip futbolcuya tekme atacak kadar kendinden geçenlerin cezasını tam verin.
* Komik savunma cümlelerine itibar etmeyin, arka çıkanlara meydan vermeyin, iyi niyetinizin istismar edilmesine göz yummayın.