13 Ağustos 2014

Goodbye Robin Williams

Güzel bir güne başlamak için avazı çıktığı kadar "Günaydııııın" diye bağırıyordu, savaşın tam ortasında, ölümün kıyısında,çaresizliğin en tepe noktasında. Asık suratlar en büyük düşmanı idi. Şimdi O da yok artık.

Robin Williams'ın bir kelebek olup göçtüğü düştü basın bültenlerine. Üzüldük.....

O'nu ilk Günaydın Vietnam filimi ile tanımıştık. Sonrasında pek çok etkileyici ve başarılı filmlere imza attı. Çok çalışkan ve verimli bir oyuncuydu. Öyle ki bir yıla 4-5 film sığdırıyordu.

Bizi etkileyen,her seferinde bıkmadan ve aynı duygu yoğunluğu ile izlediğimiz üç filmi vardı. Günaydın Vietnam, Can Dostum ve Patch Adams'tı. Kim ne düşünür, hangi boyutu ile değerlendirir bilmiyorum ama bize göre bu üç film ortak noktası ciddiyete, can sıkıntısına karşı bir mücadele idi. Ciddiyetin sıkıcılığı ve insanlığı yok edişi anlatılıyordu. Hani bir söz vardır "Merak kediyi öldürür" şeklinde, bunu "Ciddiyet insanlığı öldürür" olarak uyarlarsak bu filmlerin ortak sloganını bulmuş oluruz.

İnsan duyguları ile var olan ve etkileşim yaratan bir varlıktır. İnsanlar büyüdükçe, sosyal statü sahibi oldukça ciddileşmeye ve etrafını ruhsuz, duygusuz taş duvarlar ile çevirir. Bu insani olan davranışların kayıp olmasına ve acımasız bir katılığın hakim olgu halini almasına neden olur.

Onun bu filmleri işte bu can alıcı, sıkıcı, boğucu ciddiyete, katılığa karşı bir savaştı. İnsanı insani duyguları ile buluşturup gerçek bir dünya yaratıyordu. Filmlerinde ki en ciddi savaş bu alanda oluyordu. Ciddiyetle ve onun katı kuralları ile kapışıyordu. Güç onlarda olduğundan ilk roundları kayıp etse de; İnsanlığın samimiyet ateşi ile bu buzdan kaleleri eritip galip geliyordu. Ama ne gariptir ki bu mücadeleler sonunda galip gelse de yorgunluğa yenik düşüp, hüzünle dolu bir sona gidiyordu. Tıp ki hayat gibi. Hissedilen, gerçek duygular tüm tonları ile var oluyordu dünyamızda.

Günaydın Vietnam'da Ciddiyet silah olup insanlığı öldürürken; Can dostumda sıkıntı olup zamanı öldürüyordu; Patch Adams'ta ise hastalık olup hastaları öldürüyordu.
O çığlık atarak, eğlenerek, gülerek, güldürerek, saçmalayarak insanları duygular ile buluşturmaya ve hayatı iliklerine kadar hissetmelerine çabalıyordu.

Şimdi üzücü bir haber ile bir kez daha hayatı iliklerimiz de hissetmemizi sağladı. Bu kadar ciddi olmanın, katı olmanın anlamsızlığını haykırdı suratlarımıza. "Biraz insan olun ve hayatı duygularınızla yaşayın dedi. Ben de gidiyorum sonsuzluklar alemine, sizlerde kalıcı değilsiniz bu yalancı dünyada. Sevin, gülün, ağlayın, kızın! Ama kaskatı olmayın. Somurtmayın, Ciddiyetin kölesi olmayın!"

Güle güle diyoruz can dostum. Güle güle....

(ilk yayın tarihi:12.08.2014 10:28:01)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder