Güzel bir güne başlamak için
avazı çıktığı kadar "Günaydııııın" diye bağırıyordu, savaşın tam
ortasında, ölümün kıyısında,çaresizliğin en tepe noktasında. Asık suratlar en
büyük düşmanı idi. Şimdi O da yok artık.
Robin Williams'ın bir kelebek
olup göçtüğü düştü basın bültenlerine. Üzüldük.....
O'nu ilk Günaydın Vietnam filimi
ile tanımıştık. Sonrasında pek çok etkileyici ve başarılı filmlere imza attı.
Çok çalışkan ve verimli bir oyuncuydu. Öyle ki bir yıla 4-5 film sığdırıyordu.
Bizi etkileyen,her seferinde
bıkmadan ve aynı duygu yoğunluğu ile izlediğimiz üç filmi vardı. Günaydın
Vietnam, Can Dostum ve Patch Adams'tı. Kim ne düşünür, hangi boyutu ile
değerlendirir bilmiyorum ama bize göre bu üç film ortak noktası ciddiyete, can
sıkıntısına karşı bir mücadele idi. Ciddiyetin sıkıcılığı ve insanlığı yok
edişi anlatılıyordu. Hani bir söz vardır "Merak kediyi öldürür"
şeklinde, bunu "Ciddiyet insanlığı öldürür" olarak uyarlarsak bu
filmlerin ortak sloganını bulmuş oluruz.
İnsan duyguları ile var olan ve
etkileşim yaratan bir varlıktır. İnsanlar büyüdükçe, sosyal statü sahibi
oldukça ciddileşmeye ve etrafını ruhsuz, duygusuz taş duvarlar ile çevirir. Bu
insani olan davranışların kayıp olmasına ve acımasız bir katılığın hakim olgu
halini almasına neden olur.
Onun bu filmleri işte bu can
alıcı, sıkıcı, boğucu ciddiyete, katılığa karşı bir savaştı. İnsanı insani
duyguları ile buluşturup gerçek bir dünya yaratıyordu. Filmlerinde ki en ciddi
savaş bu alanda oluyordu. Ciddiyetle ve onun katı kuralları ile kapışıyordu.
Güç onlarda olduğundan ilk roundları kayıp etse de; İnsanlığın samimiyet ateşi
ile bu buzdan kaleleri eritip galip geliyordu. Ama ne gariptir ki bu mücadeleler
sonunda galip gelse de yorgunluğa yenik düşüp, hüzünle dolu bir sona gidiyordu.
Tıp ki hayat gibi. Hissedilen, gerçek duygular tüm tonları ile var oluyordu
dünyamızda.
O çığlık atarak, eğlenerek,
gülerek, güldürerek, saçmalayarak insanları duygular ile buluşturmaya ve hayatı
iliklerine kadar hissetmelerine çabalıyordu.
Şimdi üzücü bir haber ile bir kez
daha hayatı iliklerimiz de hissetmemizi sağladı. Bu kadar ciddi olmanın, katı
olmanın anlamsızlığını haykırdı suratlarımıza. "Biraz insan olun ve hayatı
duygularınızla yaşayın dedi. Ben de gidiyorum sonsuzluklar alemine, sizlerde
kalıcı değilsiniz bu yalancı dünyada. Sevin, gülün, ağlayın, kızın! Ama kaskatı
olmayın. Somurtmayın, Ciddiyetin kölesi olmayın!"
Güle güle diyoruz can dostum. Güle güle....
(ilk yayın tarihi:12.08.2014 10:28:01)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder