Fark ettiniz mi
bilmiyorum, ancak son günlerde olağan dışı bir şekilde otobüs kazaları arttı.
Şehirler arası yollarda duymaya alıştığımız otobüs kazaları, garip bir biçimde
şehir içinde olmaya başladı. Bu sıklık ve kazaların oluş biçimi içimize bir
kurt düşürdü. Hele ki içinde bulunduğumuz sancılı ve sisli dönem göz önüne
alındığında, bu kazalarda bir bit yeniği olduğu ihtimali güçlendi.
Tamam, ülkemizde trafik
kazaları sık karşılaşılan bir durum. Ancak bu şekilde birden bire halk otobüsü,
belediye otobüsü kazalarının çoğalması sizce de garip değil mi. Niye dolmuş
değil, taksi değil veya bir yıl öncesi değil!
Bu otobüsler ve bunları
kullananlar son 6 ay içinde Radikal bir değişiklik yaşamadı ise, bu şekilde
artan ve oluş şekli kontrol edilemeyen sonuçlar doğuruyor ise, üzerinde
dikkatlice durulması gerekir.
En son İstanbul
Kabataş'ta yaşanan kazanın görüntüleri garip değil mi! Öyle dar bir alan da o
hız ve frenlerin tutmaması garip değil mi? Olayın Kabataş’ta olması tesadüf mü?
Bence bir gariplik var! Son model otobüsün böyle kontrolsüz ve çılgınca bir
biçimde kaza yapması, sadece kaza diye açıklanamaz. Yorgunluk deniliyor, şoför
en azından yoldan çıkınca fren yapacak pozisyonu yakalamış olmalıdır. Böyle
teknolojik bir otobüsün kendini kontrol eden ve hemen devreye giren güvenlik
tertibatı da vardır muhakkak.
Bu konuda kafamızda
komplo teorileri dolaşırken, az önce okuduğumuz bir haber ile daha da güçlenen
düşüncelere daldık. Kaza yapan otobüsün şoförü, "Milyonda olabilecek bir
şey gerçekleşti" diyor.
Ben daha gaza basmadan
araç hareket etti!
Şoför Eyüp Er şunları
söylemiş; "Kazaya karışan otobüs
2013 modeldi. İlk iş günümden 3-4 gün önce başka bir hattan getirildiğini
öğrendim. Aracın periyodik bakımlarının yapıldığını biliyorum. Zaten garanti
süresi bile dolmamış olması gerekir. Ancak bu tür elektronik donanımlı
otobüslerde milyonda bir bile olsa beyin sistemi beklenmedik şekilde devreye
geçebiliyor. Araç beyin dediğimiz elektronik aksamdaki arızadan dolayı
sürücünün inisiyatifi dışında hareket etmeye başlıyor. Başıma gelen daha önce
de başka arkadaşlarımızın başına geldi. Arkadaşlar arasında buna ‘araç ambeleye
kalktı’ deriz."
Duraktan kalkmaya
hazırlanırken, ben daha gaza basmadan araç hareket etmeye başladı. 10 metre
önümdeki trafik ışıklarında karşıdan karşıya geçen onlarca insan vardı. Frenler
taş kesmişti. Tüm gücümle frenlere bastım ama araç durmuyordu. İnsanları
ezmemek için boşluk bulduğum yere direksiyonu kırdım. Aklımdaki tek düşünce
kimseye zarar vermeden, direksiyon hâkimiyetini yitirmeden bir yere çarparak
durabilmekti. Bunlar anlık, saniyeler içinde gelişen hadiseler. Şayet tek
elimle, el freni, imdat kolu veya vites tuşlarına basmaya kalksam direksiyon
hâkimiyetini kaybedip trafik ışıklarındaki 10-15 kişiyi ezmek zorunda
kalacaktım. Direksiyonu kırmamış olsam çok büyük bir felaket yaşanırdı. BUDO
iskelesindeki boşluğu görünce araya daldım. Şayet Adalar iskelesinin önünde
insanlar olsaydı aracı denize uçururdum. Direksiyonu kırdığım boşlukta insanlar
bulunmuyordu. Frenlere bütün gücümle asıldım ancak frenler taş kesti. Araç
durmuyordu. Karşıma çıkan kapı ve taksiye çarpmak zorunda kalınca, insanlar
yaralandı ve taksinin altında kalan kardeşlerim oldu.”
Ambleye Kalkan araç!
Göründüğü üzere bu
araçtaki elektronik beyin şoförün kontrolü dışında gaz ve fren sistemini kendi
insiyatifine alarak kullanabiliyor.
Buradan yola çıkarak bir
teori geliştirirsek aklımıza İstanbul'un dar ve dik yokuşları ile Çankaya'nın
çıkması zor, inmesi cefalı "Cinnah Caddesi" geliyor. Bu yolları
kullanan devlet adamları, iş adamları ve diğer önemli vatan evlatları için bir
endişe başlıyor, komplocu zihnimizce içten içe büyüyerek.
Ve geçmişe flashback
yaparak bir kamyon ile bir Mercedes'in acı çarpışması canlanıyor gözümüzün
önünde. Ve neden olmasın diyor beynimiz, her şeyin olabildiği vahşi günümüzde.
Bizde bu kazalar ve
ambleye kalkması muhtemel araçlar bu yönü ile acilen incelenmeli ve komplo
teorilerin zor bir bilmecesi daha yaşanmadan önü kesilmelidir.
Bize göre eğer bir
şeyler rutin dışında cereyan etmeye başlayıp, haddinden fazla gündeme
geliyorsa, kesinlikle tesadüf veya kazara değildir. Komplo teorilerinin
hayırlısı öncesinde fark edilip önlem alınanlarıdır.
Radikal'deki ilgili
haber için
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder