2 Ağustos 2014

Cumhurbaşkanlığı Seçim Sonuçlarını Merak eden var mı?

Ülkemiz tarihi bir ana daha tanıklık ediyor. Halk tarafından ilk kez bir Cumhurbaşkanı seçiyor. Şu günlerde adaylar yoğun bir şekilde propaganda çalışmalarını yürütüyorlar. Şunun şurasında bir hafta sonra tarihi bir seçim tamamlanmış olacak. Her şeyi ile ilk olan bu seçim sürecinde ne gariptir ki kim seçilecek ya da seçim sonuçları ne olacak sorusu en az merak edileni oldu. Seçimin galibi baştan belli olduğundan, en fazla merak edileni, seçimin kayıp edenleri kim olacak idi. O merakta adayların belli olması ile kısmen giderildi.

Aslına bakılırsa aday bazında alınan oy oranlarına göre yapılacak olan kazanan/kayıp eden değerlendirilmesi çok yüzeysel kalacaktır. Sonuç olarak her kime sorulsa ki bu ülkede Cumhurbaşkanı olmayı kim hak ediyor, ya da şu an Cumhurbaşkanlığı makamını en iyi şekilde kim temsil eder, her halde çoğunluğun vereceği ilk isimlerin başında Erdoğan gelir. Bize kalırsa bu seçimlerin ileri ki zamanlarda daha da iyi anlaşılacağı çok önemli kazanımları, adayların alacağı oy oranlarından daha dikkat çekici olacak.

En önemlisi demokrasimiz adına, ülkenin siyasi yapısı adına köklü ve radikal sonuçları olacak. Cumhurbaşkanını seçme kültürü ile birlikte siyaset arenasında dolaylı yoldan da olsa bir başkanlık düzeni kurulmuş olacaktır.  Kitleleri daha homojen ve kabul edilir bir biçimde bir araya getirip, ortak noktaları birleştirici unsur olarak öne çıkaracaktır. Halka yakın olma, halkın nabzını tutma önem kazanacak, belli odakların yönlendirdiği bir siyasi yapı kayıp olmaya başlayacaktır.

Bu kısa tespitler sonrasında adaylar bazında seçim tahminlerimizi ve kısa bir seçilme süreçlerini şu şekilde değerlendirmek isteriz;

Recep Tayyip Erdoğan: Adayları içinde ne avantajlı ve en hazır olanı. 20 yıldan fazladır siyasetin en önemli aktörlerinden olan Erdoğan kanıtlanmış bir liderlik başarısı ve sürekli artan kesintisiz bir kazanma ivmesi ile bu yarışta açık ara en önde. Siyasette kazanımları hep zor süreçler ve çatışmalar neticesinde seçimler yolu ile teyit edilerek elde edilmiş. Siyasetin belirleyici ve yönlendirici aktörü. Ulaştığı güç seviyesi aynı zamanda bir dezavantaj. Yukarı çıktıkça yalnızlaşmakta ve saldırıların doğrudan hedefi olmakta. En önemli gücü halka ulaşabilme ve onlara mesajlarını en etkili biçimde verebilmesi. Bize göre sahip olduğu avantajlara rağmen seçimlere en ciddi biçimde hazırlanan ve propaganda sürecini en yoğun, en profesyonel  ve en etkin kullanan aday da kendisi. Seçimlerde kazanıp kazanamayacağı değil de yüzde kaç oranı ile bunu başaracağı konuşuluyor. Geçmiş seçim süreçlerine ve şu bir ay ki çalışmalarına bakarak bir tahminde bulunursak fazla yanılabileceğimizi düşünmüyoruz. (Eğer ki inanılmaz/beklenmedik bir şeyler olmazsa). Sayın Erdoğan geçmiş yirmi yılda girdiği seçimleri sürekli olarak oy oranını artırarak kazanan bir lider. Bu seçimler ile birlikte siyasette ulaşabileceği en üst makama alabileceği en üst düzeyde bir oy oranı ile ulaşacaktır. Bu seçimler onun siyaset hayatındaki üst limitini belirleyecektir. Bize göre de bu oran muhakkak ki %58 ve üstü bir noktada gerçekleşecektir. Üst limiti de %60 civarı olabilir.

Selahattin Demirtaş: Aslına bakılırsa bu seçimler için sürpriz bir aday oldu. Daha çok ana muhalefetin adayı merak ediliyordu. Bu kanattan sembolik bir aday gösterme hatta Erdoğan'a destek beklentisi vardı. Demirtaş'ın adaylığı gibi yarattığı etkide sürpriz ve hayırlı oldu. Teröre dayalı bölücülük damgalı bir hareketten beklenmeyen bir birleştirici ve barışçıl bir hava yarattı. Propaganda süreci ile birlikte toplumsal korkuları yıkan ve endişeli yürekleri dindiren zamanlar tarihe iz bıraktı. İnşallah bu söylem, bu niyet ve etki seçim sonrası da sürer. Aslına bakılırsa bu adaylık etki açısında en hayırlısı oldu. EĞER ki samimi ise, Demirtaş, birlik bütünlük, kardeşlik konusundaki görüşleri ile Ülkeyi kucaklayan, barıştıran bir yolda cesaret ve güç katmıştır. Ve görülmüştür ki bu ülkenin derdi etnik veya dini değildir. Huzurdur, birliktir, kardeşliktir. Bu seçim süreci ile bu teyit edilmiştir. Bu hava ileri ki zamanlarda kalıcı bir huzura ve kenetlenmiş bir Türkiye'ye dönüşürse Demirtaş'ın o zaman ki seçimlerde seçilmesi bile mümkün olabilecektir. Kuvvetle muhtemel bir ihtimal ki ileri ki yıllarda Erdoğan siyaset üstü bir yere konumlandırılarak seçimlerde aday olma durumunda olmadığı zamanlar gelecektir. İşte o zamanlarda “Halkın adamı” olma görevi Demirtaş’a düşebilir. Böyle bir tarihi görevin tek düsturu ise, Ülkeyi bütünleştiren, kardeşlik bağlarını güçlendiren ve kalıcı Barışı tesis eden bir kimliği edinebilmesidir. Bu ise çok sağlam bir irade ve cesaret gerektirir. Oy oranları açısından değerlendirirsek yaklaşık olarak %6-7 arası bir taban oyu bulunmakla beraber, seçim çalışmaları sırasındaki kazandığı sempati oyları ile Çatı adaya tepki duyanların vereceği oylarla birlikte %9 ve civarını zorlayabilir.

Ekmeleddin İhsanoğlu: Seçimin kayıp edeni desek yanılmış olmayız. Ya da şahsına haksızlık olmasın diye düşünerek "Kayıp edenlerin adayı" da diyebiliriz. Tarihe muhalefetin ya da eski usul siyasetin son büyük hatası olarak ta geçebilir. Peş peşe iki seçimde kendi içinden aday çıkarama durumunda olan bu anlayış bu seçimle beraber ya büyük bir değişim yaşayacak, ya da demokrasimizin tozlu raflarında kendine kalıcı bir yer yapacaktır. Mantık olarak fazla karşı durulamayacak bir yöntem olsa da "Çatı aday" fikri, aday seçmede ki başarısızlık ile baştan hüzünlü bir sona mahkûm olmuştur. Adayın, farklı düşüncedekilere bir alternatif olmaması ile "aslı varken kopyasını ne yapalım" tezine karşı duramaması; Siyasetten ve seçmenden uzak düşmesi; Geçmişi, düşüncesi v.d taşıdığı kimlikler ile adayı olduğu yapı ile uyumsuz olması ek önde gelen dezavantajları olmuş. Ayrıca seçim sürecindeki amatörlükler, birlikten ve tabandan gelecek olan destekten yoksunluk diğer bir handikap. Bu şartlar altında en zorlama tahminle (özellikle "Plaj seçmeninin" sandıkta ekmemesi şartı altında!) bu adayın alacağı oy %32-36 arası olacaktır. Bundan fazlası mümkün olmamakla beraber, belki bir miktar oyu da, seçim sürecinde yaşadığı yalnızlık ve yarattığı kibarlığın karşılık bulmaması ve tüm bunların onda oluşturduğu hayal kırıklığına/üzüntüye tepki olarak destek verecek acıyıklı seçmen oyları olacaktır.

Tüm yaşanmışlığı ile bu seçimlerin ülkemiz adına hayırlı sonuçlar doğuracağına ve gelecek yıllarda bu etkilerin daha iyi analiz edileceği kanısındayız. Hayırlısı ile inşallah kazasız belasız huzur içinde yapılır ve herkes kendi işine gücüne döner. Çalışmak ve üretmek gerek!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder