30 Temmuz 2014

Javier Bardem'den İnsanlığın Onurunu Kurtaran Mektup: Utanıyorum!

Hani derler ya insanı en iyi 3 yerde tanırsın. Ticarette, yolcukta ve komşulukta. Tabii bunun temeli, bu karşılaşmalarda mutlaka tercihler yapılması gerekiyor olması ve bu tercihlerde de kişisel çıkarların öne çıkması durumu, insanların karakterlerini gerçeğe en yakın şekli ile ortaya çıkarıyordur. Bu birliktelikte cesaret, sadakat, adalet, güven, doğruluk, bencillik, fedakârlık ve daha pek çok insanı davranış test ediliyordur.

Bu testler zor anlarda, tercihlerin bir tarafında olumsuzlukların yer aldığı zamanlarda anlam kazanıyordur. Eğer bir yanda kayıp etmek, acı çekmek, vazgeçmek, vermek, taşımak gibi kendimizden gidecek bir şeyler olduğunda tercihlerimiz bizi ele veriyor. O zaman anlaşılıyor cesaretimiz, dostluğumuz, adaletimiz, hakkaniyetimiz, dürüstlüğümüz v.d

Ticarette, komşulukta, yolculukta uzun süreli ve şartların değişme ihtimali yüksek olduğu zamanlardır. Bundan dolayıdır ki farklı durumlarda kişilikleri test etme imkânı yüksektir.

Bu test değişik biçimlerde sürekli bir biçimde insanları dener ve notu veriri. Bunu en gerçekçi ve en adil biçimi ile zaman yapar. Nasıl geçmişte insanlar bu çarklardan geçtiler ise günümüzde de hiç durmadan bu çark çalışmaktadır.

Şu an en belirgin ve en seçici olanı Gazze'de çocukların kanlı ve çaresi çığlıkları altında dönmektedir. İnsanlık bu çarkın dişlileri arasında berbattan öte utanılası bir sınav veriyor. Hiç bir kabul edilir yanı olmayan ve insan olan hiç bir yüreğin dayanamayacağı bir şekilde çocuklar doğrudan hedef oldukları füzeler karşısında çaresiz bırakılmakta ve parçalanan bedenlerine karşı kör, sağı ve dilsizleri oynayan kodamanların kanlı ittifakı bulunmakta.

En etkili ve verecekleri tepkiler ile pek çok şeyi değiştirebilecek olan zenginler, güçlüler, ünlüler kendi çıkarları uğruna tercihlerini bu kanlı ittifaktan yana kullanmaktalar. Kimi ülke çıkarını, kimi ticari kazançlarını, kimi siyasal geleceğini, kimi ününü, kimi yapacağı kontratları düşünerekten bu çocukları bu cehennemde yalnız bırakıyorlar. Bu da onların sınavı işte. Ne için ne yapabileceklerinin göstergesi.

Bundan daha gerçek ve daha adil bir sınav olmaz onlar için. İnsanlıklarının göstergesi ve çıkarları adına kaç sabiye kıyabileceklerinin ispatı.

Tabii ki bu sınavda çıkarlarından öte insanlığı gelen ve her türlü tehdide karşı sesini çıkaran ve bir fark yaratarak bu saldırılara engel olmaya çalışanlarda var. Onları değeri, onların cesareti, onların insaniyeti zamanla anlaşılacak ve dünya döndükçe değer kazanıp, zamanın uçsuz bucaksız sonsuzluğunda birer yıldız gibi parlayacak. Diğerleri gibi karanlık yığınlar arasında sönüp kaybolmayacaklar.

Bu yıldızlardan biride bayramda yayınladığı açık bir mektupla ses çıkaran ve olanları görüyorum ve susanlardan, ses çıkarmayanlardan ve çıkarları uğruna bu katliama ortak olanlardan utanıyorum diyen İspanyol aktör JAVİER BARDEM oldu. Bu onu gelip geçer dönemin yıldızı olmaktan çıkarıp zamanın sonsuzluğunda tüm insanlığın cesaretli bir yıldızı yapacaktır. Bu devran döndükçe her şey yitip gittikçe O'nun yıldızı gururla parlayacak ve gelecekteki kuşaklara da yol gösterecektir, insanlığın bu vahşi yolculuğunda.

İşte bu mektup

“Şu an Gazze’de yaşanan dehşetin karşısında mesafeli veya tarafsız durmanın HİÇBİR kabul edilebilir tarafı yok. Bu, hastane, ambulans ve terörist olduğu varsayılan çocukları da hedef alan, küçücük bir bölgeye suyu bile olmadan sıkıştırılmış çaresiz durumdaki bir halka karşı yürütülen bir işgal ve yok etme savaşı.


Bunu anlamak ve meşrulaştırmak imkânsız. Ve, Batılı ülkelerin böylesi bir soykırıma izin vermesi utanç verici. Yahudi halkının geçmişte yaşadığı bütün korkunç olaylar göz önünde bulundurulduğunda daha da gaddar ve akıl almaz hale gelen bu barbarlığı anlayamıyorum. ABD, AB ve İspanya’nın utanç verici tavrını sadece jeopolitik ittifaklar, iş dünyasının o ikiyüzlü maskesi, sözgelimi silah satışı açıklayabilir.

Bazılarının, her zamanki gibi, fikrimi açıklama hakkımı kişisel saldırılarla itibarsızlaştıracağını biliyorum. Bu nedenle, şu noktalara açıklık getirmek istiyorum:

‘Evet, Oğlum Bir Yahudi Hastanesi’nde Doğdu...’

Evet, oğlum bir Yahudi hastanesinde doğdu çünkü Yahudi olan çok yakın dostlarım var ve çünkü, Yahudi olmak bu katliamı otomatik biçimde desteklediğiniz anlamına gelmiyor. Tıpkı İbrani olmanın Siyonist olduğunuz anlamına gelmediği, Filistinli olmanın sizi otomatikman bir Hamas teröristi yapmadığı gibi. Böyle düşünmek, Alman olmanın Nazi olmak anlamına geldiğini söylemek kadar absürd.

Evet, bu tür müdahalelere ve saldırganca siyasete karşı çıkan bir dizi Yahudi arkadaşımın ve tanıdığımın bulunduğu ABD’de çalışıyorum. O arkadaşlarımdan biri bana dün telefonda, ”Çocukları öldürürken yaptığının kendini savunmak olduğunu söyleyemezsin” diyordu. Ve ABD’de, çelişen görüşlerimi tartıştığım başkaları da var.
Evet, ben Avrupalıyım ve sessizliği, mutlak utanmazlığıyla beni temsil ettiğini savunan Avrupa Birliği’nden utanıyorum.

Evet İspanya’da yaşıyorum, vergilerimi ödüyorum ve paramın, masum çocukları öldürerek zengin olan diğer ülkelerle birlikte silah endüstrisini ve bu barbarlığı destekleyen politikaların finanse edilmesi için kullanılmasını istemiyorum. Bu durum dehşet verici.


Öldürenlerin kalplerinde şefkat bulmalarını ve daha nefretle şiddet doğurmaktan başka işe yaramayan bu ölümcül zehirden arınmalarını ümit edebiliyorum sadece. Ve, tek hayalleri barış ve birlikte yaşam olan İsrailli ve Filistinlilerin bir gün birlikte bir çözüm bulmalarını…” Javier Bardem

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder