Nejat Uygur ve Bernard Shaw ‘ın
ortak noktalarını keşfetmek oldukça şaşırtıcı . Tabii ki tiyatro onların
kesiştikleri bir alan. Ama ilk bakışta aralarında güçlü bir bağ yokmuş gibi
geliyor. Bu da beynimizin, ön yargılarımızın bize bir oyunu olmalı. (Maşallah
günümüzde bir oyun sevdasıdır gidiyor. Oyunu olmayan yok hayatımızda, bu da
ayrı bir konu...)
Bize kalırsa ikisinin örtüşen ve
birbirine denk düşen yanları hiciv sanatı konusundaki yaptıklarında
belirginleşiyor. Dilleri farklı olsa da ikisinde keskin ve etkili bir üslubu ve
anlatma tekniği var. İkisi de kırmadan üstelik çokça güldürerek, en alt sevide
de ki kültür birikimine sahip birine bile aynı anlamda mesajlarını
verebiliyorlar. Ve ikisi de çok güçlü, birer eleştirel dil kullanıyor.
Bu teknik ile hiciv yapabilme
yüksek zekâ gerektiren bir iştir. Yüksek zekânın yanında, ayrıca kıvraklık ve
kültür birikimi de gerekir .
Gördüklerini absürd hale
getirerek karşı tarafı kendi haline güler ya da cevapsız bırakacak bir
şaşkınlığa iterler. Yaptıkları anlık şeylerdir ama kalıcıdır. Etkisi güçlü olur
ve belleklerde kalıcı izler bırakır.
Dönem dönem kullandığımız ve bizleri
tebessüme iten Nejat Uygur gariban görünüşlü biri ile sosyete görünüşlü bir
bayan arasında geçen diyalogu şöyle:
Uygur: Hanfendi işler nasıl gidiyor,
işler?
Hanfendi: Ne işi beyefendi?
Uygur: O..luk, filan..!
Bernard Shaw’un bir galada
sosyetik bir bayanla yaşadığı rivayet edilen diyalogu i ise şu şekildedir:
Shaw: Hanımefendi size 1000 pound
versem benimle olur musunuz?
Hanımefendi: Ay! Siz ne
söylüyorsunuz, bir düşünmem lazım...
Shaw: Peki hanımefendi size 10 pound
veriresem benimle birlikte olur musunuz?
Hanımefendi: Terbiyesiz! Siz beni ne
sanıyorsunuz!
Shaw: Hanımefendi sizin ne olduğunuzu
anladım, iş pazarlığa kaldı!
Her ikisi de aramızda yok. Onlar
artık kendi dünyalarında. Kim bilir oralarda rastlaşıp bizleri
çekiştiriyorlardır. Ve bu dünyada beraber bulunamadıklarına hayıflanıyorlardır.
Onlarda geriye kalan, yazdıkları ve oynadıkları. Hala bizleri güldürüp, altan
alta farklı düşüncelere sevk edebiliyorlar.
Ve her ikisinin de ortak bakışı
şu kanımızca, “Şu ölümlü dünya da hayat o
kadar da ciddiye alınacak bir şey değil; Hayatı çok ta ciddiye alıp madara
olmayın insanlar. Azcık insan olun bu kâfi gelir ruhunuza.”
(ilk yayın tarihi:09.12.2013 14:52:32)
(ilk yayın tarihi:09.12.2013 14:52:32)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder