7 Haziran 2014

Türk futbolu adına kurtuluş Beşiktaş'ı cezalandırmamaktır!

Dün akşam Olimpiyat stadından istenilmeyen ve ucuz atlatılan olaylar oldu. Yaklaşık 77.000 kişi ritmi/heyecanı/gerilimi yüksek bir derbi izlemeye koştu. Coşku ile mutluluk ile... Bu coşkuyu sağlayan Beşiktaş ve yarattığı ruhtu.

Konuyla ilgili en çarpıcı açıklamalar Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan'dan geldi. "Stada çok sayıda kaçak taraftar girmiş. Biletix'ten satılan bilet sayısı 28 bin civarında. Beşiktaş Kulübü'nün sattığı bilet sayısı da 38 bin. Yani toplamda 66 bin biletli seyirci yapıyor. Statta 76 binin üzerinde taraftar vardı. Boş kalması gereken merdivenlerin tamamın doluydu. Bu merdivenleri stada giren kaçak taraftarlar doldurmuş. Tespitlerimize göre stattaki 8 turnike devre dışı bırakılmış. Bunların elektronik kabloları kesilmiş. Doğu tribün tarafında 10 kapının kilitleri kırılmış. 3 kapı ise tamamen kırık" ifadelerini kullandı.

Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki olayların ardından 66 kişi gözaltına alındı. İlk yapılan sorgulama sonunda bu kişilerin büyük bölümünün Gezi olaylarından da sabıkası olduğu öğrenildi. Polis, yayıncı kuruluştan tüm görüntüleri isterken bugün geniş çaplı bir operasyon başlatılacak.

Siyah-beyazlıların en etkili taraftar grubu Çarşı, derbide yaşanan olayların kendileriyle ilgisi olmadığını açıkladı.

Twitter hesaplarından yapılan açıklamalarda Beşiktaş Çarşı ve Çarşı şu ifadeleri kullandı:

Beşiktaş Çarşı: Sahaya atlayanların Çarşı grubu ile zerre alakası yoktur. Bu işler organize edilmiş ve uyulmuştur. Melo sebep değil, araçtır.
Ve sahaya girip olaylara sebebiyet verdiği gerekçesi ile gözaltına alınan 65 (sadece altmış beş kişi!) serbest bırakıldı.

Ve tüm gazeteler, TV'ler Beşiktaş'a büyük cezalar kesmeye başladı!
Neyin cezası Allah aşkına!

Beşiktaş organize ve futbol dışı olduğu aşikar bu olaylar için ne yapabilir. 8000 kişiyi mi içeri almayabilirdi, ya da sahaya giren 65 kişiyi mi tutabilirdi? Kapıları, turnikeleri daha sağlamlaştırabilir, kolluk kuvvetlerini görevlendirebilir miydi, Beşiktaş!

Beşiktaş ne yapabilir ki futbolu futbol dışına çıkarılmasına. Beşiktaş'ın tek kusuru insanlarda tekrardan futbol ateşini yakmak ve seyir zevkini dimağlarında canlandırmaktır.

Bu olaylar Türk futbolunun futbol dışına kaymasının miladıdır. Bu konuda yapılacak en öncelikli konu Beşiktaş'a ceza vermemek olmalıdır. Bu konu Beşiktaş'ın konusu değildir. Toplumsal ve siyasal bir konudur. Beşiktaş'ı cezalandırmak bir yana onu koruma altına almalı ve Türk futbolunu bu saldırıdan korumak gereklidir.

Yukarıda ki resimdeki gibi Türk futbol camiası içten ve coşkuyla bir araya gelip kenetlenmelidir. Kurban seçilen Beşiktaş'ı sisteme kurban ettirmemelidir.

Bu konuda başta Fatih Terim olmak üzere (Milli takımlar hocası olması sebebi ile) tüm ileri gelen hocalar, futbolcular Beşiktaş'ın etrafında koruma kalkanı gererek, futbolu saha dışına çıkarmamalıdırlar.

Anlaşılmalıdır ki bu olaylar Beşiktaş'ın ya da başka takımların cezalandırması ile son bulacak olaylar değildir. Takımlar kesinlikle olayların kurbanıdır ve korunmalıdırlar.
Futbol ne yöneticilerin, ne de Federasyonların oyun alanı değil, futbolcuların, hocaların ve taraftarlarındır.

Evet son söz olarak bir kez daha üstüne basa basa söylemek isteriz ki Beşiktaş'a bırakın ceza vermeyi, kurban olarak yaralarının sarılması gereklidir. Unutulmamalıdır ki bir yerde kurbanlar feda edilmeye başlamışsa bunun ardı arkası kesilmeyecektir. Onun için futbol camiası Beşiktaş'ı kurban vermemeli, onu ve geleceğini kurtarmalıdır.

(ilk yayın tarihi:23.09.2013 10:23:47)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder