Dün akşam Olimpiyat stadından
istenilmeyen ve ucuz atlatılan olaylar oldu. Yaklaşık 77.000 kişi
ritmi/heyecanı/gerilimi yüksek bir derbi izlemeye koştu. Coşku ile mutluluk
ile... Bu coşkuyu sağlayan Beşiktaş ve yarattığı ruhtu.
Konuyla ilgili en çarpıcı
açıklamalar Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan'dan geldi. "Stada
çok sayıda kaçak taraftar girmiş. Biletix'ten satılan bilet sayısı 28 bin
civarında. Beşiktaş Kulübü'nün sattığı bilet sayısı da 38 bin. Yani toplamda 66
bin biletli seyirci yapıyor. Statta 76 binin üzerinde taraftar vardı. Boş
kalması gereken merdivenlerin tamamın doluydu. Bu merdivenleri stada giren
kaçak taraftarlar doldurmuş. Tespitlerimize göre stattaki 8 turnike devre dışı
bırakılmış. Bunların elektronik kabloları kesilmiş. Doğu tribün tarafında 10
kapının kilitleri kırılmış. 3 kapı ise tamamen kırık" ifadelerini
kullandı.
Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki
olayların ardından 66 kişi gözaltına alındı. İlk yapılan sorgulama sonunda bu
kişilerin büyük bölümünün Gezi olaylarından da sabıkası olduğu öğrenildi.
Polis, yayıncı kuruluştan tüm görüntüleri isterken bugün geniş çaplı bir
operasyon başlatılacak.
Siyah-beyazlıların en etkili
taraftar grubu Çarşı, derbide yaşanan olayların kendileriyle ilgisi olmadığını
açıkladı.
Twitter hesaplarından yapılan
açıklamalarda Beşiktaş Çarşı ve Çarşı şu ifadeleri kullandı:
Beşiktaş Çarşı: Sahaya
atlayanların Çarşı grubu ile zerre alakası yoktur. Bu işler organize edilmiş ve
uyulmuştur. Melo sebep değil, araçtır.
Ve sahaya girip olaylara
sebebiyet verdiği gerekçesi ile gözaltına alınan 65 (sadece altmış beş kişi!)
serbest bırakıldı.
Ve tüm gazeteler, TV'ler
Beşiktaş'a büyük cezalar kesmeye başladı!
Neyin cezası Allah aşkına!
Beşiktaş organize ve futbol dışı
olduğu aşikar bu olaylar için ne yapabilir. 8000 kişiyi mi içeri almayabilirdi,
ya da sahaya giren 65 kişiyi mi tutabilirdi? Kapıları, turnikeleri daha
sağlamlaştırabilir, kolluk kuvvetlerini görevlendirebilir miydi, Beşiktaş!
Beşiktaş ne yapabilir ki futbolu
futbol dışına çıkarılmasına. Beşiktaş'ın tek kusuru insanlarda tekrardan futbol
ateşini yakmak ve seyir zevkini dimağlarında canlandırmaktır.
Bu olaylar Türk futbolunun futbol
dışına kaymasının miladıdır. Bu konuda yapılacak en öncelikli konu Beşiktaş'a
ceza vermemek olmalıdır. Bu konu Beşiktaş'ın konusu değildir. Toplumsal ve
siyasal bir konudur. Beşiktaş'ı cezalandırmak bir yana onu koruma altına almalı
ve Türk futbolunu bu saldırıdan korumak gereklidir.
Yukarıda ki resimdeki gibi Türk
futbol camiası içten ve coşkuyla bir araya gelip kenetlenmelidir. Kurban
seçilen Beşiktaş'ı sisteme kurban ettirmemelidir.
Bu konuda başta Fatih Terim olmak
üzere (Milli takımlar hocası olması sebebi ile) tüm ileri gelen hocalar,
futbolcular Beşiktaş'ın etrafında koruma kalkanı gererek, futbolu saha dışına
çıkarmamalıdırlar.
Anlaşılmalıdır ki bu olaylar
Beşiktaş'ın ya da başka takımların cezalandırması ile son bulacak olaylar
değildir. Takımlar kesinlikle olayların kurbanıdır ve korunmalıdırlar.
Futbol ne yöneticilerin, ne de
Federasyonların oyun alanı değil, futbolcuların, hocaların ve taraftarlarındır.
(ilk yayın tarihi:23.09.2013 10:23:47)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder