17 Haziran 2014

“Tanıdıkça Severim” değil mi, Kemal abi!

Muhalefetin Cumhurbaşkanlığı seçimi için oluşturduğu çatı adayının açıklaması ile birlikle birbirinden güçlü ve farklı gel-gitler yaşadım. Kızdım, sevindim, şaşırdım ve üzüldüm.

Kızdım; Çünkü farklı isimler, farklı düşünceler altında yıllardır siyaset yapan partilerin, böyle uzun yıllar iktidarda olan ve her türlü zor dönemi yaşamış bir partinin karşısında kendilerinden birini aday çıkaramamış olmalarıdır.  Bunlar neyin siyasetini yapıyorlar! Siyaseti bir uzlaştırma komisyonu olarak mı görüyorlar.

Sevindim; Çünkü bu ülkenin çatısında sökülmeye çalışılan minarenin sağlam bir şekilde kendi elleri ile dikmeleri, toplumsal mutabakat için çok güzel. Bu batıcı anlayışın ülkemizden söküp atmaya çalıştığı en önemli şeylerden biri de “Görücü usulü” evliliklerdi. Yıllarca bunun çok gerici bir anlayış olduğu ve birbirini tanımadan evlenmedin kabul edilmez olduğunu savunurlardı. “Flört” şarttı. Tanışarak, görüşerek severek evlenmeli idi insanlar. Medeniyetin düsturunda bu vardı. Bizler de kör topal buna uymaya çalıştık. Ama nafile! Olmadı işte. Biz muhafazakâr bir toplumuz, çatımızda minare isteriz, eşimizi büyüklerimizin seçmesini bekleriz. Şimdi o noktaya geldik. Hem de bu medeniyet yolunda bizleri sürükleyenlerce

Şaşırdım; Çünkü bu muhafazakâr çatı adayı seçimi ve bunun takdimini yaparken kullandıkları “tanıdıkça seveceksiniz” tabiri; Laik Cumhuriyetin kurucusu, medeniyet yolculuğunun ışığı bir partinin Liderince yapılınca, doğal olarak şaşırıyoruz. Ve kocaman, engin bir anlamsızlığa sürükleniyoruz.

Üzüldüm: Madem bu iş bu kadar kolaymış, olabiliyormuş bu CHP neden yıllarca bu ülkeyi minarelerden uzaklaştırmaya, görücü usulünden soğutmaya çalıştı. Her fırsatta toplumun muhafazakâr dinamiklerini köreltmek adına çatışmalara, gerilimlere sürükledi. Bu kadar yıllar, bu kadar enerjiler, bu kadar ömürler neden bu uğurda boşa harcandı.

Yıllarca “görücü usulü” evlilikleri aşağılayan, hor gören ve gerici yaftası yapıştıran bir düşünce; Milleti görücü usulü bir adayla bir olmaya, beraber olmaya davet ediyor, teşvik ediyor, mecbur kılıyor. Ne bir flört ne bir tanışama yok. Ve bize yıllar önce büyüklerimizin dediği sözlerle ikna etmeye çalışıyor “Tanıdıkça seveceksiniz!” Son günlerin popüler paylaşımlarında ki kahraman,”SEBASTİAN” sen bir şeyler söyle bari....

Bu böyle giderse sonundan korkarım.... Önce ikna çabaları, sonra aile/mahalle baskıları... Bu adamla evleneceksin kızım, baban senin kötülüğünü mü ister! Bak görmüyor musun durumumuzu ne kadar dardayız. Bu sıkıntılardan çıkmak için bu evlilik şart. Hem daha iyisini mi bulacaksın...Zamanla alışır seversin bu amcayı.... Hem başka da bir seçeneğin yok ki... Büyüklerin karar vermişler, onların kararına karşı çıkılmaz ki...... Sende biliyorsun  töremizi....

Allah göstermesin kız hele bir kabul etmesin bu izdivacı, hele bir de kaçıversin evden uzaklara... Toplanıverir aile konseyi ve infaz kararı verir aile namusunu temizlemek için, hiç acımadan... Küçük kardeş manşetlere çıkar bir gün iaden, abla katili diye..... (Yıllarca TV’lerde, gazetelerden bilinçaltıma işlemiş cümlecikler serbest çağrışım yaptı birden...)

Son bir sahne; Artık bu evlilikten kaçamayacağını anlayan genç kız gözü yaşlı olarak, karşısında duran ailenin büyüğü olana sorar, hayatının en anlamsız, en umutsuz, en acı dolu sorusunu; “Tanıdıkça seveceğim, değil mi? Kemal abi!”

Not: Bu yazı Radikal Gazetesi blog sayfasında 17 Haziran saat 11:46 yayınlandı ve ilk 1 dk içinde editörce silindi. Nasıl bir öngörü, nasıl bir refleks pes..... Bakalım tekrar yazıyı gönderdik, yayınlayabilecekler mi acep, Kemal abi!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder