Muhalefetin Cumhurbaşkanlığı
seçimi için oluşturduğu çatı adayının açıklaması ile birlikle birbirinden güçlü
ve farklı gel-gitler yaşadım. Kızdım, sevindim, şaşırdım ve üzüldüm.
Kızdım; Çünkü farklı isimler, farklı
düşünceler altında yıllardır siyaset yapan partilerin, böyle uzun yıllar
iktidarda olan ve her türlü zor dönemi yaşamış bir partinin karşısında
kendilerinden birini aday çıkaramamış olmalarıdır. Bunlar neyin siyasetini yapıyorlar! Siyaseti
bir uzlaştırma komisyonu olarak mı görüyorlar.
Sevindim; Çünkü bu ülkenin çatısında
sökülmeye çalışılan minarenin sağlam bir şekilde kendi elleri ile dikmeleri,
toplumsal mutabakat için çok güzel. Bu batıcı anlayışın ülkemizden söküp atmaya
çalıştığı en önemli şeylerden biri de “Görücü usulü” evliliklerdi. Yıllarca
bunun çok gerici bir anlayış olduğu ve birbirini tanımadan evlenmedin kabul
edilmez olduğunu savunurlardı. “Flört” şarttı. Tanışarak, görüşerek severek
evlenmeli idi insanlar. Medeniyetin düsturunda bu vardı. Bizler de kör topal
buna uymaya çalıştık. Ama nafile! Olmadı işte. Biz muhafazakâr bir toplumuz,
çatımızda minare isteriz, eşimizi büyüklerimizin seçmesini bekleriz. Şimdi o
noktaya geldik. Hem de bu medeniyet yolunda bizleri sürükleyenlerce
Şaşırdım; Çünkü bu muhafazakâr çatı adayı
seçimi ve bunun takdimini yaparken kullandıkları “tanıdıkça seveceksiniz”
tabiri; Laik Cumhuriyetin kurucusu, medeniyet yolculuğunun ışığı bir partinin
Liderince yapılınca, doğal olarak şaşırıyoruz. Ve kocaman, engin bir
anlamsızlığa sürükleniyoruz.
Üzüldüm: Madem bu iş bu kadar kolaymış,
olabiliyormuş bu CHP neden yıllarca bu ülkeyi minarelerden uzaklaştırmaya,
görücü usulünden soğutmaya çalıştı. Her fırsatta toplumun muhafazakâr
dinamiklerini köreltmek adına çatışmalara, gerilimlere sürükledi. Bu kadar
yıllar, bu kadar enerjiler, bu kadar ömürler neden bu uğurda boşa harcandı.
Yıllarca “görücü usulü”
evlilikleri aşağılayan, hor gören ve gerici yaftası yapıştıran bir düşünce;
Milleti görücü usulü bir adayla bir olmaya, beraber olmaya davet ediyor, teşvik
ediyor, mecbur kılıyor. Ne bir flört ne bir tanışama yok. Ve bize yıllar önce
büyüklerimizin dediği sözlerle ikna etmeye çalışıyor “Tanıdıkça seveceksiniz!”
Son günlerin popüler paylaşımlarında ki kahraman,”SEBASTİAN” sen bir şeyler
söyle bari....
Allah göstermesin kız hele bir
kabul etmesin bu izdivacı, hele bir de kaçıversin evden uzaklara...
Toplanıverir aile konseyi ve infaz kararı verir aile namusunu temizlemek için,
hiç acımadan... Küçük kardeş manşetlere çıkar bir gün iaden, abla katili
diye..... (Yıllarca TV’lerde, gazetelerden bilinçaltıma işlemiş cümlecikler
serbest çağrışım yaptı birden...)
Son bir sahne; Artık bu evlilikten
kaçamayacağını anlayan genç kız gözü yaşlı olarak, karşısında duran ailenin
büyüğü olana sorar, hayatının en anlamsız, en umutsuz, en acı dolu sorusunu;
“Tanıdıkça seveceğim, değil mi? Kemal abi!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder