Fatih Terim olayında
beklenen son çabuk geldi.
Yönetim kurulu
"Fatih Terim" ana gündem maddesi ile yaptığı toplantıda aşağıdaki
gerekçeler ile sözleşmesini fesh etti.
1 - Yönetim
kurullarımızın sözleşmesini iki yıl uzatma kararı almasına cevaben teknik
direktörümüz Sayın Fatih Terim'in kendisine yapılan yeni sözleşme önerisini
kabul etmediğini açıklamış olması yönetim kurulumuza yeni çözümler aramak
konusunda önemli bir sorumluluk yüklemiş bulunmaktadır
2 - Yaşanan gelişmeler
Galatasaray'ın tüm sportif başarılarının temelinde yer alan Galatasaray değerlerine
zarar verecek aşamaya gelmiştir.
3 - Yönetim kurulumuz
her şeyden önce bu değerlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması
sorumluluğu altındadır.
4 - Galatasaray'ın
tarihsel süreçte oluşmuş yönetim şekli gerek kurum içi hiyerarşi bakımından gerekse
görev, sorumluluk ve yetkilerin dağıtımı bakımından kuşku ve tereddüt
götürmeyecek ölçüde bellidir ve nettir. Bu sorumluluğun gereği olarak
camiamızın daha fazla yıpratılmasını engellemek amacıyla yönetim kurullarımız
oybirliği ile Sayın Terim'in sözleşmesinin feshi için kendisine bildirimde
bulunulması kararı almıştır.
Özetle Fatih Terim
ast/üst ilişkisi gereği patron/eleman ilişkisinde üzerine düşen itaatkâr ve
boğun eğen duruşu Başkan ve nezdinde ki yönetim kuruluna göstermediği için
kovuldu.
Zaten zaruri nedenlerle
bir araya gelen bu ekip, yürütülen uzun ve kademeli bir operasyon ile son ve en
güçlü halkası olan Fatih Terim ile yolları ayırarak birlikteliklerini
sonlandırıyordu.
Bu olayın temeline inmek
istersek bize en sağlıklı ve anlamlı veriyi dün akşam kovulmanın ardından Fatih
Terim'e destek veren taraftarların bir sloganında bulabiliriz;
"Cim Bom bom
halkındır, lisenin değil"
Yaşanan bu mücadelenin
temeli budur. Galatasaray'a Cim bom bom aracılığı ile halk sızmıştır. Halk son
örneklerinde olduğu gibi Abdurrahman Albayrak ve Fatih Terim gibi iki has
adamını Saray'ın önemli noktalarında konuşlandırarak söz sahibi olmaya
başlamıştır.
Ama unutulan bir şey var
ki Saray'ın asıl sahipleri bu yapılanmadan hiç mi hiç memnun değildirler.
Onların steril ve Anglo-Sakson yapılarında bu tarz bir gelişme kabul edilemez
ve tolere edilemezdi.
Saray için halk dışarıda
yer alan Cim Bom Bom'dur ve yeri sokaktır, tribündür. Saray sadece Lisenin
çarklarında geçmiş, kalıba girmiş asil bir topluluğun malıdır.
Halkın adamları olarak
Saray'da arzı endam eden Albayrak ve Terim'in konuşmaları, davranışları avama
kaçan ve elitleri rahatsız eden şeylerdi. Hani Fatma Girik'in Türkan Şoray'ın
bazı filmleride olduğu gibi köylü güzelinin şehirli asilzade ile evliliği neticesinde
karıştığı asil çevrede yaşanılanların benzeridir.
Yakın bir gelecekte bu
kavga güçlenecek ve Galatasaray'ı yol ayrımına götürecektir. Tercih halkla
bütünleşen çoğulcu bir yapı mı, yoksa kabuğuna çekilen elitist bir yapı mı
olacağıdır.
Ya halk dışarıda kalıp
Cim bom bom olmaya razı bir şekilde sadece taraftar olarak destek verip
Saray'ın bahçesinde kalacak; Ya Saray'ın kapıları halka açılıp elitlikten taviz
verilecek; Ya da Saray Lise'nin ellerinde yalnız bir asalete mahkûm
edilecektir.
(ilk yayın tarihi:25.05.2013 09:51:56)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder