9 Haziran 2014

"O BAYRAK" İnmemeliydi!

Tamamı ile provokasyon ve tahrik amaçlı bir eylem olduğu apaçık olan bayrak indirmede maalesef ki "O Bayrak'ı" korumakla görevliler, zafiyet göstermişlerdir. İlla ki öldürme eylemi gerçekleştirmeden de engellenebilecek bu eylemde sadece seyirci kalınınmış ve eylemcinin fotoğraflaması gerçekleşmiştir. Bu kabul edilemez bir zafiyettir.  Bırakın bayrağı indirmeyi ona yönelik bir hamlenin bile engellenmesi gerekirdi. Demek ki birincisi caydırıcılık yok, ikincisi engellenme/önleme için bir uygulama yok.

Genelkurmay başkanlığı bu olay üzerine bugün şu açıklamayı yapmıştır "Yüce Türk Ulusunun sembolü, her zerresi şehit kanıyla bezenmiş bağımsızlığımızın işareti Türk Bayrağına, hiç bir değerden nasibini almamış bir şahıs tarafından saldırıda bulunulmasını nefretle kınıyor, bu saldırıyı yapan kişinin bulunup gerekli cezanın verilmesinin takipçisi olunacağının ve hiçbir kişi veya grubun Şanlı Türk Bayrağını dalgalandığı gönderinden indiremeyeceğinin bilinmesi kamuoyuna saygıyla duyurulur."

Bu şekilde bir değer atfedilen bir kutsal emaneti korumakla resmi/kanuni bir biçimde yetkilendirilmiş ve sorumlu kılınmışlar görevini yerine getirmemişlerdir. Bunun hiç bir izahı bulunmamaktadır. O direğe çıkan, O Bayrak'a uzanana el, veya uzattırılan el başına gelecekleri düşünerek o eyleme kalkışmaktadır. Bayrak'ı korumakla görevlilerin sorumluluğu eylemcinin başına gelecekleri düşünmek değil, Bayrak'ın başına gelecekleri düşünmektir. Sizin göreviniz Bayrak'ı korumaktır. O'nu koruyamadınız..... Emaneti yere düşürdünüz..... Bunun açtığı yara, oluşturduğu hayal kırıklığı, yarattığı öfke hiç bir şeye benzemez.

Milletin emanetini korumakla görevli olanlar bunu başaramadılarsa hesabını vermelidir. Eğer bu böyle olacaksa bu Millet "O Bayrak'ı" sahipsiz bırakmaz, kendini siper eder, hainlere karşı.....


Bu tepki ne çadırı yanan eylemcilere, ne ağaç peşindeki çevrecilere ne de Lice'de ki çoluk çocuğun oyun sandıkları şeylere benzer. Bu tehlikeli olur ve millet bunu istemez. Düzeni sağlasın ve kutsal emanetleri korusun diye devlet yapılanması vardır ve bu devletin bu işler için yasal silahlı kuvvetleri vardır. Caydırıcılık sağlasın, Nizam sağlasın ve Barış sağlasın diye. Eğer bu görevler yapılmazsa işte Millet o zaman devreye girer ve emanetlerine sahip çıkar. Hem de hiç kimsenin aklının alamayacağı bir birlikle, beraberlikle. Doğudan, Batıya/Kuzeyden, güneye; 7 ‘den 70’şe.... Sadece bir caddeyi değil, tüm dünyayı cehenneme çevirircesine..... Bu Millet metanetlidir, sabırlıdır ve devletine sonuna kadar güvenendir. Bu güven duygusu yitirilmemelidir...

Bu bayrak Ankara’nın Olduğu kadar İstanbul’un da; İzmir’in Olduğu kadar Diyarbakır’ın da, Rize’nin olduğu kadar Antalya’nın da onurudur, namusudur. O zaman görülür kim vatansever kim hain; Kim ayrılık istiyor kim birlik....

Bu işin ne şakası olur, ne hoş görüsü.... Eğer ki Bayrak'a uzanacak kadar bozukmuş bir zihniyet oluşmuşsa, orada çocuklukta biter, masumlukta biter. Bizler bu hilal uğruna ne Mehmetler ne gelecekler feda etmişiz.... Bu konu bu Millet’in sabrının zorlanacağı, metanetinin sınanacağı en son konudur.

"O Bayrak" gönderden indiği an "O An'dır". "O An", masumiyet biter, sabır biter, çocukluk biter, diyalog biter, tahammül biter,barış biter. "O An" sessizlik anıdır, sonrası kıyamet.....

Kıbrıs'ta nasıl kesin  bir duruş ile sahipsiz bırakılmadı ise aynı şekilde uzanamayacaktı o hain el bu kutsal emanete.... Çok yazık... Çok yazık.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder