7 Haziran 2014

Cim Bom Bom Halkındır, Galata Sarayındır

Fatih Terim olayında beklenen son çabuk geldi.

Yönetim kurulu "Fatih Terim" ana gündem maddesi ile yaptığı toplantıda aşağıdaki gerekçeler ile sözleşmesini fesh etti.

1 - Yönetim kurullarımızın sözleşmesini iki yıl uzatma kararı almasına cevaben teknik direktörümüz Sayın Fatih Terim'in kendisine yapılan yeni sözleşme önerisini kabul etmediğini açıklamış olması yönetim kurulumuza yeni çözümler aramak konusunda önemli bir sorumluluk yüklemiş bulunmaktadır
2 - Yaşanan gelişmeler Galatasaray'ın tüm sportif başarılarının temelinde yer alan Galatasaray değerlerine zarar verecek aşamaya gelmiştir.
3 - Yönetim kurulumuz her şeyden önce bu değerlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması sorumluluğu altındadır.
4 - Galatasaray'ın tarihsel süreçte oluşmuş yönetim şekli gerek kurum içi hiyerarşi bakımından gerekse görev, sorumluluk ve yetkilerin dağıtımı bakımından kuşku ve tereddüt götürmeyecek ölçüde bellidir ve nettir. Bu sorumluluğun gereği olarak camiamızın daha fazla yıpratılmasını engellemek amacıyla yönetim kurullarımız oybirliği ile Sayın Terim'in sözleşmesinin feshi için kendisine bildirimde bulunulması kararı almıştır.

Özetle Fatih Terim ast/üst ilişkisi gereği patron/eleman ilişkisinde üzerine düşen itaatkar ve boğun eğen duruşu Başkan ve nezdindeki yönetim kuruluna göstermediği için kovuldu.

Zaten zaruri nedenlerle bir araya gelen bu ekip, yürütülen uzun ve kademeli bir operasyon ile son ve en güçlü halkası olan Fatih Terim ile yolları ayırarak birlikteliklerini sonlandırıyordu.

Bu olayın temeline inmek istersek bize en sağlıklı ve anlamlı veriyi dün akşam kovulmanın ardından Fatih Terim'e destek veren taraftarların bir sloganında bulabiliriz;

"Cim Bom bom halkındır, lisenin değil"

Yaşanan bu mücadelenin temeli budur. Galatasaray'a Cim bom bom aracılığı ile halk sızmıştır. Halk son örneklerinde olduğu gibi Abdurrahman Albayrak ve Fatih Terim gibi iki has adamını Saray'ın önemli noktalarında konuşlandırarak söz sahibi olmaya başlamıştır.

Ama unutulan bir şey var ki Saray'ın asıl sahipleri bu yapılanmadan hiç mi hiç memnun değildirler. Onların steril ve Anglo-Sakson yapılarında bu tarz bir gelişme kabul edilemez ve tolere edilemezdi.

Saray için halk dışarda yer alan Cim Bom Bom'dur ve yeri sokaktır, tribündür. Saray sadece Lisenin çarklarında geçmiş, kalıba girmiş asil bir topluluğun malıdır.

Halkın adamları olarak Saray'da arzı endam eden Albayrak ve Terim'in konuşmaları, davranışları avama kaçan ve elitleri rahatsız eden şeylerdi. Hani Fatma Girik'in Türkan Şoray'ın bazı filmleride olduğu gibi köylü güzelinin şehirli asilzade ile evliliği neticesinde karıştığı asil çevrede yaşanılanların benzeridir.

Yakın bir gelecekte bu kavga güçlenecek ve Galatasaray'ı yol ayrımına götürecektir. Tercih halkla bütünleşen çoğulcu bir yapı mı, yoksa kabuğuna çekilen elitist bir yapı mı olacağıdır.

Ya halk dışarıda kalıp Cim bom bom olmaya razı bir şekilde sadece taraftar olarak destek verip Saray'ın bahçesinde kalacak; Ya Saray'ın kapıları halka açılıp elitlikten taviz verilecek; Ya da Saray Lise'nin ellerinde yalnız bir asalete mahkûm edilecektir.

(ilk yayın tarihi:25.09.2013 09:51:56)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder