Twitter açıldı. Belki yine
kapanacak. Yine açılacak. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de böyle şeyler
değişik mecralarda sürecek.
Asıl sorun bir şeylerin açılıp
kapanmasında değil. Aslında bir şeyler ne tam açılabiliyor ne de
kapatılabiliyor ülkemizde. Bizlerin en maharetli olduğu konu "Bir şeyleri
amacı dışında kullanma" huyumuz, yaşamımızda anlamsız mecralara
sürükleyebiliyor.
Kuralsızlığa olan övgümüz, dara
düşünce, sıkıştırılınca, uymadığımız yasalardan medet umar oluyor. Her şeyi ile
bozduğumuz/veya hiç düzenlemediğimiz alanlarda düzgün sonuçlar bekliyoruz.
Twitter yasağının gündem de
olması nedeni ile konu mankeni yaptığımızı belirterek, bu konuda okuduğumuz
güzel bir Cem Mumcu yazısını paylaşmak isteriz.
Temeli kuralsızlık, ilkesizlik,
seviyesizlik olarak konumlandırabileceğimiz yazıda Twitter isimli sosyal medya
mecrasındaki görmezden gelinen, sırası olmadığı düşünülüp işimize bakalım
mantığı ile bulunulan ortamın bozukluğundan bahsediyor. Halbuki bizde birde
"Aslan yattığı yerden belli olur" sözü vardır. Aklı başında, eli
kalem tutan, ağzı laf yapan kalbur üstü kişiler bile bu bozukluğu, bu kokuşmuşluğu
görmezden geliyor. Halbuki içindekiler ne kadar önemli/yararlı/zararlı olsa da orada bir kokuşmuşluk bir düzeysizlik
varsa uzaktan dışarıdakileri rahatsız eder, yakın planda ise içindekileri
mağdur eder.
Çoğunluğun aynı konularda
şikayet ettiği, mağdur olduğu şeyleri harika bir biçimde madde madde yazmış
olan Cem Mumcu'nun bu listesinin bir "Kullanım kılavuzu" olarak
değerlendirilip, üzerinden güzel yerlere varılabileceğini düşünüyoruz. Bunun
içinse kibir, önyargılar, inanışlar ve her şey mubah anlayışından arınmış olmak
gerekir.
Kim bilir ilkeli olmanın sahip
olunması gereken en yüce erdemlerden biri olduğu konusunda hem fikir
olduğumuzda, devasa ve aşılmaz olduğunu düşündüğümüz pek çok sorunun,
anlaşmazlığın ve bir bir varlığına tahammülsüzlüğümüzün kendiliğinden
kaybolduğunu görürüz.
1. Zarafetten -ısrarla- yoksun
olmak
2. Mümkün oldukça -fırsat
buldukça- ısrarla laf sokmak. Gerekiyorsa bunun için fırsat yaratmak.
3. Yerli yersiz koprolalik
(kötü, pis, küfürlü) konuşmak. Ki yerinde kullanıldığında lezzetli ve anlamlı
olabilir.
4. Histrionik yapının eski ama
güzel tanımlamalarından birine uygun olarak “seksten başka her şeyi seksüalize
etmek.” (dikkat edin konu seks değilken bile)
5. Konu cinselliğin kendisiyse
olabildiğince duygudan sıyırıp kirletmek.
6. Hoyratlığı marifet ve zeka
gösterisi sanmak.
7. Olur olmaz herkese ve her
şeye laf yetiştirmek.
8. Bilir bilmez her konuda
ahkam kesmek.
9. Bir biçimde sevmediği
herkese ulu orta hakaret ve küfür savurmak.
10. Birinin herhangi bir
hatasını yakalamayı büyük bir iştahla beklemek.
11. Twitter’ı başka bir çok
anlamı olabilecek bir mecradan çok, gerek gıybet gerekse iftira konusunda
yakalanmış bir fırsat olarak görmek
12. Twittter’ı yüzyüze
söylemeye cesaret edilemeyecek şeylerin söylenebildiği sahte bir cesaret alanı
olarak değerlendirmek.
13. Sığ ve içeriksiz sloganlar
fışkırtmak.
14. Komik olmak için her yolu
mübah görmek.
15. Takipçi sayısı fazlalığını
bir değer olarak algılamak ve bunun için gerekirse herşeyi yapmak.
16. Kendini filozof sanmak.
17. Saygıdan olabildiğince uzak
olmak, hatta saygılı olmayı eziklik sanmak.
18. Kendini bir birey olarak
değil reyting kovalayan bir TV kanalı gibi görmek.
19. Nick’i ya da mahlası varsa
onun arkasına sığınıp herşeyi sorumsuzca yapabileceğini sanmak.
20. Eleştirmeyi hakaret sanmak.
21. Fikirlerden çok insanlar
üzerinden konuşmak
22. Asla ve asla empati
yapmamak
23. Ciğer bekleyen kedi gibi
alay edilecek, dalga geçilecek, aşağılanacak bir şeyler aranmak.
24. Kısaca ağız ishali olarak
tanımlayacağım lögoreik biçimde aşırı konuşmak.
26. Evde oturup “ulan ne yapsam
da ilgi çeksem, komik olsam” diye zorlamalı espri üretmeye çalışmak.
27. Duyarlı, sorumlu ve politik
duruş sahibi görünme çabasıyla klişenin dibine vurmak.
28. Mevlana’yı bir twitter
fenomeni haline getirmek
29. İçi boş spiritüel
abuklamalar yazıp durmak.
30. “Allahım o kadar
entelektüelim ki” dercesine zorlamalı, zortlamalı; sonu bir yere varmayan veya
iki dakika sonra hafizalarimizdan silinecek cümleler kurmak.
31. Gündemdeki meseleyi
yakalayıp acilen popülist bir hashtag oluşturmak.
32. Sığ duygu sömürüsü ve kötü
şiirlerle –ki ben bunlara şiör diyorum- kurnazca popüler numaralar çevirmek.
33. Yazdığı tweetin ne kadar
ilgi çektiğini deli gibi takip edip, beklediği ilgiyi, retweet sayısını vs.
bulamayınca yazdığını silmek.
34. Twitterın mantığıyla
tamamen çelişir bir biçimde kimseyi izlememek ve bunu bir “önemli olma hali”
olarak görmek.
35. Kendi kendinin medyası
olmak
36. Evden çıkıp plastik
terliklerle ekmek almaya gittigin bakkaldan bile check in olmak isteyecek hale
gelmek.
37. Bir şey yediğin zaman, bir
şey kutladığın zaman, bir yerde bulunduğun zaman, bunu belirtmezsen hiç
yaşanmamış gibi hissetmek. Yani her ne yapiyorsan bunu “offical” hale getirmek.
Sözü geçen olayı, yeri, kişiyi, yemeği tweetlemediysen onu yaşanmamış saymak.
38. Ciddi ciddi para vererek
takipçi satın almak. (Tanesi kaçtan gidiyor? İyisi kötüsü var mı? Toptan
alımlarda indirim var mı? Merak etttiğim konular arasında.)39. Fenerbahçe,
Galatarasaray taraftarı olmak, Kemalist olmak gibi bir takım aidiyetleri takipçi sayısı artırmak
için kullanmak.
40. (Bu çok komik geliyor bana)
-de, -da eklerini –güya doğru kullanmak adına- her ihtimale karşı ayrı yazmak.
41. Grup dinamiğinin yarattığı
regresyon (gerileme) yüzünden -sayesinde- saklanıp gizlenmiş bütün kişilik
problemlerini fark etmeden ortaya sermek.
42. Retweet veya fav için bütün
değer yargılarını unutmak hatta (kendinle birlikte) çöpe atmak.
43. Galeyan kültürüne katılmayı
bir zorunluluk olarak görmek ve galeyanı artıracak cümleler aramak.
44. “Sağduyu”yu korkaklık,
sıradanlık ve sıkıcılık olarak etiketlemek.
45. Aslı astarı belli olmadan,
ayrıntılarını net biçimde bilmeden ve öğrenmeden sırf muhalif görünmek için bir
şeylere itiraz etmek.
46. Tüm zamanını hatta
neredeyse hayatını, başına veya sonuna “asdfjkl” yazabileceği malzeme
kovalamakla geçirmek.
47. “Paylaşım Kulbu” diye
uyduruk bir kavram olarak tanımlamak zorunda kaldığım bir durum: Bir
fotoğrafını veya o anki durumunu paylaşmak isteyip bu arzusunu açık etmemek
için paylaşıma bir kulp bulmak.
48. “Söz”ün nasıl edilirse
edilsin sonuçlarının olabileceğini
tümüyle unutmak. (bu sonuçlar bazen tahmin edebileceğimizden çok daha ciddi
olabilir)(ilk yayın tarihi:04.04.2014 14:19:24)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder