1 Nisan 2014

İktidar olmaya mahkum kılınmak

Her türlü manipülasyona, küçümsemeye, bahanelere sığınmaya karşın hiç bir neden AK Partinin 10 yılı aşan başarısına gölge düşüremiyor. En azılı AK Parti karşıtları bile seçimlerdeki engellenemeyen üstünlüğe anlamlı bir karalama getiremiyor.

Başarıyı gölgeleyemeyenler çareyi farklı yollarda arıyorlar. Başarının nedenlerini manipüle ederek kendilerini kandırmayı deniyorlar. 10 yılı geçti hala vazgeçmediler. Millet makarnadan bıktı, kömürden vazgeçti bunlar hala aynı terane.

Öyle kendi dünyalarına mahkum öyle kendi yalanlarına inanıyorlar ki bu kapandan çıktıklarında gördükleri ülkeyi tanıyamayacaklar. Bilmiyorlar ki artık ülkede millet suşi yiyecek duruma geldi, gecekondular yıkıldı lüks sitelerde doğalgazlı ısınıyorlar. Hem zaten bırakın 10 yılı bir yıl birine sürekli bal kaymak versen bıkar gider. Yeter artık der birazda kuru ekmek ver, der. Ama ne mümkün ki millet makarnadan bıkar bunlar bu yalandan bıkmaz.

Buradan ana fikre gelirsek bizim gördüğümüz bir gerçek var, bu ülkede AK Parti dışında iktidar olmak isteyen bir yapı yok. Öyle ki AK Parti bile iktidar olmaktan bıkmış/yorulmuş olsa dahi bunu devralacak bir parti yok. Partiler veya parti kurmamış gruplar iktidar deyince bundan kaçmak için akla hayale gelmeyen manevralar yapıyor. Az kaldı AK Parti kendi koyduğu 3 dönem kuralını da kaldırmak durumuna gelecek.

Normal şartlarda bile, isterse iktidar dört dörtlük bir yönetimle 10 yılı aşan bir sürede başta olsa insanlar sırf aynı yüzleri görmekten sıkıldıklarından bir değişiklik yapmak isterler.

Geçmiş yıllarda yıpranmış, yorulmuş bir iktidar, üstelik inanılmaz saldırılar ve insanların rüyalarında bile göremeyecekleri iş birliklere rağmen hala oyunu artırıyorsa bu işte tek kusur ortaya çıkmayan iktidar taliplerindedir. Ülkemizdeki en büyük korkulardan biri iktidar olmak, anlaşılan.

Bu kadar avantajlı, bu kadar beklenmedik fırsatların olduğu bir dönemde iktidar muhaliflerinin boş kaleye gol atamamalarının, hatta çizgiyi geçmekte olan topların çizgiden çıkartmalarının tek bir açıklaması vardır; Onlar bu maçı almak istemiyorlar.

10 yıl boyunca hiç bir icraat yapmadan, yan gelip yatarak seçimlere girseler idi, inanın daha fazla oy alırlardır. Yalandan muhalefet yaparak, seçilmemek dışında bir hedefleri yokmuşçasına didinmelerinin başka bir anlamı yok. Bizim buradan çıkardığımız bunlar sahip oldukları koltukları, imkânları destekçilerinin gözünde kurtarmak adına seçilmek amacı gütmeyen boş kavgalara girmekteler. Öyle ki az bir iktidar ihtimali doğduğunda ise hiç tereddüt etmeden kendilerini seçecek olan millete dayılık taslayarak bu ihtimalleri yok etmektedirler.

Yıllarca İktidar olmanın yıpratıcılığını ve yorgunluğunu yaşamamış olanlar 10 yıllar geçmesine rağmen kendi kadrolarını oluşturamamış ve iktidara hatırlayamamışlardır. Sağdan soldan toplama adaylarla dalga geçercesine seçmenlerinin karşısına çıkmışlardır. Bu da yetmezmiş gibi kendi politikalarını/projelerini tanıtıp destek isteyeceklerine iktidarı mahalle ağzı ile kaynağı belirsiz malzemeler ile yıpratarak kolaya kaçmışlardır.

Milletin derdi O parti Bu parti değil, iktidar sorumluluğunu alabilecek ve bu yükün altına bahanesiz girebilecek olanları seçmektir. Milleti derdi, söz hakkının olmadığı, seçimden seçime bir oy vermeye mecbur bırakılıp, diğer her alanda adam yerine konulmamak değil, kendine hizmet edebilecek, efendinin kendisi olduğu bir düzenin devamıdır.

Uzun uzadıya yazılabilecek olan bu konuda kısaca özetlersek, Ülkemizde muhalefetin tek derdi iktidar olmamaktır, iktidar olmak onların en büyük korkusudur. Bu korku ile saldıramayacakları hiç bir şey yoktur. İktidarın ise en büyük korkusu bu emaneti devir edebilecek bir yapının kurulamaması ve bu yükün altında kalmaktır. Çünkü iktidar olmak rahatlık değil çok ciddi bir yükümlülüktür. Onu taşımak ve altında kalmamak büyük bir efor gerektirmektedir.

Kim bilir, Ülkemizde muhalif kanat destekçileri artık kendi içlerinde hesap sormaya başlar ve iktidar olmayı hevesle hedef koyan yönetimleri oluşturduğunda, bu sıkıntılar biter. O zaman işte İktidar olmak yorucu bir zorunluluktan çıkar ve demokrasi içinde bir bayrak yarışına döner.

Maalesef günümüzde bu bayrağı devir almak isteyen hiç kimse bulunmamakta, bayrak elinde olan hükumeti durmadan koşmaya zorlamaktadır. Bunu yaparken de destek vermeyi bırakın önüne engeller atarak, çelmeler takarak düşmesini sağlamaya çalışmaktadırlar. Varın gerisini düşünün...

Kim bilir gelecekte yeni oluşumlar meydana çıkar ve aynı piste koşmaya başlar, devir almak için bayrağı, düşürmeden iktidardan. O zaman biter işte AK Partinin "İktidarda kalma zarureti".Onlara dinlenir ve yenilenir, yeniden devir almak için emaneti...

(ilk yayın tarihi:01.04.2014 13:28:58)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder