Her türlü manipülasyona, küçümsemeye, bahanelere sığınmaya karşın hiç bir
neden AK Partinin 10 yılı aşan başarısına gölge düşüremiyor. En azılı AK Parti
karşıtları bile seçimlerdeki engellenemeyen üstünlüğe anlamlı bir karalama
getiremiyor.
Başarıyı gölgeleyemeyenler çareyi farklı yollarda arıyorlar. Başarının
nedenlerini manipüle ederek kendilerini kandırmayı deniyorlar. 10 yılı geçti
hala vazgeçmediler. Millet makarnadan bıktı, kömürden vazgeçti bunlar hala aynı
terane.
Öyle kendi dünyalarına mahkum öyle kendi yalanlarına inanıyorlar ki bu
kapandan çıktıklarında gördükleri ülkeyi tanıyamayacaklar. Bilmiyorlar ki artık
ülkede millet suşi yiyecek duruma geldi, gecekondular yıkıldı lüks sitelerde
doğalgazlı ısınıyorlar. Hem zaten bırakın 10 yılı bir yıl birine sürekli bal
kaymak versen bıkar gider. Yeter artık der birazda kuru ekmek ver, der. Ama ne
mümkün ki millet makarnadan bıkar bunlar bu yalandan bıkmaz.
Buradan ana fikre gelirsek bizim gördüğümüz bir gerçek var, bu ülkede AK
Parti dışında iktidar olmak isteyen bir yapı yok. Öyle ki AK Parti bile iktidar
olmaktan bıkmış/yorulmuş olsa dahi bunu devralacak bir parti yok. Partiler veya
parti kurmamış gruplar iktidar deyince bundan kaçmak için akla hayale gelmeyen
manevralar yapıyor. Az kaldı AK Parti kendi koyduğu 3 dönem kuralını da
kaldırmak durumuna gelecek.
Normal şartlarda bile, isterse iktidar dört dörtlük bir yönetimle 10 yılı
aşan bir sürede başta olsa insanlar sırf aynı yüzleri görmekten
sıkıldıklarından bir değişiklik yapmak isterler.
Geçmiş yıllarda yıpranmış, yorulmuş bir iktidar, üstelik inanılmaz
saldırılar ve insanların rüyalarında bile göremeyecekleri iş birliklere rağmen
hala oyunu artırıyorsa bu işte tek kusur ortaya çıkmayan iktidar
taliplerindedir. Ülkemizdeki en büyük korkulardan biri iktidar olmak,
anlaşılan.
Bu kadar avantajlı, bu kadar beklenmedik fırsatların olduğu bir dönemde
iktidar muhaliflerinin boş kaleye gol atamamalarının, hatta çizgiyi geçmekte
olan topların çizgiden çıkartmalarının tek bir açıklaması vardır; Onlar bu maçı
almak istemiyorlar.
10 yıl boyunca hiç bir icraat yapmadan, yan gelip yatarak seçimlere
girseler idi, inanın daha fazla oy alırlardır. Yalandan muhalefet yaparak,
seçilmemek dışında bir hedefleri yokmuşçasına didinmelerinin başka bir anlamı
yok. Bizim buradan çıkardığımız bunlar sahip oldukları koltukları, imkânları
destekçilerinin gözünde kurtarmak adına seçilmek amacı gütmeyen boş kavgalara
girmekteler. Öyle ki az bir iktidar ihtimali doğduğunda ise hiç tereddüt
etmeden kendilerini seçecek olan millete dayılık taslayarak bu ihtimalleri yok
etmektedirler.
Yıllarca İktidar olmanın yıpratıcılığını ve yorgunluğunu yaşamamış olanlar
10 yıllar geçmesine rağmen kendi kadrolarını oluşturamamış ve iktidara
hatırlayamamışlardır. Sağdan soldan toplama adaylarla dalga geçercesine
seçmenlerinin karşısına çıkmışlardır. Bu da yetmezmiş gibi kendi
politikalarını/projelerini tanıtıp destek isteyeceklerine iktidarı mahalle ağzı
ile kaynağı belirsiz malzemeler ile yıpratarak kolaya kaçmışlardır.
Milletin derdi O parti Bu parti değil, iktidar sorumluluğunu alabilecek ve
bu yükün altına bahanesiz girebilecek olanları seçmektir. Milleti derdi, söz
hakkının olmadığı, seçimden seçime bir oy vermeye mecbur bırakılıp, diğer her
alanda adam yerine konulmamak değil, kendine hizmet edebilecek, efendinin
kendisi olduğu bir düzenin devamıdır.
Uzun uzadıya yazılabilecek olan bu konuda kısaca özetlersek, Ülkemizde
muhalefetin tek derdi iktidar olmamaktır, iktidar olmak onların en büyük
korkusudur. Bu korku ile saldıramayacakları hiç bir şey yoktur. İktidarın ise
en büyük korkusu bu emaneti devir edebilecek bir yapının kurulamaması ve bu
yükün altında kalmaktır. Çünkü iktidar olmak rahatlık değil çok ciddi bir
yükümlülüktür. Onu taşımak ve altında kalmamak büyük bir efor gerektirmektedir.
Kim bilir, Ülkemizde muhalif kanat destekçileri artık kendi içlerinde hesap
sormaya başlar ve iktidar olmayı hevesle hedef koyan yönetimleri
oluşturduğunda, bu sıkıntılar biter. O zaman işte İktidar olmak yorucu bir
zorunluluktan çıkar ve demokrasi içinde bir bayrak yarışına döner.
Maalesef günümüzde bu bayrağı devir almak isteyen hiç kimse bulunmamakta,
bayrak elinde olan hükumeti durmadan koşmaya zorlamaktadır. Bunu yaparken de
destek vermeyi bırakın önüne engeller atarak, çelmeler takarak düşmesini
sağlamaya çalışmaktadırlar. Varın gerisini düşünün...
Kim bilir gelecekte yeni oluşumlar meydana çıkar ve aynı piste koşmaya
başlar, devir almak için bayrağı, düşürmeden iktidardan. O zaman biter işte AK
Partinin "İktidarda kalma zarureti".Onlara dinlenir ve yenilenir,
yeniden devir almak için emaneti...
(ilk yayın tarihi:01.04.2014 13:28:58)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder