12 Nisan 2014

Nefret Dili

Nefret dili her yere hakim. Efendilik, saygı, sevgi, kibarlık, medenilik v.d unuttuğumuz pek çok değer yok. Bunu başta yapan, güç, yetki, imkân, mevki sahipleri. Ve bunların peşinden körü körüne giden destekçileri, yandaşları, taraftarları. Bu tutumu yermek, eleştirmek bir yana, hepsinden önde giden ve ortalığı yangın yerine çevirmek için tutuşan medyamız.

Şimdi ki tutuşturucumuz Melo'nun dili. Sorsanız yer yerinden oynadı. Tüm sahip oldukları değerler yerle bir edildi. Herkes ahlakçı, herkes hakem, herkes medeniyet timsali kesildi. Programlarında konuşurken öfkelerinden ağızlarından akan salyaları görmeden, gözlerindeki hırsın yakıcı karanlığını bilmeden kendilerini tek yetkili yargılayıcı kılıyorlar.

Ne yanı, derbi bir maç oynanıyor! Adam maçın hırsı ile maç içinde olacak aşırı bir sevinç tepkisi gösteriyor. Bu tarz aşırı tepkiler mahalle maçlarında bile yaşanır. Bu, kendini maçın gidişatına kaptırmış, aşırı motive olmuş oyuncuların gösterdiği istemsiz/kontrolsüz/antipatik tepkilerdir. Ne olmuş dil çıkardı diye, sizlerde "pışıık" yapın olsun bitsin. Sorsanız orda ki 22 futbolcu maç içinde kibarlık yarışı içindeler. Sanki küfürlerin bini bir  para, sertliğin kafa kol kırmadığı bir ortamda. 
Ne zamandan beri dil çıkarmak en ağır/en kusurlu davranışlardan/hakaretlerden biri oldu. Bakın Einstein zamanında tüm insanlığa dilini çıkarmıştı! Ne oldu....

O kadar ciddi tahrik/hakaret/saldırı varken, gelip tüm olan biteni Melo'nun dilini bağlayın. Her şey çözüldü mü yani? Emre'nin geçmiş dosyalarına bakın, bir tanesi bile yeter Melo'nun dilinin etkisini yok etmeye.

Tamamen "Kurban/Linç etme" kültürünün neticesinde bir abartma. Tamam Melo sevilmeyen/Uyuz/Spor ahlakına uymayan davranışları olan biri. Ama bu dil olayı da o kadar değil! Saçmalığın daniskası yani... Orada olup bitmesi gereken sevimsiz bir davranış sadece.

Bu Maç Oynanmamalıydı

Bakın arabası ile bir grup taraftarın  içinden geçmeye çalışan rakip takım taraftarının başına gelene . Onlarca kişinin saldırdığı aracın içinde, korkudan kafayı sıyıracak bir bayanı görün. Aracı parçalamaya çalışan bilincini yitirmiş topluluğa bakın. Ve korkun, toplumu ne hale getirdiğinizden...

Tek gündem maddesi bu olmalı idi. Maçtan da, şampiyonluktan da öte bir şey bu. Orada ki nefretin, gözü dönmüşlüğün ve de ölümcül sonuçları olabilecek bu saçmalığın önünde durmalı idi, herkes.

Gerekirse maçı bile oynamamayı göze alarak, herkes ortak bir tepki koymalı idi. Nedir canım bir maçı böyle ölüm kalım haline getiren. Nedir bu rekabetin gözü dönmüş nefret hali. O zaman hepsini bir kenara koyarak, insanlığın safına geçmeli idi, herkes. Ama nerde.....!

Bunu görmeyenler, bunu lanetlemeyenler Melo'nun diline takılmış. Çünkü bu dilin primi, ateş çıkarma gücü fazla. Hedefe koyulması kolay ve karşı saldırı imkânı zayıf.

Ama bu kolaycılık, bu ilkesizlik, bu çıkarcılık kitleleri Nefret Zehri ile dolduruyor. Sizin ağızlarınızdan öfke ile çıkan salyalı sözleriniz, kalemlerinizden dökülen kurşuni kelimeleriniz bu kitleleri kudurtup, gözü dönmüş bir şekilde birbirine kırdırtmak üzere.

Ülkemizde sistematik bir biçimde "Nefret Objesi" yaratma ve bu objeyi toplu bir biçimde, sorgusuz sualsız linç etme eğilimi var. Bu yok etme eğilimi bizzat aklı başında, kalem elinde ve laf ağzında olanlarca yapılıyor. Kitleler "Nefretin Zehri" ile şuursuz hale getirilip, hedefe konan kurbanların parçalanması sağlanıyor. Çok az kişi büyük bedeller karşısında bu linçten/yok oluştan kurtuluyor.

Bu konuda eminiz. Kullanılan "Nefret Dili" sistematik ve organize uygulanan bir yöntem. Bu dilden hafif sekme gösterenler, ilk önce hiç sektirilmeden kendi yandaşlarınca linç edilmekte, karşı safa geçme ihtimali bile bırakılmamakta. "Sevgi Dili" kullananların ise esamesi yok bu mecralarda.

Yöntemin Linç olması nedeni ile fail/neden v.b sorgulamalar yapılamamakta, amaçlanan ortadan kaldırma kolektif olarak başarılmaktadır.

Tarihimize bakarsanız spor ve diğer tüm kamusal alanlarda bu yöntem en vahşi hali ile kullanılıp, toplumsal katmalarda "nefret dili" ile ayrışımlar ustaca sağlanmaktadır. Sanattan siyasete, spordan ticarete, kimlikten dine her alanda bu zehirli dil bizleri birbirimize düşürmektedir. Ne yazık ki bu dilin en verimli olduğu, en etkili olduğu mekânda medyadır. Ne yazık ki diyoruz, çünkü bunu yok edip, etkinsiz kılıp karşı duruşun göstermesi en kolay ve en etkili araç medyada olduğundandır. Bu kapışmadan medya her daim "Nefret Dili" tarafında saf tutmuş, yangınlar sonrası ise timsah gözyaşlarını da herkesten fazla akıtmıştır.

Bu dilin yıkıcı örneklerini 80 öncesi olaylarda, Tribünlerde, muhtarlık seçimlerinde, mahkeme önlerinde, Sanatçıların yurtdışına kaçışlarında,Üniversite kampuslarında, mahallelerin bölünmüş çizgilerinde, sosyal medyaya hakim olmuş pislikte görebilirsiniz.

Kim bilir her şeyi edebi ile görüp, değerlendirip, yorumladığımızda her şey daha keyifli ve anlamlı olacak. Kim bilir maçı maç gibi, seçimi seçim gibi değerlendirdiğimizde keyifli ve medeni süreçler geçireceğiz.

Kim bilir "Nefret Dili" "Sevgi Dili" olduğunca kardeşçe, insan gibi medeni bir toplum olacağız.

(ilk yayın tarihi:07.04.2014 15:28:59)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder