Bir ağaç, bir çevre sevdası ile
yola çıkıldı. Şiddete karşı birlik denildi, demokrasi
denildi. Ve tüm küçük grupları, tüm ayrık
otları bir araya toplamayı başardılar.
İdarecilerin, yetkililerin bu
oluşumu hafife almaları, iyi tartamamaları, oyunu görememeleri nedeni ile
afallamaları ve hatalı yöntemleri nedeni ile olay halktan ta destek aldı. Tahrikler, tuzaklar, hatalar,
yetersizlikler olayları büyütmek isteyenlere fazlaca malzeme sağladı.
Halkın desteği ve geniş
biraradalık için tarafsız, nötr objeler seçildi, "Başlar" arka planda
kaldı, hiç bir yere, hiç bir otoriteye bağlı olmadıkları imajı yaratılarak bir
kontrolsüzlük, muhatapsızlık ortamı yaratıldı.
Halbuki çok organize bir çekirdek
takım, bu işleri çok başarılı bir şekilde planladı ve uyguladı. Polisin hatalı
tutumu ve idarenin hatalı yorumları ekmeklerine yağ sürdü.
Tüm uç noktalar, tüm terörist
oluşumlar halkı kalkan ederek devlete ve hüküm edenlere saldırdı. Başı boş bir
düzen, kaos ortamı ve amacı net söylenmeyen bir gösteri oynadı.
Çocuklar, yaşlılar, hastalar
etkilendi denilerek propagandanın en karanlık uçları kullanıldı. Hiç biri
demedi, ne iş vardı çocukların, yaşlıları ve hastaların böyle riskli ve ne olacağı
belli olmayan bir ortamda. Bunları oralara getirenlerin hesapları ne idi?
Sorumluluk bunları böyle tehlikeye atan sorumsuz vasilerinde değil miydi?
En güzel ismi bir MHP'li bakanın
taktığı ve bundan rahatsız olan Alman siyasetçisine bakın. Kendi ülkesinde
gizli servisi tarafından onlarca göçmen planlı bir şekilde öldürüldü; Türkler
çoluk çocuk yakılarak katledildi! Şimdi gelmiş ülkemize iki ağaca destek verip
gaza karşı tepki gösterecekmiş. Ve utanmadan parmağı havada polisimize
tehditlerde bulunuyor. İnanılmaz ama gerçek, vatan ve demokrasi sevgisi ile
gösterileri destekleyenler bu durumdan "HİÇ" rahatsız olmuyorlar. Hatta
alkış tutuyorlar!
Bırakın bu işleri! Her yanda
yalan haber, abartma haber ile halkı galyena getirip, ülkenin iktidarını zora
düşürmek ve istediklerini gerçekleştirme savaşı bu, kimi kandırıyorsunuz! Madem
demokrasi böyle bir şey o zaman her bir şey isteyen 100 binler olarak toplanıp
bir yerleri işgal etsin, hükümetleri dize getirsin. O zaman ne seçime gerek
var, ne hükümete. Yeterli sayıya ulaşan bir yerleri işgal etsin yeter.
Hükümetler ne kadar kötü ne kadar
antidemokratik olurlarsa olsunlar, mutlaka demokratik yollarla
cezalandırılmalıdır. Tepkiler baskı, şantaj ve karanlık oyunlar ile
yansıtılmamalıdır. İsmi ne olursa olsun bu ülkeyi idare edenler saygın ve
yetkilerini kullanabilenler olmalıdır. Gölgeler ile oyunlar ile, ülkeler egemen
olamaz, ülkeler idare edilemez. Hiç bir gerekçe hiç bir girişim ülkeyi idare
edenlerin saygınlığına ve hüküm etme gücüne etki edemez, yönlendiremez ve zayıf
düşüremez.
Bu ne saçmalık, ne rezil bir
tiyatrodur. Nerde görülmüş böyle yakma yıkma ile işgal ile devlete diz
çöktürmek. O zaman o devlet bitmiştir. Hükmetme bitmiştir demek.
Hakaretlerin bini bin para,
yalanın, iftiranın haddi hesabı yok, ne imiş demokrasi ne imiş insan hakları.
Bırakın bu yalanları. Zaten bu işin önde gidenlerin hepsinde bir V maskesi!
Düşecektir mutlaka bugün olmasa da bugünden de yakın.
Kullanılan kavramlara ve
yöntemlere bakın! Hepsi yabancı kökenli ve aynı disipline ait. Kavramlar Türkçeden
çok İngilizce ve dünya da organize edilen diğer operasyonlar ile aynı.
Hiç kimse iki ağaç için, ya da
ikibin ağaç için ülkeyi bir kaosa, bir demokrasi dışı anlayışa sürükleyemez.
Gençleri, çocukları, hastaları öne sürecek kadar alçak bir oyun en sert şekli
ile oynanmakta. Ne ağacı ne yeşili! Ülkenin geleceği tehlikede! Birileri ipleri
ele almaya çalışmakta tüm gücü ile.
Daha düne kadar gezi parkındaki
ağaçları için buradayız diyenler, ortada yoklar. Gezi parkı ve ağaçları
güvende, kimseler dokunmuyor bir yerlerine. Ama arkalardan sesleniyor karanlık
ve pis bir sırıtkan maskeli yüzler oyun daha yeni başladı diye. Birileri destekliyor
pişkince bu sadece gezi parkı değil! Birileri liste sunuyor, bu kelleler
gidecek diye! Ve birileri bağırıyor en çirkin sesi ile bu hükümet gidecek, bu
başbakan bitecek!
Niye! Gezi parkındaki 10 ağaç
için mi? 10 yıllardır İstanbul'un milyarlarca ağacı katledildi. Onlarca ormanı yok
edildi. Her yaz kaç hekrar orman yaz gelince yakılmadı mı? Şimdi buralara lüks
villalar ve zenginlere lüks üniversite kampusları işgal edildi. Niye hiç bir
kelle gitmedi. Niye hiç bir tepki yükselmedi. Bu ağaçlara dokunulmazlık sadece
özel günlerde mi?
Ve bir soru? İstanbul’un katleden
ormanlarındaki lüks villalarda kimler konaklıyor ve o kampuslarda kimler zevk_ü
sefa içinde ülkeleri karıştırıyor.
Bu bir hükümeti, başbakanı
destekleme yazısı değildir (Önemli olan isimler değil makamlardır. Önemli olan
kişisel çıkarlar değil ülkenin istikbalidir.). Onu da başkaları fazlası ile
yapıyordur. Bu, amacı dışına tamamı ile çıkmış Ülkeye çok derin olumsuz
etkileri olacak bir kara oyunu eleştirme yazısıdır. Bu, ülkenin egemenliğini
her şeyin üstünde tutma yazısıdır. Bu karanlık güçler ile işbirliği yapıp,
kendi çıkarları adına her türlü akıl almaz oyunu oynayanları lanetleme
yazısıdır.
Son söz: Bu ülke egemenliği için Çanakkale’de
ve Kurtuluş savaşında milyonlarca canı feda etmiştir. Şimdi değil 1 ağacı
milyarlarcasını yakar gözü kararınca. Gençliğimiz, geleceğimiz böyle kirli ve
aşağılık bir oyuna heba edilecek heveslere ve kişisel kırgınlıklara/tepkilere
alet edilemeyecek kadar kıymetlidir. Herkesin bu gözle bakmasını ve ülkemizin
bu karanlık girdaptan en hasarsız şekli ile çıkmasını temenni ederiz.
(Bu rezil ve alçak provaksyona
son örnek: Çanakkale'de olan bir trafik kazasında yaralanmış olan bir
çocuğumuzun görüntüleri dün Taksim'deki olaylarda yaşanmış gibi servis yapıldı)
(ilk yayın tarihi:17.06.2013 15:05:54)
(ilk yayın tarihi:17.06.2013 15:05:54)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder