26 Mart 2014

Aslını Yitiren Aslı Erdoğan

Yıllar önce yanılmıyorsam Radikal'de yazdığı bir Kızılderili hikâyesi ile beni çok etkilemişti. Bu yazıyı kesip sakladığımı hatırlıyorum.

O dönem epey takip ettim kendisini. Fakat tarif edilemeyen, anlatılamayan bir iticilik vardı. Bir süre daha kendimi zorlasam da bir türlü bir bağ kuramadım, yazdıkları ile.

Bugün onunla ilgili bir röportaj ile tekrar yer etti dünyamda. Bir üzülme, bir iç burkulması yaşatan röportaj sonucu, kendisi hakkında küçük bir araştırma yaptım.

İnanılmaz zeki ve başarılı biri olduğunu gördüm. Ancak aynı zamanda inanılmaz acı çeken ve hayatın kontrolünü bırakmış kırık/paramparça birini de gördüm.

Eğitim hayatı, iş hayatı ve yazarlık hayatı başarılar ile dolu bir insanın kendisinden bu kadar kopuk olması/kendisinden kaçmaya çalışması inanılmaz bir üzüntü yarattı bende. Sanki istenmeyen bir hayata mahkûm bir yakınımmış gibi hissettim.

Hakkında yapılan yorumlara baktığımda hemen hemen herkesin aynı çelişkili/garip hisleri paylaştığını fark ettim. Cana yakın, sevgi dolu ve birlikte zaman geçirilip bir şeyler paylaşılmak istenen bir yazar ancak bir o kadar uzak, insanlardan/yaşamdan kopuk, hissiz bir kişi.

Hayat hikâyesini ve duygusal davranışları hakkında bilgiler okudukça tecavüz travması geçirmiş birinin davranışsal özellikleri şekillenmeye başlamıştı ki, bu konuda doğrulayıcı bilgi veren bir röportajı olduğunu gördüm. 20'li yaşlarda başından böyle kötü bir olay geçtiğini anlatıyordu.

Ancak zekâsı, başarıları ve yazdıkları ile insanlarda uyandırdığı pozitif etki düşünüldüğünde, yaşadığı hayat ve tercihleri daha farklı bir travmanın varlığını akla getiriyor.

Nasıl bir travma ki hayat dolu biri insan olması beklenilen birini, kendinden bu kadar kaçmaya çalışması, kendi ruhunu zindanlara atıp, bedenine ilgi göstermemesi ancak şiddetli, beklenmedik ve yıkımı yüksek bir travma ile olur.

Aslı ismini taşımakla beraber aslını yitirmiş, sadece sureti kalmış bir yaşam bu. Yaşadığı korkunç ve yıkıcı olay/olaylar her ne ise gün geçtikçe suretinde şekil bulmaya ve çok zor bir yalnızlığa mahkûm etmeye başlamış, kırılgan bu küçüğü.

Kim nasıl yardım eder, nasıl bir çıkış gösterir bilinmez ama bize göre kendisinin bu olay/olaylar ile yüzleşmesi/hesaplaşması ve şu kısacık hayatta fazlası ile hak ettiği güzellikleri yaşamaya başlaması en içten temennimizdir.

Büyük ihtimalle çocukluğuna kadar gidebilecek ve çok yakın bir çevreden kaynaklı olması muhtemel bu travmanın etkilerinden kurtulduğundan çok güzel bir hayat onu bekliyor olacaktır. Onun ilacı sahiciliği tekrar keşfetmek ve kendini bulmak olacaktır.

Bizim yapabileceklerimiz üzüntünün yanında iyi dilek temennilerinde bulunmak sadece. Ancak umarım ki kendisine yardım edebilecek ve duygusal olarak bağ kurup, onu hayatın güzellikleri ile yeniden buluşturup, en önemlisi de kendisine kavuşturacak dostları, yakınları vardır da bu sıkıntılı, zor görevi başarabilirler.

Son olarak temennimiz okuyucularında ortak bir his yarattığı gibi "Sevgi dolu, güzel duygular oluşturan ve birlikte olunmaktan keyif alınan" bir hayata kavuşturur. Allah (c.c) yardımcısı olsun...

(ilk yayın tarihi:15.08.2013 14:10:51)