15 Temmuz 2016 gecesi
büyük bir çoğunluk gibi şoka girdik. Saldırıların öncesi, anı ve sonrası tek
hedefi olan Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın başkahramanlığı, baş liderliği ve baş
vakurluluğu sayesinde bu karanlık gece öncekilerden daha aydınlık bir sabaha
selam verdi.
Öldürücü, bitirici,
devirici olan bu tahmin edilemeyen türdeki öncül saldırıyı, aynı beklenmezlik
içerisinde püskürterek ayakta kalıp, sancağı göklerde tutabildik. Ama daha
büyüğü, daha güçlüsü pusuda beklemekte. Bunu en basit anlamı ile meydanlarda
tuttuğumuz “Demokrasi Nöbetleri” ile anlayabiliriz. Aslında bu nöbetleri
isminin “Vatan Nöbeti” olması daha anlamlı olacaktır. Ne de olsa “Demokrasi”
bakana ve bakılana göre değişen bir kavrama dönüşmüş günümüzde!
Bu süreçte her şey
dağıldı. Düşünceler, planlar, yazılar, işler, güçler…. Bu süreçte her şey iki
farklı alanda bir araya toplandı; Rengine, diline, tipine, işine, gücüne
bakmadan: Vatanseverler ve Vatan hainleri olarak…..
Allah'tan Vatanseverlerin
inancı ve cesareti hainlerden kat ve kat üstün geldiğinden, “O” hainler cephesi hemen
dağılarak marjinal hale geldiler. Tabii ki hainlik azalmadı, hainler azalmadı; Sadece korkudan, inançsızlıktan, karaktersizlikten renk ve şekil değiştirerek
kamufle oldular.
Bunların çeşitleri ve
ebatları inanılmaz sayıda ve inanılmaz türde. Darbe sonrası bin bir çeşit maske
ile kendilerini belli eden bu grupların en çok kullandıkları kelime “Ama”. Tüm
hainleri bir birine bağlayan sihirli bir bağlaç…..
15 Temmuz Gecesi Başkahraman Erdoğan’ın “Sokağa Çıkın” talimatı ile işin renginin değiştiğini idrak etmeye başladıkları andan bu güne kadar bunların girdiği biçimler aşağı yukarı aşağıdaki gibi sıralanabilir.
15 Temmuz Gecesi Başkahraman Erdoğan’ın “Sokağa Çıkın” talimatı ile işin renginin değiştiğini idrak etmeye başladıkları andan bu güne kadar bunların girdiği biçimler aşağı yukarı aşağıdaki gibi sıralanabilir.
- Bu bir tiyatro. 3/5 Asker İle Darbe Mi Olur.
- Başkanlık geldi. Her şey başkanlık için
- Bu acımasız, insanlık dışı, vahşi ve hain darbeyi bertaraf eden KAHRAMAN, İNANÇLI milletin yaptığını hafife alan, farklı kılıflara sokmaya çalışan, dalgaya alan yüzlerce Akademisyen, yazar, sanatçı maskesi altında kriptolanmış insanlık müsfetdesi Ahmaklar.
- Ya hiç ortalıkta görünmeyeni ya kıyıdan köşeden darbeyi kınarmış gibi yapan Siyasetin Tüm Ahmakları
- Dubai, Londra, Almanya vd belli başlı merkezlerde sığıntı olarak yaşayan korkak elit, sanatçı, bilim adamı, akademisyen gibi uyduruktan sıfatlar verilmişler.
- Hainliği yapanlardan DAHA ÇOK engelleyemeyenleri hedefe koyanlar.
- Zamanında seçilmiş cumhurbaşkanıma “CumhurbaşkanıM” demeyerek, “M” harfi ile kahramanlık yaptıklarını sanan ve onları destekleyenlerin şimdiki uzantıları.
- Büyük çoğunluğu kumpas olan, ancak içinde kurularında olduğu kumpas davası mağdurlarından bu hain tarafa çaktırmadan çalışanlar. Yavaş yavaş ortalıklara çıkıp, darbe öncesi planlı olarak yapılan Erdoğan’a saldırmaya ve bu işten doğrudan sorumlu tutmaya çalışanlar.
- Hala olayı sağ/sol, laik/Atatürkçülük olarak belli kalıplara mahkûm kılarak, bu hainlerin alternatifi olarak yeni yapılanmaları koymaya çalışanlar. Nasıl ki bu hainler İslamiyeti maske olarak kullanıp, tam tersi bir davranışla böyle tahmin edilen bir hainliğe imza attılarsa, bazı farklı kesimlerde laiklik ve Atatürk ismi arkasına saklanarak farklı bir cepheden benzeri hainlikleri yapma düşüncesinde ve oluşumundadırlar.
- Çoğu gerçek Kumpas mağduru Cumhurbaşkanımızı muhatap ve Başkomutan olarak muhatap kabul edip, bu hainlik ile doğudan mücadele ederken (Bir kısmı kamuoyunda kitaplar ile mülakatlar ile, doğrudan görüşmeler ile; Bir kısmı ise hiçbir kırgınlık ve hainlik çizgisine sapmadan Silahını alıp sancağını kurtarmaya koşarken); Başka bir kısmı ise bunu bir fırsat görüp hainlikte yeni bir cephe açarak kendilerine karanlık bir ikbal açma peşindedirler. Bunların destekçileri ve peşinden gidecek sürü ise başta Twiter olmak üzere kendini sosyal medya üzerinden deşifre etmektedirler.
- Ta 28 Şubattan, 27 Nisana, Anayasa kitapçığının fırlatılmasından, 357 El kaosa kalktı zamanlarına, 07 Şubat MİT soruşturmasından, 17/25 Aralığa, Gezi olaylarından, T.C ibaresi kışkırtmalarına, Maden kazalarından, Atlas Jetin düşürülmesine, Uludere’den Rus Uçağına, Suriye’deki sorunlu duruşumuzdan, 07 Haziran Koalisyon zorlamasına, Ensar Vakfı olayından, Metro Turizimdeki muhtelif olaya kadar pek çok gündeme karabasan gibi gelip her yeri kaplayan daha onlarca olaya bu 15 Temmuz’a bizi getiren yolların taşlarıdır. Hala bunları doğrudan veya dolaylı olarak kabartan öne getiren ve benzeri durumlarda Ülkenin bozulan yapısından, Hükümetin yıpranmasından, Cumhurbaşkanımızın diktalaşmasından bahseden, ima eden her kim varsa…
Ne yazık ki başta eğitim
sistemimiz ve devamında önemli kurum ve kuruluşlarımız Milli olmadığından her
daim kişiler ve maskeleri değişse de sonuç olarak bu ve benzeri hainliklere,
tuzaklara, kurgulara açık olacak ve uygun olacaktır.
Tüm kurumlarımızdaki
resmi olsun, özel olsun, vakıf olsun yabancı menşeli olsun tamamen değişmeli ve
millileşmelidir. Özellikle test türü ezberci bir eğitimi dikta eden seçme
türlerinden insan seçen, adam yetiştiren özlü yöntemlere geçmeliyiz. Terfi,
disiplin gibi konularda karakter, ahlak, inanç gibi temel insani değerler öne
çıkmalı bilgi tek belirgin kriter olmamalıdır. Ezbere dayalı bilgi robotik
bireylerden başka bir işe yaramaz. Bilgi her daim elde edilebilirken,
bahsettiğimiz temel insani değerler belli bir yaştan sonra kemikleşir ve değişmezler.
Özellikle önemli mevkilere seçimler yapılırken buna önem verilmelidir.
Tüm bunları hedeflerken
öncelikle yapmamız gerekense bu yapıda, bu karakterde Milli Bir eğitim ve Milli
Bir Seçim sistemi kurarak bunları aynı Milli duygulara sahip, karakterli,
inançlı ve sağlam ahlaklı kişilere teslim etmek olacaktır.
100 yıla yaklaşan sürede
yaşanılan tüm kavganın sebebinin böyle bir sistemi kurmayı engellemeye yönelik
olduğu düşünülürse işin zorluğu ve tehlikenin büyüklüğü daha iyi anlaşılır.
O nedenle her şart
altında öncelikle bu yola her şeyini koyan ve tüm saldırıların tek hedefi olan
Baş Kahraman Erdoğan’ı Korumak olmalıdır. Allah (c.c) bugüne kadar nasıl
yardımcı oldu ise muhakkak ki bundan sonrada hayırlısı ne ise ona müsaade
edecektir. Yeter ki bu yolda şaşmadan, yanılmadan, yanıltmadan yürüne bilsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder