2 Mart 2016

Çocuklarınızı Körpecik Çağlarında Yabancı Eğitimcilere Teslim Etmemeliyiz

Bizce de her türlü akıl, mantık ve vicdanı kriterlere uymayan; Milletin, devletin geleceğini şekillendiren eğitim sistemimizdeki yabancı hayranlığı ve üstün beyinlerimizin daha körpecik dönemlerinde bu yabancı eğitim kurumlarına teslim ederek, millete, vatana hayırlı bir biçimde yetiştirilmelerini beklemek saflıktan öte bir şey olmalıdır.

Bu konudaki düşüncelerimizi daha derli toplu ve daha etkili bir biçimde dile getiren Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut ile ilgili Star Gazetesindeki aşağıdaki haber okumaya değer. Lütfen bir göz atın ve kendinizce değerlendirin. Haksız mı?

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, TRT Haber TV'de Hasan Kurtuluş’un sunduğu Derin Analiz programında, yaklaşık 200 yıldır Batılı güçlerin, Doğu toplumlarının zihin kodlarıyla oynadığını, Doğu toplumlarını Batılı güçler adına yönetecek, Batılı zihin kodlarına sahip bireyler yetiştirildiğini söyledi.

En İyi Çocuklarınızı Bir Fransız Müdüre Teslim Edemezsiniz

Şöyle bir ülke olmaz. Sınava giriyorsunuz. Benim zamanımda 500 bin çocuk sınava girdi. İlk 500'e girdik, nereye verdiler bizi? Fransız okuluna. İngiliz okuluna. İtalyan, Alman okullarına veriyorlar. Neymiş bunun adı,  kolejmiş. Böyle bir sistem olmaz. Ülkenin en iyi çocuklarını seçip de götürüp Fransız müdüre teslim edemezsin. Götürüp Alman müdüre teslim edemezsin.

Bir ülkenin zihin kodları eğitim sisteminden geçer. Ülkenin kendine özgün bir okulu olması lazım. En iyi çocuklar götürülüp de yabancıların eline teslim edilemez.

Sayın Cumhurbaşkanı başbakanlığından beri söylüyor. 4+4+4 işte bu açıdan çok önemli. Çünkü bu coğrafyayı ele geçirenler, kendilerini garanti edecek nesilleri yetiştirmek istiyor. Adam kendi menfaatini korumaya çalışıyor.

Bilinçli Olunması Gerekiyor

Çocuğunuzu böyle bir okulda okutabilirsiniz. Ama bilinçli olacaksınız. (Bilinçli olmak ta hiçbir şeyi değiştirmez. Havasından, suyundan mutlaka bir etkilenme olur. Bu etki kişiliğin gücüne göre değişir.) Bakın bunları söylediğim için kimse kızmasın. Ben hiçbir okulu yermek veya övmek için söylemiyorum. Bilinçli olacaksınız. Çocuğu sürekli takip edeceksiniz.
Bir örnek vereyim. Benim kimya öğretmenim mösyö X . Fransız ordusuna alınmış. Türkiye'ye, kimya öğretmeni olduğu için askerlik görevini yapmak üzere bizim okula öğretmen olarak gönderilmiş. Bunun gibi yüzlerce öğretmen vardı.

Bu kişi, bu mösyö, Türkiye'de gelip doğrudan çocukla yüz yüze. Kim olduğunu bilmiyorsunuz, pedagojik eğitimi hakkında bilginiz yok, nasıl yetiştirildiği hakkında bilginiz yok, nasıl bir hayat tarzı var, o konuda bir bilginiz yok. Ama 11 yaşındaki çocuğunuz bu kişiyle sizden daha fazla vakit geçiriyor. Olmaz bu. Bu insanlar çok iyi insanlar olabilir. Ama bu olmaz. Bir ülkenin en en önemli kaynağı çocuklarıdır, gençliğidir. Olmaz!

Okullar çok iyi olabilir, eğitimi çok iyi olabilir, yabancı dil öğretiyor olabilir... Bu zihin kodlarıyla olmaz!

7 Yaşında Almış Adam Seni! 35 Yaşında Başka Bir Şey Düşünemezsin!

Şu da çok önemli. İlla yabancı dil öğrenmek için kimyayı, fiziği, matematiği de yabancı dilde okumak gerekmiyor. O zaman onları da öğrenemiyorsun. Kendi dilinde okumadığın bir matematiği çok fazla öğrenemiyorsun. Dürüstçe konuşalım bunları.

Türkçe düşünemez hale geliyorsun. Türkçe düşünemediğin anda, 30 yaşına gelip de bir yerin genel müdürü, genel müdür yardımcısı olduğunda, televizyona çıktığın anda şunu söylüyorsun: Türkiye için iki referans vardır. Bir tanesi IMF anlaşması, bir tanesi de Avrupa Birliği kriterleridir.

7 yaşında almış adam seni, 35 yaşında başka bir şey düşünemezsin.

Bu coğrafyanın kendi karakteri olduğunu, kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini, durduğunu, binlerce yıl bu coğrafyanın bütün dünyaya hükmettiğini, buranın Osmanlı İmparatorluğu olduğunu, buranın Selçuklu İmparatorluğu olduğunu, buranın Roma İmparatorluğu olduğunu idrak edemezsin.

Ancak dersin ki, "Türkiye'nin var olması için iki tane şart gerekiyor." Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni iki referansla tanımlıyor. Bir IMF çıpasıyla tanımlıyor, bir Avrupa Birliği çıpasıyla tanımlıyor. 2001 krizinden örnek veriyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder