Dıştan gelen saldırılar
düşmandan olduğundan etkisi sınırlı kalsa da; İçten satılmışların, ecdadına,
nimetlerinden yararlandığına, kendine kucak açanlara yaptıkları hainlikler ayrı
bir can yakmakta, canana ızdırap katmakta.
Allah'tan geçmişin en
büyük miraslarından olan bu hainlik konusundaki tecrübelerimiz bizi daha bir dayanıklı
kılmakta ve daha bir az etkilenir yapmakta.
Çok şükür ki öyle sağlam
kökleri olan, öyle yıkılmaz bağları olan, inançlı ve gözü pek bir milletiz ki
bizi toptan yıkacak, elden ayaktan düşürecek ne bir düşman var ne de bir silah
bu dünyada.
Yapılan her saldırı,
kurulan her tuzak ile içten içe salınan kahpe hainlikler her seferinde daha da
güçlenmemize ve yenilmez olmamıza yol açıyor. Her mikrop kendi antikorunu
üretip bir daha ki sefere daha büyük bir güçle karşılarına dikilmekteyiz.
Düşmanların ve
içimizdeki hainlerin umutları azaldıkça, takatleri kalmadıkça daha bir
şirazeden çıkmış, daha kahpece yollarla saldırmaktalar üzerimize. Ama nafile!
Bu girdaptan çıkıp, şaha
kalkınca hiç biri kalmayacak ortalıkta. Bize lazım gelen sadece buna olan inanç
ve sımsıkı bir arada bulunmak. Biz içerden sarıldıkça çember genişleyecek ve
dalgalar yayılacak ummana.
Yıkılmaz, baş edilmez
bir güç olacak, etrafımızda bir olanlarla, bu kadim bu erdemli ve bu vicdanlı toprak.
Ve son bir söz, yeni
şahlanışımızın karanlıktan aydınlığa çıkışında:
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder