15 Ekim 2015

Sayın Mustafa Denizli Şişşşşşşşşt...... Lütfen Biraz Saygı



Euro 2016 Avrupa futbol şampiyonasına katılabilmek için yapılan grup maçlarını Türkiye, mucize sayılabilecek bir başarılı bir geri dönüş ile tamamladı. İlk üç maçta neredeyse tüm ümitlerini tüketen ülkemiz milli takımı hadli hadsiz, haklı haksız çok ağır eleştiriler ile karşı karşıya kaldı.

Futbolun sanayileşmesi ile birlikte dönen rantın acımasız, duygusuz bir hale getirdiği futbol dünyasında, pastanın asıl kaymağını yiyen büyük takımların bencil ve şiddete yakın, saygı ve hoş görüye uzak baskın anlayışları nedeni ile o takım taraftarlarında bu seviyesiz, kuralsız ve yıkıcı rekabeti Milli Takımımıza kadar taşımaları tuz biber oldu, bu ümitsiz zamanda.

Ancak Fatih Terim'in başarıya olan güçlü inancı ile kayıp etmeye karşı olan tahammülsüz hali bize mucizevi bir başarıyı getirdi.

Bu mucizede takım kadar son maçlarımızı oynadığımız Konya Torku stadındaki taraftarlar ve milli takımı bağrına basan Konya şehri de büyük katkı sağlamıştır. Futbolculara kayıtsız şartsız destek sunan taraftar, bırakın İstanbul seyircisinin köstek olmasını, takımı her tökezlediğinde, her nefesi kesildiğinde kolundan tutan bir eli, güçlü çıkan bir nefesi oldu.

İstanbul'un kayıp olan tüm güzellikleri Konya stadında candan duygularla takıma sunulmuştur. Çıkara dayalı olmayan, taraftarlık ayrımı olmayan, başarıya odaklı olmayan, küfür, hakaret ve ayrıştırıcı olmayan bir taraftar desteği orada Milli Takıma güç takat olmuştur.

Hiç gitmeme ihtimalinden Playoff hayali peşine takılan bizler O GÜN turnuvaya doğrudan katılmayı hak ederken, tek bir bayrak altında tek bir yürek olarak Milli Takımımızla bir nefes olup düze çıkmışken, bazı kararmış yürekler, bazı kör gözler, bazı sağır kulaklar bu sevince gölge düşürüp, Konya şehrine tarihin en büyük haksızlıklarından birini vicdansız bir biçimde yapmışlardır.

Konya seyircisi Milli Takıma verdiği bu candan desteği, saygıyı, edebi çoğu statta iddiasız maçlarda bile görülmeyen bir olgunlukla rakip takım marşı ile başlayıp, kendi marşının coşkusu ile sürdürerek Saygı duruşu anına gelmiştir.

Olayın Milli duygularımızı rencide eden karanlık tarafları, devletimize karşı haksız ithamlar ile dolu tuzakları olmasına karşı kayıp edilen mahsum vatandaşlarımızı için yapılan saygı duruşuna da büyük bir titizlik ve vakurlu bir duruş ile tüm stat katılmıştır.

Abartılarak, haksız, yalan ve art niyetli açıklamalar, karanlık kampanyalara göre dillendirilen olay münferit olarak bir kaç kişi tarafından başlatılmak ve tüm stadı etkilemek adına yapılsa da, Stadın genel havası bozulmadan kendi içinde bastırılmıştır. Orada hakim olan ortak akıl ve stadın muhteşem duygu birlikteliği, saygı duruşunu bozmadan, oluşan havayı dağıtmadan çok güçlü bir edepli ŞİŞŞŞŞŞT ile bir kaç kişilik koroyu amacına ulaşmadan susturmuştur.


Kim bilir belki de stada sızmış bir kaç provatif sesin sebep olduğu bu olay, Stadın çoğunluğunca kabul görmemiş ve etkisiz kılınmıştır. Bu açıdan bile büyük bir övgüyü hakeden o muhteşem taraftar ve bu aziz şehir organize bir şekilde UTAN KONYA adı ile karalanmak istenmiştir. Vicdansız, akıl dışı, İnsanlık dışı, karanlık dehlizlerden gelen bilinçli bir kampanyadır.

Tam da "Nasıl oldu da bir yerlerde hain bir saldırı olmadı, böyle sevinçli, gurur dolu bir günde" derken, meğersem buymuş hainlerin ülkemize bir günü daha zehir etme girişimleri.

Bizi en çok şaşırtan ise bu kampanyada işaret fişeği olarak futbol dünyamızın tanınan sosyetik teknik direktörü MUSTAFA DENİZLİ'nin seçilmiş olması oldu. Böyle büyük bir başarı, böyle büyük bir sevinç, böyle gurur dolu bir günde öne çıkardığı bu konu ile bu kampanyanın ateşleyicisi olmuştur.

Üstelik bu haksızlığı, bu iftirayı attığı seyirci gurubu, ülkemizin son yıllarda özlemle aradığı, sadece Milli Takıma odaklanmış, ayrımcı olmayan, saygılı, sabırlı ve sevgi dolu, takdire şayan bir topluluk.

Bu kampanyaya alet olmakla Konya Şehrinin ve o Stadın ahını alan Denizli, ayrıca meslekdaşı Terim ve pek çoğu ile çalıştığı oyunculara büyük bir saygısızlık yaparak, sevinçlerine gölge düşürmüş, başarılarına hazımsızlık göstermiştir.

Bu konuda olayın özünü öğrenip KOCAMAN bir özür dilemesi edepli bir insandan beklediğimiz bir davranış olacaktır. Eğer hiç bir şey yapamıyorsa da O kalemi bırakıp, kör gözleri ile sağır kulaklarını açarak O tribünleri sessizce dinlemeli. Kim bilir o zaman belki duyabilir saygıya, edebe çağıran O ONURLU sesi: şişşşşşşşşşşşşşşşt ....

Kim bilir belki bir arada şöyle bir şey duyabilirsiniz, dikkatinize takılmayan ve dudaklarınızdan dökülmeyen: Her şey Vatan için.... Vatan sana canım Veda... şeklindeki tribünlerin ciğerlerini yırtarak BİR AĞIZDAN BİR NEFESTE söyledikleri sloganları......


1 yorum: