Bu ülkede hainler kadar
vatanseverlerin, namussuzlar kadar namusluların, bölücüler kadar
birleştiricilerin, inançsızlar kadar inançlıların sesi gür ve bir çıksa idi ne
terör kalırdı, ne bölünme korkusu, ne ekonomik sıkıntı ne de geri kalmış bir
sosyal yapı.
Osmanlının son zamanlarından
başlayıp günümüze kadar kökleri derinlere dalmış, kendini bin bir çeşit maske
ile gizlemiş, her taşın altına bir anahtar yerleştirmiş ve ülkeyi kendi küçük emellerine esir etmiş bir
yapı mevcut.
Öyle ki 700 yıllık koca bir imparatorluğu
küçük çıkarları adına bin bir parçaya ayırmış, birbirinden zor çilelere atmış
ve bir araya gelmeyecek şekilde nifak tohumları ekerek düşmanlıkları
beslemiştirler.
Bölge halklarını savaşlar ile,
diktatörler ile, yokluklar ile cefalara iterken, dünyalara bedel trilyonluk
zenginliklerini kendi ağalarına peşkeş çekmişlerdir. Birbirlerine düşman
edilen tüm gruplar bu eziyetleri, bu zulümleri bu kırılışları yaşarken;
içlerinde seçilmiş hainler zevk-ü sefa içinde paylarına düşen kırıntılar ile
sayılı zenginliklere kavuşmuşlar.
Öyle bir düzen kurmuşlar ki,
yaşanılan tüm kötülüklerin, kinin, nefretin, ihanetin sebebi kendileri olduğu
halde, kendilerini birer sahte kahramana dönüştürüp, bu kötülükleri engellemeye
çalışanları düşman belletmişler, hainlikleri ile birbirlerine düşürdükleri
milletlere.
Farklı farklı cephelerde,
inanışlarda oldukları halde dara düşünce tek çatı altında birleşivermişler, bu
kirli düzenleri yıkılıp, bu sömürü saltanatlığı kaymayı versin diye ellerinden.
Şimdi ki tek hedefleri var o da
ERDOĞAN. Sağı solu, inananı inanmayanı, vatanseveri, vatan haini, yerlisi
yabancısı, aydını cahili, sanatçısı iş adamı bir olup yıkmaya karar vermişler
bu adamı.
Bu adam ki daha düne kadar bu
grupların sözde savaş verdiği tüm cephelerde tek başına mücadele vermiş ve
çoğundan zaferle çıkınca dikkatlerini çekmiştir. Yoksullukla, sosyal
adaletsizlikle, eğitimsizlikle, sağlıkta yetersizlikle, ulaşımda imkânsızlıkla,
üretimde kaynaksızlıkla, ekonomide verimsizlikle ve daha onlarda kemikleşmiş ve
ümitsiz vaka haline gelmiş yüzlerce sorunla.
Yetmemiş sigaraya savaş açmış,
bağnazlığa savaş açmış, vicdansızlığa savaş açmış, vizyonsuzluğa savaş açmış,
darbelere savaş açmış, hainlere savaş açmış, adaletsizliğe savaş açmış,
dünyanın esir alınmışlığına savaş açmış.
Şimdi tüm bu cephelerde, çoğunluğu
da birbirine karşı küçük, etkisiz, göstermelik mücadele edenler, bu adamın
kazandığı her zafer sonrası kendi cephelerini terk edip ona karşı olan cephe
altında tek yürek olmuşlar.
Bu saatten sonra size kim inanır
artık!
Daha düne kadar, akan kan dursun,
kardeşlik kurulsun, bu anlamasız terör son bulsun diyenler; Barış yaklaştıkça
nasılda savaş borazanları çalmaya, düşmanlık tohumları atmaya ve ölüm dansları
yapmaya başladı. Sonrasında devletin yenilmez acı gücünü görünce nasılda
barış güvercini olmaya ve insaf yakarmaya başladı.
Daha düne kadar vatan millet
bayrak edebiyatı yapanlar, bugün devletiniz yedi düvele karşı var olma savaşı
verirken, sizler küçük çıkarlarınız adına devlete, millete, bayrağa nasılda
sırtınızı döndünüz. Doğrudan veya dolaylı yoldan nasılda teröre destek verip tek
düşman bellediğiniz O ADAMIN yıkılmasını beklediniz. Bilemediniz ki O ADAM bu
devletin direği olup, onun bekası için dim dik durmaya çalıştığını.
Ey sosyalistler, halk adamları,
liberaller ve daha nice sözde çeşitli hümanistleri. Ülkenin yolları düzelip,
ulaşım imkânları herkesçe ulaşılabilir olurken, sağlık sadece belli zümreye
sunulan bir hak olmaktan çıkarken, eğitim imkânları devletçe karşılanırken,
ülkenin yerli üretim imkânları artarken ve de en önemlisi milletiniz
enflasyonla, faizle soyulmaktan kurtulup ekonomik olarak insanca bir seviyeye
çıkarken siz ne yaptınız? Ne mi yaptınız? Nemalanmaya çalıştınız. Baktınız
olmuyor asıl bağınızı olduğu yere geçip bunları başaran O ADAMA savaş açtınız.
O ADAMA savaş açtınız da ne oldu!
Her türlü iftiraya, her türlü
akla fikre ve ahlaka aykırı birlikteliğe, saldırıya karşı, O ADAM hep milletin yanında yer aldı ve milletle beraber O ADAMA ezildiniz, yenildiniz. En son seçiminde hiç birinizin bir
arada bile rüyasında göremeyeceği bir başarı ile en tepeye çıkmasına
şahitlik yaptınız.
Artık tüm ümidinizi kayıp edip,
hiç bir inanca sığmayan, hiç bir ahlaka sığmayan, hiç bir vatan düşüncesine
dayanmayan bir savaşa daldınız. O ADAM GİTSİN DE, GERİSİ HİÇ MÜHİM DEĞİL.
Ülkeyi yönetilmez bir duruma getirip, çıkan kaostan ve çaresizlikten
nemalanmaya çalıştınız.
Sonuçta ne oldu!
O ADAM ve ona inanlar bu
karanlık, bu fırtınalı zamanlarda dümeni terk etmeyip, onlarca hain pusuya,
saldırıya karşı gemiyi rotasında tutmayı başardılar. Şimdi de Allah'ın izni ile
sakin sulara ve aydınlığa doğru götürecek bir seçime taşıdılar.
Bundan sonrası ne mi olacak!
Millet ya oyunu görüp bozacak, ya
da aynı türbülansa geri dönüp yalpalanacak. Gün gelir her şey gibi bu günlerde
geride kalıp, tarihin sayfalarında yer bulacak yaşanılan mücadeleler, kazananın
kaleminden. Sefalet içinde okursa gelecek nesiller, bilin ki kazanan bozgunculuk
ve hainlik olmuş, yok eğer gururla ve müreffeh bir ülkede okunursa bilecek ki
ataları bozmuş bu oyunu ve taşımış onları bu güzelliklere.
Hadi Bismillah o zaman!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder