Normal de günde bir yazıdan
fazlasını aşmamaya özen gösteriyoruz. Ancak bazen öyle anlar oluyor ki sıcağı
sıcağına karalamak anlamlı oluyor.
Attığı gol olan ve tribünleri coşturan
kıvrak kalemli, sert dilli yazar YILMAZ ÖZDİL linç ediliyor.... Hem de
OLEYY...OLEYYYY diye coşturduğu kendi taraftarlarınca..... Suçu kendi kalesine
şut atmak.... Takımı satmak.... Allah'ın sopası yok! Deyiminin hayat bulduğu
son vaka.......
Yazının konusu ne dedi, ne etti
değil.... "O" Kendi aralarındaki mevzu......
Bizi rahatsız eden bu vahşi LİNÇ
KÜLTÜRÜ.... Hurrraaaa! Daha ne olduğunu anlamadan, sanki aynı yerden komuta
ediliyormuşcusuna bir anda çullanıveriyorlar hedefin üstüne.... Asıl ürkütücü
olan daha dün kol kola dolaşanlar, aynı masada muhabbete dalanlar, aynı
konularda kafa yoranlar birbirine bu acımasız LİNÇİ reva görüyorlar...
Hal bu ki YILMAZ ÖZDİL ne güzel
de çakıyordu ERDOĞAN ve Yandaşlarına..... O ne kıvrak zeka! O ne acımasız
salvolardı bir zamanlar.... O zamanlar inanılır, güvenilir ve kaleminden
doğrular akan adam bir anda;
Faşist ebleh - Satılmış dönek-
Sanılmış adam - Gökçek'i mutlu eden .....vb kaleme almaya hicap duyduğumuz
kayıp eden bir kalem.....
Bu Linç pek çok kaleme,
sanatçıya, sporcuya, iş adamına ve kuruluşlara yapıldı. Bir toplum için asıl
tehlikeli olan bu.... Asıl mahalle baskısı bu...... İşin trajik yanı bir
zamanlar beraber taşlayanlar, bir zaman sonra bir birlerini taşlamaya
başlıyorlar....
Bu tarz bir oluşum toplumun
iletişim kanallarını bozar, tıkar; Özgürce düşünebilmeyi, ifade edebilmeyi
kısıtlar; Yalanlar üzerine sahte dünyalar kurar.... Son ise kontrolsüz, acımasız
ve amaçsız körü körüne düşülen şiddet sarmalı olur.....
Onun için bazı konularda
değerleri olan, kuralları olan ve bunları sıkı sıkıya koruyanlar olmalıyız. Her
şeyin mubah olduğu ortamlarda HERKES KAYIP eder.... Dışarıdan müdahil olanlar
ise büyük bir keyif ile rezilliklerimizden kendilerine keyif ve fırsat
çıkarırlar.
Saygı temel düstür olduğunda,
görüşler, gönüller ayrı olsa da yaşadığımız ter, soluduğumuz hava aynı olduğundan,
bu ülke/toplum da huzurlu ve insani
olur.
SOMA kazası sonrası yapmış olduğu
yakışıksız yorumlar nedeni ile YILMAZ ÖZDİL hakkında yazdığımız "Bu daSana MÜSTEHAK Yılmaz...." isimli yazıda da dediğimiz gibi;
"Seni gidi seni yine laf
yaramazlığı yapmadan geri duramıyor işte... Soma.... Somalı! Seni hınzır seni
:(
Ama hiç komik değil... Shane on
you Mr Özdil! Shame on you! (İngilizcesi de pek havalı oluyor canım...)
Bu da sana MÜSTEHAK
Yılmaz...."
Alkış almak adına, taraf toplamak
adına, pohpohlanmak adına her kim olursa olsun bazı değerlere dikkat edip,
mümkün olduğunca insan onuruna, gururuna dokunmamalıdır.
Bizlere iyi yazarlar, iyi
yöneticiler, iyi arkadaşlar lazımdır. Bizler iyi şeylere müstahak
insanlarız.... Bizler birbirini linç ettirecek, birbirine kin güttürecek
olanlardan uzak durmalı, hatası ile sevabı ile birbirimize tahammül
edebilmeliyiz.
Yoksa yaptıklarımız bumerang gibi
gelir KOT Kafamıza dank eder.... Ve o acımasız LİNÇ girişimlerinde de ilk taşı
genelde omuz omuza verdiğimiz gruptakiler atar......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder