Bütün dertlerimiz bitmiş, bütün ayrılıklarınız giderilmiş gibi bir de karşımıza bunlar çıktı. Sanki karışan eden varmış gibi, kör göze parmak sokar gibi ülkeyi tahrik için ellerinden geleni yapıyorlar.
Ne yapıyorsanız yapın, bize ne! Ama bir haltlar karıştırıyorsunuz diye, ortalıklarda davul zurna ile dolaşıp biz yapıyoruz heeee heeee diye milletin damarına basmanın alemi ne.....
SAYGI DUYMADAN SAYGI BEKLEMEK hangi çizgisiz kafaya ait acaba. Hiç mi ar damarınız, edep ve haya duygunuz yok.
Genel tanım olarak Müslüman bir ülke olarak adlandırılıp ta Müslümanların bu kadar hakir görülüp, bu kadar ezilip ve bu kadar sessiz kaldığı bir ülke yoktur herhalde.
Ne kadar azınlık, ne kadar uç grup varsa Müslümanlığa ve Müslümanlara saldırmakta. Hiç bir ibadetine hiç bir kutsalına saygı yok. Daha düne kadar başörtüsü diye toplumdan dışlanan milyonlarca kadın kurban edilirken hiç birinizin sesi çıkmıyor hatta bu zulmü yapanlardan oluyordunuz.
Ne zaman ramazan ayı gelse ne zaman Kurban zamanı gelse her türlü lâfebeliği, hakaret, saptırma haber gırla gider. Sonrada kalkıp üç beş bilemeden 5000/10.000 kişi için milyonları tahrik/tahkir edip edepsizce hak diye ortalığı karıştırırsınız.
Bu son yürüyüşte bunların sonuncusu. Kendi saçmalıkları için mübarek kavramları slogan edip, mübarek ayda milletin sabrını sınamak. Hem de hiç bir SAYGI hiç bir karşı EMPATİ kurmadan....
Bu kadar zorlama, bu kadar azma fazla..... Bu azınlık grupların bu memlekete yaptığı zulmün duracağı zamanlarda gelir. Ve o zaman, hiç bir zaman göstertemediğiniz hoş görünün, arın, edebin, saygının kırıntılarına muhtaç kalırsınız.
Toplumsal hayatı etkileyen her şey belli bir saygı ve edep içerisinde yapılırsa makuldür. Diğeri taşkınlığa, azgınlığa girer ki hiçte hoş olmaz...... İnsan önce kendini bilmeli ki haddini aşmasın......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder