Her fırsatta insanlıktan
bahsedenler, suskun! Kör! Sağır... Sanki bunlar değil di daha üç gün önce
Yıldız Tilbe'yi linç etmeye kalkanlar. Yargılayıp, infaz yapanlar. Neymiş
efendim Tilbe insanlık suçu işlemiş, nefret suçu işlemiş......Ve daha neler
yapmış neler.... Bi eline silah alıp çoluk çocuk katletmediği kalmış.
Hani hepiniz hassassınız ya!
Ondan bu konularda imaya bile katlanamıyorsunuz. İnsanlık algılarınız o kadar
hassas. Başta Gazze olmak üzere dünyanın yüzlerce yerinde insanlar
katledilirken neredesiniz.
Bakın Gazze’de plajda oynayan
çocuklara! Paramparça olmuşlar. Bombalardan kaçmaya çalışırlarken
yakalanmışlar. O kadar hızlı koşamamışlar, kim bilir belki açlıktan belki de
ambargodan kaynaklı oluşan vücutlarındaki eksikliklerden olmalı.
Gözleri dışarı fırlamış,
bacakları, kolları ayrı ayrı yerlere dağılmış. Kimi babasının kolunda cansız,
kimi belden aşağı koptuğundan yerden kalkamayan yarı canlı çocuklar.
Tek haber yok bu sayfalarda*. Tek
yazı yok bu blokta. Nerede insanlıktan, nefret suçundan bahsedenler. Bu kadar
mı gaddar, bu kadar mı taşsınız. Nefret suçu denilen şey nasıl oluşuyor, nasıl
meydana geliyor. Yıldız Tilbe sözleri ile kaç çocuğu parçaladı, kaç çocuğun
cansız bedenini annesinin kollarına bıraktı.
Blogtaki* yazılara bak; Bayramda
nereye gitsek. Cem Yılmaz'dan seçmeler. Bonzai mi değil mi? Karayiplerde tatil.
Niye suskunsunuz? Niye körsünüz?
Ey gazetenin editörleri' Pireyi deve yapıp manşetlere taşıma maharetini
gösterirken, böyle can yakan, insanı insanlığından utandıran parçalanmış
bebeleri nasıl göremiyorsunuz!
Tilbe'nin bir sözü ile kabaran insan
severler! Hadi O ülkenin bakanının annelerin de öldürülmesi gerektiğini
söylerken kılınızı kıpırdatmadınız; Peki bu çocukların plajda ölümden kaçmaya
çalıştıklarını görünce de mi hiç bir şey .........
Yazı da kifayetsiz, söz de. Böyle
nefretle kaskatı kesilmiş ve çocukların parçalanmasına sessiz kalmışlara ne
denir ki!
Hiç.... Kocaman bir
hiç........ Bombalardan kaçmaya çalışan
çocukların kaderine terk edildiği bir dünya da ne söylenebilir ki!
(* Radikal blog ve Radikal Gazetesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder