26 Mart 2014

Abdesi bozuk olanın Namazı Unutulur

Eskiden büyükler küçüklere masallar, hikayeler, menkıbeler anlatırdı. Bunlardan ders çıkarıp ileri ki yaşamalarında dürüst, namuslu, tokgözlü, hakkaniyetli, adaletli ve en önemlisi devletin malının kutsallığını bilsin diye.

Bu hikâyelerden en bilinenleri vali olup adam olamayan kişi, Hz. Ömer'in adaleti ve hak konusundaki davranışları idi. Hz. Ömer'in (Allah (c.c) gani gani rahmet eylesin) iki tane aydınlatma aleti olurmuş. Bunlardan birini devlet işleri yapacağı zaman diğerini ise kendi özel işlerini yapacağı zaman kullanırmış. Bunu da Devletin malı milletin/ümmetindir. Ben bunu millet adına/ümmetim adına işlerde kullanabilirim. Kendi özel işlerim için bunu kullanamam, bu kul hakkına girer diye söylermiş.

Hz. Ömer memleketindeki fakir fukaradan, dara düşmüş her kim varsa hepsinden sorumlu tutarmış kendini. Onların derdine çare bulmadan kendi çıkarına bir şeyler düşünmezmiş. Ümmetin nasıl yaşıyorsa bende onların temsilcisi olarak farklı olamam, hatta bir adım arkalarından gelirim ki bir kişi dahi olsa gözden, imandan, vicdanımdan kaçmasın diye.

Bu hikâyelerle büyüyen nesiller Hak nedir hukuk nediri kitaplardan yasalardan (olsa güzel olacak), cüzdanlardan değil vicdanlarından ve inançlarından referans alarak uyguladılar. Öyle ki nice ihtiyaç sahibi devletin verdiği gazi, şehit, yakınlarından kalan emekli maaşlarına bile hiç dokunmadan hazineye bıraktılar. Ondandır ki Namazın mayası abdest, insanın mayası da vicdanıdır. Abdesti bozuk olanın namazı, vicdanı bozuk olanın insanlığı kıymet etmez. Her ikisi de birilerinin görmesi, hatıra getirmesi ile değil yüreklerdeki Allah korkusu, beyinlerdeki vicdan sorgusu ile denetlenir.

Bir de bir hikaye vardı daima bunlarla birlikte kötü örnek, aşağılanan bir davranış olarak anlatılan. Devletin malı deniz yemeyen domuz diye. Ne kadar korkardık devletin bir lokmasını yemekle. Halbuki daha çocuktuk ve devletle hiç bir alışverişimiz de yoktu. Çocukluk işte daha kirlenmemiştik herhalde.

Günümüze bakınca denizlerde artık domuzlara bile yer kalmadığı , Hz. Ömer'in ışığını teke düştüğünü görüp, Allah'ım bu dünyada bu garibanların dünyalığını nasip ettin, ya öteki dünya, ya öteki dünya.....Sayıklayarak uyanıyorum. Yine bir kabus ve ben yine UNUTUYORUM.....

Ve televizyondan gelen uyarı ile asıl konuya dönüyorum: Biz hala niye yeni bir anayasa yapamıyoruz. Nedir bu vekillerin paylaşamadığı konu!

(ilk yayın tarihi:09.05.2013 08:52:53)