21 Eylül 2017

TEOG Sınavı ve Eğitim Sistemimiz

Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın bir TV programında TEOG sınavı ile söylediği sözler sonrası, bu sınavın bir kaç günde hemen kaldırılması eleştirileri de beraberinde getirdi.

Yalnız, büyük fırtınaları koparması beklenen bu kararın etkileri, öncelikle şaşkınlık, durgunluk ve hafiften mırıldanma şeklinde oldu. Bunun da en büyük nedeni, konunun birden bire/aniden gündeme getirilmesi ve eleştiri görevindekilerin hazırlıksız yakalanmaları idi.

Adı ne olursa olsun bu tür sınavların bu yaş gruplarına kadar inmesi ve çocukları esir etmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Ama ne gariptir ki bu konuda dikkate değer bir itiraz bulunmamaktadır. Herkes gözü dönmüşcesine çocuklarını bu sisteme sokup nefessiz, yaşamsız bir zaman içinde koşturmaktadır.

Bu aileler için başarı, iyi yetişmiş çocuk demek: Hızlı ve hatasız test çözen, okuldan çıkıp etüt merkezlerine koşan, ailelerine ses çıkarmayanlardır. Ne yazık ki bu sürecin sonunda çocuklar büyük bir çoğunlukla, hissiz, sevgisiz, sorgulayamayan, yorumlayamayan, robotlaşmış bireyler olarak ortaya çıkmaktadırlar.

Aile olmanın sıcaklığı, çocuk olmanın rahatlığı ortadan kayıp olup, planlı programlı talimatlarla süre giden bir hayat kara bulut gibi yaşamlarını kaplıyor.

Asıl sorun  sınavlar, okullar, seçimler, yerleştirmeler filan değil. Asıl sistem bizim mahkûm edildiğimiz bu yok edici, dönüştürücü, bitirici eğitim sistemimizdir.

Eğitim sistemimizin temel dinamikleri/işleyen çarkları, insan yetiştirmek ile alakalı değildir. Bu sistemin temel dinamikleri içine aldığı öğrencileri istediği şekle sokmak, şekle girmeyenleri kullanılmaz duruma getirmek üzerinedir.

İstenilen şekle girenlerin yoluna devam edebildiği bir sistemde ayrık otlar çok nadir olarak kalabilmekte bunların çoğu da ülkeden koparak dışarılarda yaşamlarını sürdürmektedirler.

Bu sistem nedeni iledir ki o kadar genç nüfustan ne yeteri kadar bilim adamı, tüccar, sanatçı, meslek sahibi, sporcu çıkmaktadır ne de üretken, düşünebilen ve gelişebilen birey yetişebilmektedir. Bu sistemin en büyük başarısı insanları köreltmektir.

Bizler eğitim sistemi ile insan kaynaklarımızı kısırlaştırmakta, değersizleştirmekte, köreltmekte ve bom boş mutsuz kitleler haline getirmekteyiz. Sistemde kalanlar ve başarılı gözükenlerin çoğu ülke çıkarları dışında farklı etkilerin altında paylaşılmakta ve bunların mücadelesi ülke idaresine, ekonomisine, güvenliğine olumsuz bir biçimde yansımaktadır.

Cumhuriyet tarihinde yapabileceğimiz en etkili, en radikal değişim eğitimde yapacağımız olacaktır. Bu yaptığımız bağımsızlık mücadelesinin en zor ve en sarsıcı değişimi olacaktır. Bunu başardığımız zaman ülkemizin ana damarları yetişmiş, ülkesine, milletine bağlı bir neslin hızla aktığı gürbüzleşmiş, güçlü bir yapıya dönüşecektir.