10 Ağustos 2016

Bırakın Şu “Fakir ve Zeki Çocuktuk” masalını

Tarihin en hain en sinsi yapılanmasının 40 yıllık uzun oyunu, 15 Temmuz 2016 günü yaptığı en adi kalkışma ile sahne buldu.

En hainlerin, En zekilerin, En sinsilerin en büyük oyunu dünyamızın en kahraman en yürekli ve en vatansever milleti tarafından en umulmadık biçimde ters yüz edilip, rezil rüsva bir hale sokuldu.

Oyun bozulup, hainlerin gerçek yüzleri bir bir ortaya çıkıp cezalarını çekmeye başladıkça hepsinin ortak ifadesi “Çok fakir ama zeki çocuktuk” klişesi.  Sanki tüm bu hainliğin, tüm bu ihanetin, tüm bu nankörlüğün ve de tüm bu Ahmaklığın tek sebebi “Fakirlik” ve “Zeki” olmak….

Hâlbuki bunun tek bir nedeni var o da “kanı bozukluk”. Altına nefs, para, makam, hırs gibi zayıflık musibetlerini koyabiliriz.

Bizlerde bu ülkenin benzer şartları altında bir yaşam mücadelesi verdik. Bizlerde onlar kadar fakir ve onlar kadar zeki idik. Çok şükür onlar gibi kanı bozuk, onlar gibi hain çıkmadık.

Bizde bilirdik bedava ders almayı, bedava karın doyurmayı, bedava yurtta kalmayı. Ama az olsun helalinden olsun dedik; Dertsiz aşım ağrısız başım dedik. Olduğu kadar öğrendik, olduğu kadar yedik, olduğu kadar başımızı bir çatı altına emanet ettik.


Birilerine gebe kalıp, birilerine onurumuzu, geleceğimizi, aklımızı, ailemizi ipotek etmedik. Tek sözümüz helal aşımız olsun, vatana katkımız olsundu.

Ne soru çaldık, ne çalınmış sorulara el uzattık, ne torpil peşinde koştuk, ne de birilerine el pençe divan durduk. Fakir kaldık, işsiz kaldık, evsiz kaldık ama iradesiz, onursuz ve tutsak kalmadık.

Fakir ve Zeki olmak bu hainliğin, bu nefsin tutsaklığının, harama, ihanete meylin sebebi olamaz.

Oh ne ala… Bütün kapılara bir biri ardına açılsın, bütün makamlar zahmetsizce önünüze serilsin, para pul, şan şöhret alsın başını yürüsün;Hakkı yenilen, kumpasa yenilen, üstüne basılarak alaşağı edilenler, hiçbir fırsata imkan bulamayanlar göz ardı edilip, ömürleri elinden alınsın; Ses yok, itiraz yok….

Şimdi düzen bozulup, bu hain plan terse döndüğünde “Fakir ama Zeki” çocuk masalı ile hala bizi uyut… Geçiniz bu ayakları.

Ha bide şu “Zeki çocuklardık” demenin absürtlüğünü de görün artık. Allah aşkına hangi “Zekâdan” bahsediyorsunuz. Hangi zeki adam her şeyini bir yere ipotek edip bir piyon olmaya razı gelir. Sizlerde azıcık “Zeka” olsa idi, bugünleri azıcık görür ve “”O” cahil, “O” okumamış sokak satıcısı delikanlının üstüne afişe ettiği sözü kendinize düstur eder, bu aşağılık günleri yaşamazdınız: “Su sattık, simit sattık, vatanı satmadık!”

Eskiden memleket Fakir ama Gururlu insanların masalını dinler bir gün zengin olma hayali ile avutulurdu. Sizin ki onlardan da berbat ve onlardan da aşağılık bir kabus oldu.

Fakir ve Zeki olmak hiçbir bozukluk için bir neden değildir, aşağılık bir bahanedir. Onursuz bir kamufle biçimidir.

Bu saate kadar yediniz, içtiniz, ezdiniz, yok ettiniz, önlere geçip makam mevkilere çöreklendiniz;Ülkenin tüm kurumlarını darmadağın edip,güven, iyi niyet duygularını katlettiniz; En sonunda da Vatanı bağrından hançerleyip, üç kuruşa satıverdiniz. Bi zahmet bu saatten sonrada azıcık bir bedel ödeyiniz de, bu ağır yük ahrete intikal etmesin. Belki bir iki gönül alır, bir iki fayda sağlayıp ta, iki af edilir, bir iki de sevap kazanırsınız yalan dünya üzerinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder