Sorsan mesleğini büyük
bir böbürlenme ve kendinden emin bir biçimde “Gazeteci/Haberci/Televizyoncu”
der…
Yıllar boyunca bu işin
cakasını satar, ekmeğini yer. Ekran karşısında bizleri oyalar. Şimdilerde bir
kenarda sesi soluğu çıkmazken, yapacak bir iş bulamamış olacak ki yırtık dondan
çıkar gibi çıkmış gündeme. Atsan atılmaz, satsan satılmaz!
Şimdi, bu konudaki tüm cahilliğini,
vatan millet sevgisi ile kısmını bir kenara koyup, kendi kendini rezil etme
modundaki çıkışını şu gözle bir değerlendirelim.
Bunu söyleyen bir
gazeteci/sunucu/haberci/programcı! Adı ne ise o. İşi araştırmak, öğrenmek,
merak etmek ve sunmak. Aşağıdaki cümle bu mesleği icra ettiğini ve meslek
edindiğini iddia eden biri:
Hadi işsiz kalmanın vermiş olduğu sıkıntıları dışa vurmanın
bir tezahürü olarak, “Her gün program yapmamanın” iyi taraflarını bulup,
polyanacılık yapmana anlayış gösterebiliriz.
Amma!
Bugüne kadar bilmemenin ayıbı yetmemiş gibi!
Bu mesleği yapan bir kişi nasıl,
Bilmemeyi
Merak etmemeyi
Araştırma yapmayacağını
iyi bir şeymiş gibi söyler! Bir teselli nedeni eder. Halbuki en başında, bu işi yapan için en büyük kederlerden biri bunların eksikliği olmalıdır.
iyi bir şeymiş gibi söyler! Bir teselli nedeni eder. Halbuki en başında, bu işi yapan için en büyük kederlerden biri bunların eksikliği olmalıdır.
Gazeteci/Haberci/TV işi yapan her kimse
BİLMELİ
MERAK ETMELİ
ÖĞRENMELİDİR
Bu da bir soru aslında!
Bilmeyene,
Merak etmeyene,
Öğrenmeyene……
Öğrenmeyene……
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder