Atatürk'ü kendilerine siper
ederek bu ülkeye ve bu millete yapmadıkları zülüm, yapmadıkları hakaret,
yapmadıkları kötülük kalmadı. En büyük kötülüğü Atatürk ile millet arasına
kendi meymenetsiz suratlarını koyarak yaptılar.
Bugün 10 Kasım. Yine Atatürk'ün
sırtından millete saygısızlık, hakaret içeren kin ve nefretini kusanların
fırsata çevirdikleri bir an. Gören Atatürk'ü andıklarını, yokluğuna
üzüldüklerini ve yaptıklarını saygıyla yâd ettiklerini sanar. Ancak hiç bir
alakaları yok bununla.
Ülkeyi öz benliğinden koparmak ve
emrinde oldukları malum yabancılara yar kılmak için bu vatanı yapmadıkları
hainlik kalmadı. Ülkenin ekonomisinden, kültüründen, eğitim sisteminden her ne
varsa bozup, deformasyona uğratmadıkları bir alan yok.
Bu sinsi, gaddar ve acımasız
tuzaklarından defalarca geçen millet, kendini kurtarmaya çok yakın olduğu bir
fırsatı yaratmış ikbaline. Ona fena kuduruyorlar. Kendinden geçip saçmalık
ötesi davranışlarla bu gidişatı bozmaya uğraşıyorlar.
Bunun için yapmadıkları hainlik
kalmadı. En basiti sayılabilecek olan Ülkeyi ve kurumlarını yabancılara şikâyetten,
ülkenin milli güvenlik sırlarını deşifre etmeye, yabancı orduların ülkeye
müdahalesine davetten, terör örgütleri ile aynı doğrultuda hareket etmeye,
darbe kışkırtıcılığından, suikast dileklerine kadar inanılmaz karanlık ve
iğrenç yollara saparak, kendilerinden geçtiler.
Dünyanın her yanını sarmış
İngiliz kraliçesine hürmette yarışanlar, bu dünyadan yüzyıllar önce göçmüş
kendi Sultanlarına hala düşmanlıkla nefret saçmaktalar.
Atatürk'ün bir 10 Kasım sabahı,
bu pisliklerden kurtulmuş, kendi ayakları üzerinde milleti ile bir olmuş güçlü
ve kudretli Barış içinde yaşayan ve etrafına Barış dağıtan bir ülkede, layığı
ile anılmasını temenni ederken; Kendisine Allah'tan (c.c) rahmet diler, bu ülke
ve millet için yaptığı güzel şeyler için şükranlarımızı sunarız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder