07 haziran 2015 seçimlerine
sayılı günler kala, bugün ki yazımızın konusu SOSYAL HAYAT. İsminden dolayı
yanlış bir anlama veya dar bir anlama sığmaması için belirtmek isteriz ki,
SOSYAL HAYAT olarak üst başlık yaptığımız konu genel itibarı ile toplumsal
hayatı, kamuya ait alanı kast etmektedir.
İktidar olarak yapılan her
tercih, her icraat doğrudan SOSYAL HAYAT’I etkilemektedir. Ekonomi, Ulaşım, Sağlık,
Eğitim vb olarak yazılarımıza konumlandırdığımız alanlar netice olarak SOSYAL HAYAT’A
şekil vermektedirler.
Ekonomideki istikrar, Gelir
düzeyindeki artma, bekletilen, bastırılan pek çok harcamayı isteğini serbest
bıraktı. Özellikle Konut, Araç ve Teknoloji alanında tüketim patlaması yaşandı.
Bu insanların yaşam tarzlarını ve oluşturdukları alt toplulukları değiştirdi.
Tatil kültürü, yazları memlekete gitmekten farklılaşıp, iç ve diş turizme
kayarak orada ayrı bir patlama yaşanıldı. Tatil planları ucuzlayan ve daha
konforlu hale gelen ulaşım imkanları ve artan gelirle birlikte Avrupai bir hal
aldı.
Çok değil 10 yıl öncesi
kültürümüzün ve gündemimizin ana karakterlerinden biri olan GECEKONDU ve VAROŞ
kavramları unutulur oldu. O yıllarda yapılan umutsuz gelecek tahminlerinin
demirbaşı olan bu iki konu şimdi tebessümle anılan geçmişte kalan nostaljik
konular oldu. Gecekondu ve Varoş ortamının Modern şehirleşmeye geçmesi ile
birlikte SOSYAL HAYAT AVM kavramı, park sorunu gibi daha çağdaş konulara çare
arar hale geldi.
Özellikle İletişim alanındaki
teknoloji atılımlar Sosyal bağları sanal hale getirip, farklı bir alanda
bizleri sınar oldu. Eleştiriler, tanıtımlar, kavgalar, organizasyonlar SOSYAL
MEDYA da yapılır oldu.
GECEKONDU kavramının kayıp
olması, Yapılan (Sırf iktidara oy kayıp ettirmek uğruna acımasızca ve yersiz
bir biçimde eleştirilmesine rağmen) Sosyal yardımlar, Açılan çeşitli Mahalle
Lokalleri ve Belediye kursları beraberinde Sokaklardaki güvenlik sorununu ve
bir zamanlar haberlerin demirbaşı olan Kaptıkaçtı, Tinerciler, Sokak çocukları
ve Sokakları haraca bağlayan Park eşkıyalarını hayatımızdan büyük bir oranda
çıkardı.
Sigara konusundaki radikal
yasaklar ve Alkol satışındaki kısıtlamalar farklı kültürlerin ortaya çıkmasına
neden olmuştur. Gece hayatı daha bir disipline olmuş ve daha az rahatsızlık
yaratır olmuştur. Özellikle SİGARA YASAKLARI hayatımızda köklü değişiklere yol
açmıştır. Önceleri vazgeçilmez gibi duran SİGARA alışkanlıklarımız şimdi bakıca
şaşılası aptallıklarımız olarak görünen huylarımız olarak anılmakta. Toplum
olarak SİGARAYA karşı red eden ve kısıtlayan bir tavra sahip olduk.
Yapay olarak siyasi kaygıların
çıkardığı BAŞÖRTÜSÜ sorunun çözülmesi toplumsal hayata, kamusal alana yığınlar
halinde çıkmaya başlayan BAŞÖRTÜLÜ vatandaşlarımızın rahatlamasına ve Başta
Üniversitelerimizde olmak üzere yaşanılan haksızlıkların önlenmesine ve
toplumsal gerilimin sona ermesine çok büyük katkı sağladı.
İlk zamanlar AK Partinin kuruluş
dönemlerinde topluma altan alta yayılan ve yükselişini engellemeyi amaçlayan
BEYHUDE Yaşam Biçimimize müdahale edecekler karabasanı ise geçen zamanla
birlikte dağılıp, yok olan bir uydurulan korku idi.
Toplum açısından en büyük
gerilime yol açan muhafazakar kesimin kendi yaşam biçimlerini
değiştirmeden/çağa uygun dönüştürerek Kamusal alana çıkması ve haklarını
kararlık ile talep etmesi idi. Bu haklar inancına uygun kılık kıyafet ile
kamusal alanlarda bulunma, seçilme ve yönetme hakkı idi. Bu konuda hazırlıksız
yakalan Hakim kesim BEYAZ TÜRKLER fena afallayıp, sonunda ise çuvalladılar. Bu
denli örgütlü, inançlı ve dirayetli bir talep beklemediklerinde, tepkileri,
tedbirleri bu organize olmuş yığınlar karşısında kayıp oldu gitti.
Üstelik uzun yıllar çeşitli
korkular ile talepleri bastırılmış, ertelenmiş ve beceriksiz siyasiler yüzünden
yaşan kaliteleri ve gelecek beklentileri alt seviyelerde olan kesimler ortak
paydalarına EKONOMİYİ alarak AK Parti altında güç birliği yaparak, içinde
tutulmaya çalışıldıkları KISIR ve VERİMSİZ sistemi yerle bir ederek, bir adı
SÖMÜRÜ düzeni olan bu tutsaklıktan kurtulmuşlardır.
Çözüm süreci ile başlayan bir
dönemde kavgalardan ve bir bir kanını akıtmaktan geri durmaya ve kardeşlik
hukuku kurup, huzurlu bir hayat sürmeye yelken açmışlardır. Toplum huzur ve
refah istemektedir. Bu seçimlerde en önemli konu budur bizce.
Eğer 2002'deki gibi korkularından
kurtulup YETER artık diyebilirse, Ülke bambaşka bir yaşama adım atacaktır. Bu
büyük adım atıldığında aynı 2002'de olduğu gibi bu talebe ayak uyduranlar ileri
fırlayıp, set çekenler ise tarihteki yerlerini almış olacaklardır. Yok eğer
korkular egemen olup, gönülden geçenlere kem vurulmak tercih edilirse, yine bir
yalpalanma, yine gir geriye ket vurma ve yine kısır yıllara merhaba
denilecektir.
Çok karışık çok gerilimli bir
hava olsa da seçim sonrası bir durgunluğa ve normal olana dönüş olacaktır. Eğer
bu seçimler dönüşümü tamamlama yönünde teveccüh bulursa Toplumsal olarak daha
dingin ve daha olgun zamanlara kavuşup, Geleceğe daha umutla, daha güvenle
bakacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder