2 Temmuz 2014

Aynı çatı altında aşkımız bir yalandı

Önümüzde ki Ağustos ayında ülkemizde bir ilk yaşanacak, bir eşik atlanacak. Sonrasında tamamı ile farklı bir dünyaya geçmiş olacağız. 80 yılı devirmiş olan cumhuriyetimiz ilk kez başkanını kendi seçecek.

Öncesi gibi sonu da fırtınalı olacak. Bu bilinmeyen dünyaya adapte olmada pek çok kurum sıkıntılar yaşayacak. Kimisi doğru algılayıp, ona göre adımlar atarken, çoğunluğu ise algılayamadığı bu dünya ile uyumlu adımları atamayacak. Ya geri kalacak, ya fazla ileri olacak; kimi zaman bi ileri iki geri adım atarken, kimi zaman ayakları birbirine dolanacak; Ya boşa adım atacak, ya birilerinin ayağına basacak, bu şekilde sendeleye sendeleye geçiş yapacak yeni yoldan.

Ama görünen köy kılavuz istemez misali bu yeni döneme en hazırlıksız yakalanan bu işin baş aktörlerinden biri olması gerekli muhalefetimiz. Bırakın ilerisini düşünmeyi, şu an içinde bulunduğumuz seçim sürecinde bile yalpalamaya başladılar bile. Temeli olmayan bir yapıya çatı kurmaya kalkan muhalefetin, bu çatıyı taşıma yükü altından kalkılabilecek gibi değil. Daha şimdiden çatıya el vermeyen ya da gönülsüz davrananlar çıkmaya başladı bile. Hâlbuki bir binanın en son çatısı inşa olunur ki mobil olmasın, ilk fırtınada uçmasın diye. En önemlisi de çatıdan önce temeli sağlam bir bina yapılır ve kirişleri sabitlenir ki çatı ile bina ayrılmaz bir bütün oluştursun diye.

Bu kadar aleni bir kötü girişten anlaşılacağı üzere işin sonunu görmek için müneccim olmak gerekmiyor. Çarşambanın gelişi perşembeden belli. Bunun tek bir mantıklı açıklaması olmalı, o da muhalefet bu seçimi kesinlikle iktidarın kazanmasını istiyor ve asıl planını seçim sonrasına göre kurguluyor olmalı. Bu şekilde iktidar partisinde bir ayrışma, bir güç bölünmesi ümit ediyor.

Bizde bu görüşten yola çıkarak, işin başına ya da gidişatına bakarak zaman kaybı yaşamaktansa, öngörülerimizi doğrudan seçim sonrasına yoğunlaştıralım dedik. Bunun içinde fazla bir kafa yormadan geçmişimizin en etkili çatı temalı eserinden faydalandık. Bu eser bir zamanlar dillerden düşmeyen bir TSM şarkısı olan "Aynı çatı altında aşkımız bir yalandı".

Sanatın kitleleri etkileme ve yaşamlarında iz bırakma etkisi o toplumun olaylara bakış açısını gösteren en önemli işaretlerdendir. Bu şarkıda çatı olayına etkili bir bakış atmış ve aylarca dillerden düşmeyen bir hit esere dönüşmüştü.
Demek ki bu çatı olayı toplumumuzun geçmiş zamanlarından beri var olan bir kavrammış. Bakalım ki bizlerde aynı çatı altında sonrası yaşananlar nasıl bir genel durum halini alıyormuş;

"Aynı çatı altında aşkımız bir yalanmış
Dönüp baktım maziye paylaşacak ne kalmış..."

Bu dizelerden anlaşılacak ilk şey, seçim sonrası çatı altında büyük bir ayrışma yaşanacak ve yaşanmış olan hiçbir şeyin ortak bir payda da buluşamayacağıdır. Seçim sonrası büyük bir hayal kırıklığı ile gerçeklerle yüzleşme yaşanıp, bu zorlama birlikteliğin tüm olumsuz birikimi dışa saçılacaktır.

"Yıllar yorgun ben yorgun
Boşa geçmiş seneler
Bende hicran yarası
Bende bitmez çileler"

Yılların muhalefet olmanın verdiği yorgunluk artık inkar edilemeyecek bir görünürlüğe kavuşacak. Kayıp edilmiş bu seçim bardağı taşıran son damla işlevi görecek. Yorgunluğun getirdiği çöküş ile beraber elde ne var muhasebesi yapılacak ve müflis bir tüccarın yaşadığı hüzün kaplayacak ruhları. Geçmişte yapılmayan iç hesaplaşmalar ve hayal kırıklıkları kapanması zor yaralar açacak, çileli yılların habercisi gibi olacak.

"Gözlerinde kin nefret bana sevgin hiç yokmuş
Benim kalbim boş yere sana sevgiyle dolmuş"

Bu çöküş, bu elde var sıfır boşluğu ve zamanın geçmiş olması acı gerçeği bir suçlu arayacak. Karşılıklı bu arayış bir bir gözlerinde nefret, kin olarak yansıyacak ve geri dönüşü olmayan kopuşlar yaşatacaktır. Hesap sormanın beyhudeliği karşısında artık tek bir şey kalacak geriye; Kocaman bir pişmanlık, keşkeler ile dolu.

Belki de bu çöküş ve kopuş beraberinde yeni umutların filizlenmesine neden olur. Bu köhnemiş düşüncenin esaretinden kurtulmuş olan genç kökler sağlam ve verimli topraklarda serpilip boy atarlar. Yeni dönemde yeni başlangıçlar ile yeni ufuklara yol alırlar. Uyumlu ve ahenkli adımlar ile.....

Kim bilir belki de yeni dönem, yeni umutlarla, yeni ufuklara hayırlısı ile merhaba der. Yeni Türkiye yenilenmiş hali ile tazelenir ve sağlam bir birliktelikle ayağa kalkarak ileriye yön çevirir.

(ilk yayın tarihi:30.06.2014 08:08:41)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder