Bir paket daha açıldı. İçinden
gene Türkler çıktı. O meşhur Türkler. Her şeyin sorumlusu, her taşın altından
çıkan fakat bir türlü görünmeyenler.
Sahi aranızda hiç Türk gören var
mı?
Yıllarca "Türküm" diye
bağırıp ta bir türlü olamadığımız kimlik. Türk dışında her şey olduk. Sonunda
Türk olmaktan vazgeçtik. Yorulduk her halde. Bir olmaya çalışırken binlere
ayrılıyoruz. Yazık....
En çok merak ettiğim kimdir bu
Türkler? Haklarında o kadar gürültü koparılıyor da bir tanesi ortaya çıkıp ta
"Yeter" demiyor. Ülkede adını bile duymadığımız azınlıklar bile
ezildik, yaşam hakkımız yok diye haklar elde ederken, bu Türkler neredeler.
Yine ortadan kayıp oldular. Artık ölme mevsimi geçti ya. Şimdi yaşam ayları,
sefa sürme zamanları. Onların ortadan çekilip, bir daha ki ızdırap aylarına
kadar kabuklarında, kuytularda saklanma zamanı.
Taa Osmanlının son dönemlerinden
beri paketler açılıyor ve ne hikmetse sadece azınlıklar, azınlıklar,
azınlıklar! Hakları bırakın ayrıcalıklar, imtiyazlar alırken günümüzde bile
hala onlara çalışıyoruz.
Bu nasıl bir çoğunluktur, bu
nasıl bir baskınlıktır ki hiç bir hakkını koruyamayan ve kendine ithaf olunan
hiç bir suça, tehdide ve saldırıya karşı koyamayan Türkler.
Sanırım "Türk" kavramı
sanal bir gerçeklikten ibaret. Fiili olarak öyle bir topluluk yok. Bu ülke
binlerce parçadan bir araya gelmiş ve Türk kavramı ile şekillendirilmeye ve bir
olunmaya çalışılmış bir topluluk.
Türklük" kavramı bir suçlu
arandığında, yoklukta fedakârlık gerektiğinde, savaşta şehit gerektiğinde
kullanılan kara gün kavramı.
Fakirlikte Türk, Zenginlikte
azınlık; Sefalette Türk, Sefa sürmede azınlık; Savaşta Türk, Barışta Azınlık
olarak şekil bulduğumuz bir topluluğuz.
Türk olmak" diye Google'da
bir araştırma yapıp "Zeitgeist" "Zamanı Ruhu" ne diyor diye
araştırınca pekte şaşırtıcı olmayan sonuçlara ulaştım(internette Türk olmak
deyince karşımıza ilk çıkanlardan bir kaçı);
- Türk olmak, Osmanlı'nın borcunu ödemektir(Borç öderken hiçbir azınlık grup ortalarda yok) Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi.
- Gurur duyulası bir şey olmasına rağmen, manevi duyguları yozlaşmış olmuş kişiler tarafından alay konusu yapılması beni kahreden olgu.
- Türk olmak; Troya'dan bu yana, Sümer'den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşamaktır.
- Türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek. Türk olmak, annenin ardından "bir oğlum daha olsun, onu da göndereceğim" demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken "vatan sağ olsun" demesidir.
- Türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövüldüğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de yemen Türküsü'nde...
- Türk olmak Çanakkale'de ölmektir. Çanakkale'de ölmeden önce düşmana su vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanene taşımaktır.
Bu da bizim birkaç tespitimiz
- Türk olmak savaşta insan, barışta barbar olmaktır.
- Türk olmak kendini bilmemek, ifade edememektir. Başkalarının tanımları, yönlendirmeleri ve ithamları ile kendini o sanmaktır.
- Bu Ülke'de aslında en zor şey "Türk Olmak"'tır. Türk Olmak demek malınla, mülkünle, canınla cananla devletine feda olmaktır. Ve o devlet ise her daim senden aldıklarını azınlıkların müreffehi için harcamakla mükellefidir.
Yeni pakette "Andımız"
yasaklanıyormuş. Belki de paketin en doğru maddesi budur. En azından gerçekçi
ve dürüst bir karar. Yıllarca olmadığımız, yapmadığımız şeylere için AND içtik.
Türk'üm, Doğruyum diye.... Ne Türk olabildik ne doğru, ne çalışkan ne de
saygılı. En azından and içip de o andın altında ezilmeyeceğiz. İnsan onuru için
en ağır şeylerden biri de sözünü, andının tutmamak, çiğnemektir.
Ve hala merak ediyorum, bu
Türkler kimdir! Neredelerdir! Yoksa gerçekten devletimizin uydurduğu sanal bir
gerçeklik mi idi!
Yoksa bir yere kadar değil mi!
İçlerinden biri çıkıp yeter derdi....YETER...
(ilk yayın tarihi:01.10.2013 15:01:33)
(ilk yayın tarihi:01.10.2013 15:01:33)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder