Çağdaş sanatın dünyaca ünlü ismi
Hint asıllı İngiliz sanatçı Anish Kapoor, ilk kez Sakıp Sabancı Müzesi'nde
sergilediği taş eserleriyle İstanbul'da. Sergi öncesi çok yoğun bir tanıtım
kampanyası ile sergi hakkında bilgi sahibi olmayan kalmadı.
Sanatçının mermer, kaymaktaşı
gibi malzemelerle yapılan, çoğu daha önce sergilenmemiş taş eserlerine
odaklanan ilk sergi olma özelliğini taşıyan sergi, Kapoor'un "Gök
Ayna", "Sarı" gibi heykel, mimari, mühendislik ve teknolojiyi
bir araya getiren ünlü eserlerini de içeriyor.
Peki, Anish Kapoor kimdir ve ne
yapar? Onu önemli kılan nedir? Malum biz önemli şeylere düşkünüzdür!
Dev boyutlu eserleriyle tanınan
sanatçı Anish Kapoor Hindistan Bombay doğumlu, İngiliz etiketli bir sanatçıdır.
Asıl ilgi alanı Enstalasyon olmakla birlikte heykel ve resim üzerine de
çalışmalar yapmaktadır. Çağdaş sanat
alanında ikonik, etkili eserleri vardır.
Yerleştirme ya da enstalasyon,
geleneksel sanat eserlerinden farklı olarak, çevreden bağımsız bir sanat
nesnesi içermeyip belirli bir mekân için yaratılan, mekânın niteliklerini
kullanıp irdeleyen ve izleyici katılımının temel bir gereklilik olduğu sanat
türü. Kapalı veya açık mekânlarda yapılabilir.
Serginin küratörü Sir Norman
Rosenthal dün sabahki basın toplantısında "Anish Kapoor'un, serginin odak
noktasını oluşturan, soyut taş eserlerinde esas olarak dikkate değer nokta, bu
eserlerin sonsuzluk ve zaman kavramlarını tanımlamak için özgün yollarının
olması.
Son 30 yıllık süreçte mermer,
oniks, kaymaktaşı, granit, kumtaşı ve diğer taş türleri kullanılarak ortaya
çıkan bu taş eserlere bakan birinin aklına tarihsel zamanın felsefeleri ve
gerçeklikleri hakkında birçok bakış açısı geliyor. Kapoor, her biri kişisel ve
imalı anlamlar içeren çağdaş formları elde edebilmek için oyma veya şekil verme
gibi eski çağ geleneklerini takip eden az sayıdaki sanatçıdan biridir. Belki de
Kapoor'un sanatının en muhteşem yönü, özellikle de taş eserlerinin verdiği,
eserlerin yaratıldığı zamanın tahmin edilemez oluşuyla birlikte ortaya çıkan
zamansızlık duygusu" dedi.
Bizlerde merakla, sergi üzerinden
Anish Kapoor'u anlamaya ve bir Türk olarak yorumlamaya çalıştık.
Birinci tespitimiz Kapoor aynı
eserleri Türk kimliği ile üretse, kesin sapık damgası yer, yurtdışında
sürünebilirdi. Bunun temel nedeni Kapoor'un yuvarlak ve dolgun hatlar, delikler
ve kırmızıya olan belirgin düşkünlüğüdür.
Serginin küratörü "Kapoor'un
sanatının en muhteşem yönü, özellikle de taş eserlerinin verdiği, eserlerin
yaratıldığı zamanın tahmin edilemez oluşuyla birlikte ortaya çıkan zamansızlık
duygusu" şeklinde bir tanımlamayı burada yapamazdı. Genetik olarak tahmin
edilemez ve anlamlandırılmazlık bizim lügatimizde yoktur. Mutlaka her bir eseri
ayrıntılı tanımlayıp bir şekle sokup en akıl almaz eleştirileri yapabiliriz. Ve
Kapoor'un şansından olmalı bizler taş eserlere bayılırız!
Sergiye katılanlar üzerinde
yapılan gözlemlerde, eserlerde bolca bulunan deliklere bir kafa/kol sokma ve bu
deliklerin arkasındakini araştıran bir merak çok dikkat çekiyormuş.
Ayrıca eserlerdeki girintiler
merak, çıkıntılar ise bir tedirginlik hissi uyandırıyormuş. Tespitlerde
ziyaretçilerin girintili eserlerde, çıkıntılı eserlerden daha fazla vakit
geçirdiğini, hatta çıkıntılı olan eserlerde göz ucuyla bir bakılıp bekleme
yapmadan devam edildiğiymiş.
Eserleri mutlaka bir insan uzvuna
benzetmelerde bulunan ziyaretçiler yer yer mahcup gülüşmeler ile kendi
aralarında fısıldamaktalarmış.
Ve serginin sonunda ortak kanı
bunlarda o kadar zor değilmiş, biraz uğraşsak bizde yapabiliriz. Bu Kapoor'u da
fazla büyütmüşler, şeklinde imiş.
(ilk yayın tarihi:21.09.2013 12:22:19)
(ilk yayın tarihi:21.09.2013 12:22:19)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder