22 Mayıs 2014

Koşar Soma'nın yasına, takılmayın kolundaki Prada'sına

Her vicdanlı insan gibi o da koşmuştu Soma'nın yasına. Eline bir çanta, ayağına bir iskarpin, gözlerde UV/Polarize gözlükler ile kendini atmıştı Kara Madenin girişine. Ne bakmıştı çantasının ismine, ne de gözündeki model gözlüğüne.

Elinden ne geliyorsa bir şeyler yapma gayesinde idi yola çıkarken, gidince gördü ki ne gelir elden bir kuru resim çektirmekten başka. Bu kara günün hatırasına bir poz çektirmişti o mefhum madenin girişinde. Çanta ile gözlüğü bir kenara koyacak düşünce gelmemişti ki fikrine. Hem neden gelse imiş ki böyle bir şey, normal günlük hayatın bir aksesuarı imiş zaten bu şeyler. Anlayamamış onu hiç kimse!

Bir tepki bir tepki ki sosyal alemde, bir anlam verememiş hiç birine. Neymiş canım bu sosyal medyanın da derdi benle, hem 3 günlük yas ilan edilmediymidi ki memlekette, yas zamanı hiç mi saygı kalmamış vicdansız kalemlerde...? Kendi kendine hayıflanmış, ya sabır çekmiş, ama atamamış içindeki öfkeyi dışarı.

Orada bir şiir yetişmiş imdadına ve tepkisini dile getirmiş sonunda. Rahatlamış bir nebze ve kendini ifade etmiş dili döndüğünce; “Umarım bu şiirden sonra herkes elini vicdanına kor ve beni anlar. Böyle kara bir günde kurban edilmem, kara bir propaganda işine” şeklinde bir de iç geçirmiş kara gözlüklerinin gerisinde. İşte o içli şiir;

Benimde Fıtratımda bu var

Pradamı takıp koluma,
Düştüm Soma'nın gamlı yolluna
Gözlerimde yaş aksa da, görünmüyor,
Gözlükler son moda Rayban ya!
Ondan, ondan...
SOrMA...

Hazır gelmişken buraya
Bir resim çektireyim, kolumda Pradam
Kimse anlayamaz beni, buralarda
Herkesin fıtratında farklıdır dünya
Kimisi Komada
Kimisi Tomada
Benimde için kan ağlar
SOMA’da
Beni anlayamazsın
Zalımsın! Zalım!
Sosyal Medya....

(ilk yayın tarihi:17.05.2014 08:43:55)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder