10 Ağustos 2021

Covid’ten Başka Hastalık, AŞI’dan Başka da Bir Çare Yok


Yaklaşık son 2 yıldır dünyada Covid’ten başka hastalık, AŞI’dan başka da bir çare yok. Hatta ne dert kaldı ne tasa! Tüm derdimiz Covid; Her şeye çaremiz AŞI! Nasıl olduysa son zamanlarda orman yangınları ve trafik kazaları biraz öne çıkar oldu. Allahımıza çok şükür başka derdimiz, tasamız yok.

Ama Covid de dert yanı. Öyle ki ne bilimsel düşünce kaldı, ne etik kaldı, ne yasa kaldı, ne insan hakları kaldı, ne mantık kaldı, ne izan ne de mizan kaldı. Her şeyi yerler bir edip, kendi kurallarını dikte edip, dikte ettirdi.

Öyle bir fırtına esti ki ne giyeceğimizi, ne yiyeceğimizi, ne diyeceğimizi şaşırdık durduk. Yarasalar üzerinden başlayan Çinli hikayeyi Uzaylıya benzeyen, kimyasal/biyolojik tehditlerde giyilecek kıyafetlerle karşıladık Covidi. Maskeler, dezenktefanlar, evler tıkılıp, birbirimize linç etmeler ilk akıl dışı davranışlarımız oldu.

Sonrası ilk vakanın nerede nasıl çıkacağını bekledik büyük bir heyecanla. İlk vaka hemen ortaya çıkıp 5/10 kişiye bulaştırıp 3/5 ini öldürünce acı gerçekle büyük bir dehşet ile karşılaştık. Peşinden rakamla ve tablolar gelmeye başladı. Bu konuda da kendimizi geliştirip geri kalmadık. Ateş ölçtük, Kamera kurduk, yurtdışından gelenleri yurtlara tıktık. Yetmedi tüm ülkeye kilidi vurup, mikrobun Edirne’den girip, Kars’tan çıkmasını bekledik. Sürü bağışıklığı kazanmak için sürüleşme pratikleri yaptık. Velhasıl kerim bir yerlerden ne yapmamız istendiyse hepsini eksiği yok fazlası ile yerine getirip başta dünya sağlık örgütü olmak üzere pek çok yerden aferin aldık.

Ama mikropta akıllı kerata! Şekilden şekle girip bir türlü çıkmayıverdi aramızdan. Önce 65 yaş üstü kronik hastaları tehdit ederken şimdi çocuklarımıza kadar tehdidini geliştirerek ürküntümüzün azalmasına aman vermedi. Sürü bağışıklığı işi yaramazken AŞI MUCİZESİ çıktı ortaya. Hem de ne çıkmak. Her şeyi baştan aşağı değiştiren bir hızla ve yaklaşımla. Önce tek dozla başlayan MUCİZE de hedef yüzde 60 aşılanma iken sonra doz 2’Ye 3’e 5’e çıkarken aşılanma oran 70’e, 80’e, 90’a kim bilir beklide %300’lere çıkmamız bile gerekecek dedi gaipten yetkililer ve onların görünür korosu olan herkes/her şey.

Bu COVİD öyle tehlikeli/sinsi bir tehdit ki bütün teamüller, kurallar, haklar, yasalar, haklar her an herkes tarafından rafa kaldırılabilir, göz ardı edilebilir önemli değil. Önceliğimiz tek ilkemiz, sapmaz hedefimiz COVİD! Bu uğurda herkesin burnuna istediğimiz kadar, istediğimiz çubukları sokar, istediğimizi istediğimiz şekilde bir yerlere tıkar, istediğimiz biçimde hareket özgürlüklerini kısar, istediğimiz sıvıları istediğimiz kadar istediğimiz kişilere yapar ve hiç birinde zerre kadar sorumluluk altına girmeyiz. Gerekirse tüm insanları bu uğurda harcayabiliriz.

Ayrıca bu COVİD nasıl büyük bir bela ki, nasıl ürkütücü bir tehlike ki bin yıllık tarihimizde olmayan bir mucize gerçekleşip duysak, görsek inanamayıp, bir kabusta olduğumuza kanaat getireceğimiz şey gerçekleşiyor. Sağı, solu, ortası, kenarı fark etmeden tüm Siyasi, sivil toplum, diş/iç mihraklar tek ayrık söz çıkarmadan tek bilek, tek ses olarak İlla da COVİD illa da AŞI demeleri inanılmaz bir mucize idi. 

Allah biz insanları daha beterinden korusun. Daha büyük bir dert vermesin.  Allah bu uğurda çabalayan herkese Covid'ten başka hastalıklarında, maskeden/karantinadan başka korunma imkânlarının, aşıdan başka tedavilerinde olduğu zamanları nasip eylesin.

25 Temmuz 2020

Ayasofya Camii

24 Temmuz 2020 Günü yüzyıllık tarih dilimlerinde çok önemli bir yer tutacak olan bir güne daha şahit olduk. Yaşadığımız dönem bu açıdan çok zengin. Maşallah her yıla hatta bazen yılda birden fazla böyle önemli anlar bizim yaşadığımız döneme denk geliyor. Ülkemiz açısından düşünürsek ise çok şükür ki bu tarihi anlar bizler için hep iyi yönde hareket buluyor, maşallah.

Ayasofya Camii'nin özüne dönmesi ile ülkemiz adına, Müslümanlar adına çok önemli anlamlarla yüklü mesajlara sahip olduk. Bu basit bir müzeden camiye dönüşme veya tarihi bir ibadet mekanına kavuşma anlamına sahip değildir. Bu açıdan bakanların ya görüş açıları çok dar ya da niyetleri bizim açımızdan halis değildir. Ayasofya Camii'in yeniden cami hüviyetine kavuşması Ülkemizin bağımsızlığı ve bu bağımsızlığını gösterme gücünün/imkanının çok önemli bir yansımasıdır.

Bu noktaya gelmek öyle kolay olmadı. Bu uğurda, bu gücü elde etme ve kullanma erkine kavuşmada çok sert ve yıpratıcı mücadeleler verildi. Büyük ihanetler büyük saldırılarla gün yüzüne çıktı; Büyük yıkımları hedefleyen ekonomik, sosyolojik, psikolojik, askeri vd benzeri her türlü saldırıları tüm vatanseverlerin birlikteliği ve direnci ile püskürttük; Sonrası ise başta Suriye olmak üzere, Akdeniz, Libya ve şimdi de bu dönüşüm ile hücum eden tarafa dönüştük.  

Bu konuda en büyük cefayı, en büyük direnci Başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, yanında bulunan ve ihanet yanlışına düşmeyen ekibi ile sonraki en zor dönemlere denk gelen ittifak yoldaşı sayın Devlet Bahçeli ve bu ekibe ölümüne, hesapsız, çıkarsız sadece vatan desturu ile destek veren bu ülkenin has evlatları bir olarak, başarıya zafere yol aldılar.

Bu yolda her kim en ufak bir çıkar gözetmeden sadece vatan diyerek emek sarf edip, ömrünü bu uğurda tüketti ise Allah c.c onlardan razı olsun. Milletin, ümmetin duaları üzerilerine olsun. Her kimse tam tersi olarak bu yola taş koyup, engel çıkartıp, yoldakilere ihanet ettiyse de Allah c.c bildiği gibi yapsın.



9 Nisan 2020

Bugünler Habil’lerle Kabil’lerin ayrıştığı Günler



Aziz Milletim,

Ülke ve millet olarak bugüne kadar karşılaştığımız her sıkıntının, uğradığımız her saldırının üstesinden birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize daha sıkı sarılarak geldik, inşallah bu koronavirüs tehdidini de aynı şekilde yeneceğiz. Velev ki gözle görülmeyen bir virüs olsun, hiçbir düşman milletimizin birliğinden, beraberliğinden, gücünden, dirayetinden daha üstün değildir. Bugünler Habil’lerle Kabil’lerin ayrıştığı, hasbilerle hesabilerin kendini belli ettiği, bencillerle diğerkâmların arasındaki farkın ortaya çıktığı günlerdir. Biz tüm bu hasletlerin hayırlı olanını tercih edeceği özellikle bu konuda milletimize güveniyoruz.

Recep Tayyip Erdoğan ı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı

18 Mart 2020

Coronadan Ötesi Hayat


Umut korkuları, tedbir riskleri azaltır. Azalanın yerini azaltan alır. Sabır ile çaba ile zorluklar daima aşılır. Gün be gün bu kara bulutlar dağılıp güzel günler yine merhaba der çok yakında.


KORKMA! Der, İstiklal Marşımız yedi düvele karşı verilen en yokluk dönemindeki savaşımızda bize. Şimdi de aynı ruhla, aynı coşku ile korkmadan, yılgınlığa uğramadan, cesaretle, tedbirler ile ve de en önemlisi birlikte bu sinsi düşmanı alt edeceğiz; Tıp ki bu zamanlarda Çanakkale’de ki atalarımızın kayıp etmeyi bilmeyen korkusuz ruhuyla.

Bugün Corona Virüs yarın başka bir illet. Azalmayacak bu mücadele dünya döndükçe. Bizden önce atalar, günümüzde bizler, gelecekte ise torunlarımız sürdürecek kesintisizce bu savaşı korkusuzca cesaretle.

 Hayat devam ediyor! Hayat devam ettikçe canlanır güzellikler. Dağılır endişelere, kayıp olur korkular günler geçtikçe.

İnşallah bu günler de bir vakitte geçecek. Bizlere düşen, yapmamız gerekeni yapmak, almamız gereken tedbirleri almak ve büyük bir heves ile hayata dört elle sarılıp inaçla, umutla korkuları uzak tutmak hayatımızdan.

Bireysel olarak bu inançla, toplumsal olarak birlikle, dayanışma ile ve de en önemlisi tıkır tıkır işleyen, çözümler üreten, gidişata hakim, ihtiyaçlara hazırlıklı, sıkıntılarla başa çıkmada muktedir güçlü bir devlet yapısı ile alt edemeyeceğimiz düşman bulunmamaktadır.

İnşallah Allah’ın c.c da yardımı ile daha güzel günlere kısa süre sonra merhaba diyeceğiz. Hayat her halükarda devam ediyor. Önemli olan ayakta kalmak, yürümeye devam etmektir. Haydi! Korkusuzca yola devam. Haydi! Tedbir bizden takdir Allah’tan...